• sozluge entry girerken mumkun oldugunca entryi ansiklopedik ve uzun tutma cabasi icinde bulunup da sonradan cumlenin sonunu bi turlu basina baglayamama hali. yine cok iyi olmadi mesela...
  • radyolarda djlerin karsilastiklari sorun. kimi cümleyi uzattıkça uzatıp, devirdiği çamı unutturmayı dener, kimi toparlamaya çalışırken bir çıkış yolu aramaktan çok daha da dibe yaklaşmaktadır, kimi de usta manevralarla kıvırmaktadır. ama kelime kapasitesi 300'ün üerine çıkmamış kimi 'fırlamayım ben abi' modunda mikrofonu yalayanlar için toparlayamamış olmanın zerre kadar önemi yoktur, cümleler devrilebilir, sorun değildir.
  • möhim* beyanat veren milletvekili-bakan davranışıdır.
    yargıtay kararı gibi cümle kuracağım diye o kadar kasar ki cümle tamamlandığında özne ile yüklem uzaktan akraba bile olmaz.
    (bkz: tek cümle sendromu)
  • kelimeleri dile dökememekse durum; bu kansızlıktan; demir eksikliğinden kaynaklı olabilir. *
  • kısa ve öz cümlelerle kolayca giderilebilecek bir sorun.

    örnek :
    (bkz: ali bak)
    (bkz: ali ata bak)
    (bkz: emel eve gel)
    (bkz: ışık ılık süt iç)
    (bkz: daha gider bu)
  • “cümleye başlayıp anlatılacak duygu veya düşünceyi verme aşamasındayken birden aklın karışmasıyla yahut karşı taraftan gelen bir tepki-tepkisizlikle karşılaşılınca veya ansızın dağılan dikkati birden cümleye odaklamakta zorlanılınca olduğu gibi anlattikça anlatmanın büyüsüne kapılarak bazen de cümlenin hala bitmemişliğine hayran kalarak konuşmaya-yazmaya devam ederken bünyenin, “acaba bütünlüğü ve kurguyu ve öğeler uyumunu da sağlayabiliyor muyum, dahası sıkça karşılaşılan anlatim bozukluklarindan birisine saplanıp kaldım mı ki” tereddüdünü yaşamasına rağmen duramaması, hadi baştaki nedenlerden olmadı bir başka sebepten lafı noktalamadan uzattıkça uzatıyorum ama ya kelime tekrarlamaları yapıyor ve anlatımı bayağılaştırıp yavanlaştırıyorsam endişesine evvelce söylediklerini-yazdıklarını gözden geçirerek takılmayıp fakat bir türlü de hala başladığı işi bitirememiş olduğunun ve dahası artık söyleyecek çok da bir şeyinin kalmadığının ezikliğini içte duya duya girdiği maceradan-belki de açmazdan kendini kurtaramayarak bağlaçlara-virgüllere sığınarak yola devam etmesi yetmiyormuş gibi bir de işe noktalı virgülü ve bağlı cümleleri sokarak duraklaması; ardından sessizce etrafını kolaçan ettiği halde başta aklına gelen ve açıklamaya niyet ettiği bir türlü cümleyi toparlayamamak ediminin gazap ve lanetine uğradığını fark ederek içinin öncesinde yaşadıklarından farklıca ürpermesine rağmen bundan aldığı garip ve saçmaca hazzın kollarına kendini teslim ettiği anda çalan zil, içeri-ortama yaklaşan bir üçüncü/yabancı yüzünden veyahut ne olursa olsun berbat bir engelleyiciyle karşılaşıp eldeki yegâne sayfanın-kalemin bitmesiyle bir türlü sonlanamayan cümlenin havada kalabileceğini de düşünerek şimdilik rahatlasa da…”
  • otoriter olmayan ya da dikkate alınmayan ki$ilerin kar$ı kar$ıya bulunduklari durumu da ifade eder.
    (bkz: cümle/#134982)
  • karsısında biri ya da birileri gözlerini dikmiş dikkatle cümleyi nasıl bağlayacağını bekliyorsa, her insanın içine düşebileceği, heyecan nedenli "beyin ahmaklaşması" (var daha güzel argo bir tabiri de şimdi yazmayayım, siz anlayın) sonucu oluşan sıkıntı dolu durumdur.
    "ben kendi kendimle sohbetlerimde çok güzel konusurum oysa"
  • konuşurken değil de yazarken oluyor bazen. demin hayal kurmak başlığına yazmaya çalıştığımda bana oldu. yoğun çabalarıma rağmen adamakıllı bir cümle kuramadım. öznesini oturttum yüklemi havada kaldı, yüklemine uzandım öznesi havalandı... birini kurtarayım derken ikisinden de oldum. dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olan adam sanırım benim atalarımdan biri. evet.
  • "dünyadaki en sinir bozucu duygu, söyleyecek çok şeyin olup da bunu kelimelere nasıl dökeceğini bilmemek olmalı."

    (bkz: alexandra bracken)
hesabın var mı? giriş yap