• hard bop döneminin incilerinden, başarılı caz piyanisti sideman. yetmişlerin başında kısa bir süre funk'la da ilgilenmiş, ardından yine post bop ustalarının ardındaki piyanonun sesi olmuştur. yirmi ikisinde* kenny dorham'in afro-cuban ağırlıklı big-band'inde çalmaya başlamış, ek iş baabında j. j. johnson ve benny golson'la da çalmıştır. özellikle j.j. johnson'la çaldığı günler için walton'ın en dolu, en çılgın zamanları olduğu rahatlıkla söylenebilir. johnson'ın genç piyanistinin sınırlarına pek karışmıyor olması onu pozitif etkilemiş, vazgeçilmez bir sideman olmasını kolaylaştırmıştır esasen.

    altmışlara geldiğimizde kariyerinin -hakikaten- altın yıllarının geldiğini tam bu satırları yazarken hafif tebessüm ederek söyleyebilirim. art blakey and the jazz messengers'ta, bir başka deyişle dönemin "iki dkaika uğranıp çıkılırsa caz dünyasında isim yapılan" grubunda üç yıla yakın*** çalmış, wayne shorter ve freddie hubbard'ın konserlerde aradıkları isim olmuştur. yine bir başka efsanevi olay ise, giant steps'in* üç piyanistinden biri oluşudur.

    burada belirtmek gerekiyor esasen, art blakey bobby timmons'ı çok sevdiği için sidemanler kendi albümlerini çıkarırken onu kullanmalarını pek istemiyormuş. bu nedenle cedar walton tercih ediliyormuş. freddie'ye göre dexter gordon ve kendisinin en sevdiği piyanistlerdenmiş walton. hatta 'round midnight'ı izleyenler hatırlayacaktır, new york'ta dex ve hub'ın çaldığı kulüpte sol yandaki piyanist kimdi sizce? değinmek isteyeceğim bir başka konu ise walton'ın bestecilik yeteneğinin müzisyenleri birbirine düşürmesi. altmışların sonunda freddie hubbard ve wayne shorter'ın da miles davis gibi modern/funk akımına adım adım ilerlerken cedar walton'ın fantasy in d isimli bestesi için kavga ettikleri söylenir. kavga iddiası ne kadar doğrudur bilemem, ancak fantasy in d freddie hubbard'a grammy getiren first light'ın en vurucu ve en güzel parçalarından biri olup, günümüzde standart niteliğini korumaktadır.
  • gün itibariyle ölüm haberi gelen ustadır.
hesabın var mı? giriş yap