• şapka devriminin ilk gününde, mustafa kemal'in fes* yerine kullanlacak olan şapkayı tanıtırken kullandığı cümle...serpuş'un başlık olduğunu ve sadece başa giyildiğini hatırlatmaya gerek yok sanırsam...
    (bkz: kasanı görür allah)
  • gazi'nin kastamonu'da, "efendiler!" hitabının akabinde söylediği sözü.
  • efendim bu özlü söz (türkçe'ye ne kadar uygundur, ne kadar değildir apayrı bir tartışma konusu olmakla beraber) 27 ağustos 1925 tarihinde inebolu*da mustafa kemal tarafından sarf edilmiştir...

    sivil bir kaynak vermek gerekirse;
    http://www.kastamonu.gov.tr/html/ata.html

    yok ben sivilleri sevmem derseniz; o vakit biraz da militer takılalım;
    http://www.kkk.tsk.mil.tr/…ti/01ana.asp?ta=100&sf=6
  • ser, arapça baş demektir... serpuş ise yine arapça başlık, yani şapka anlamına gelir...
  • atatürk'ün sapka devriminde söylediği söz. hafife almayalım. adamdaki karizmanın yüzlerce örneğinden en güzelidir belki de. günümüz liderlerine bakınca adamlardaki tepeden tırnağa acizlik ve bayağılık bu lafla iyice su yüzeyinde çıkıyor.
    her kademedeki ve karşıt fikirli lider, çeşitli protokellerde karşılaştıklarında birbirlerinin yüzüne bakmamayı, el sıkmamayı gösterilen bir tavır, bir yukarı mertebe karizma ögesi şeklinde kullanarak gururlanıyorlardır. masaya kitap fırlatmayı, yanyana otururken sırtını dönmeyi bir devlet yönetme becerisi sayıyorlar. bunlardan biri eskaza yıllar önce şapka devrimine ön ayak olacak olsalardı (ki mümkün değil), herhalde şapkanın ne olduğunu bilmeyenlere sırt dönerler, şapka giymeyenlerin elini sıkmazlar, fes giyenlerin suratına şapka fırlatırlardı. keşke geriye dönüp atatürk'ün bir kitleleri karizmasıyla nasıl etkileyip tabu sayılabilecek bir devrimi insanların akıllarında şüpheye yer vermiyecek şekilde nasıl gerçekleştirdiğinden örnek alabilseler...nerdeeee bu mallar sürüsüyle.
  • türk modernleşmesinin en önemli özelliklerinden biri fragmenter ya da metonimik diyebilecğeimiz bir modernleşme olmasıdır. batılı kavramlar, kurumlar dönüştürülerek türk modernleşmesine uygulanır. bu uygulamada hakim olan şey batının parçası olan bir şeyin, batının tümünü temsil etmesidir. bir bütünlük yoğunlaştırılarak kendi parçasına indirgenir. mesela tanzimat aydını için piyano batı'nın yerine geçer. bunun başka bir tezahürü de isim ve kavram arasındaki bağ koparılarak ismin o kavramın yerine geçmesidir. mesela cumhuriyet, laiklik, demokrasi gibi sözcükler yalnızca sözcük olarak bile bize çağdaş değerleri hatırlatmakla kalmaz, çağdaşlığın yerine geçer. cumhuriyetin işleyişini kavramsal olanla reel olanın örtüşmesi üzerinden tartışmak cumhuriyet rejimini yıkmaya çalışmak olarak yorumlanır. tüm bu fragmenter, metonimik ve isim-merkezli söylemi hatırlattı bana "bu serpuşun "ism"ine şapka denir" cümlesi.
    (bkz: gavura gavur demek)
  • atatürk'ün şapka inkılabı nı yaparken kastamonu da söylediği söz. komik olanı ben bu sözü bir bir beze basılı halde caddeye gerili olarak görmüştüm. asanlar veciz bir söz olduğunu düşünmüşlerdi herhalde.
hesabın var mı? giriş yap