• fransizca boutique kelimesinden gelen magaza anlamindaki sozcuk.
  • bi şekilde, mağaza'nın daha küçüğü anlamına gelen giyim eşyası dükkanı.
  • paşabahçe mağazalarında insanın aklını başından alan enfes tasarımların bulunduğu bölüm. müthiş yemek takımları, vazolar, masa örtüleri, dekoratif tabak çanakların oha dedirten fiyatlara satıldığı yer.
  • güzide türkçemiz'de yıllarca mağaza anlamında kullanılırken sanırım 90 ların ortasında birdenbire özgün/pahalıca/özenle dizayn edilmiş/daha ufak çaplı vs gibi bir dizi anlam içeren bir formatla hayatımıza tekrar giriş yapmış bir sözcüktür. öyle boku çıkmıştır ki, butik çatal, butik benzinci, butik okul, butik ibrişim, butik hayvanat bahçesi, butik kalaycı gibi durumlarda karşımıza çıkar, afallatır.
  • son yıllardaki kullanım furyasından sonra artık miyadını doldurduğunu gözlediğimiz kelime. herkes butik üretim yapıyor anasını satıyim, kendine farklı bir "imaj" vermek isteyen herkesin dilinde. imaj kelimesine de kılım, bunu da arada belirteyim. yerine başka bir kelime bulunsun ya da her gelen "kalite" unsuru katmak için olur olmaz yerde kullanmasın.

    bu arada "butik otel" kavramı da tdk'ya girmiş. hayırlı olsun.

    fransızca'dan dilimize geçen kelime genelde dükkan manasında kullanılıyor. ama mecazi anlamlarından biri neymiş biliyor musunuz (ben de yeni öğrendim), "berbat ev ya da çalışma yeri". enteresan.

    bir kelimemizin daha sonuna geldik sayın okuyucular.
  • (bkz: butik otel)
    (bkz: butik ajans)
  • (bkz: kredi butik)
  • son dönemde hadi otel ufak da ben bundan nasıl para kazanırım sorusunun cevabıdır. yapıştır ismin başına, fiyatları çarp ikiyle, göt kadar odaya daya bilmemkaçyüz euro fiyatı adı da butik olsun.
    oldu canım..
  • bir zamanlar süzer plazanın altında yer almış efsane mekandı,çok uzun ömürlü olmadı oysaki küçük hacmine rağmen piyasanın en kaliteli insanlarının birarada eylendiği adresti.
hesabın var mı? giriş yap