*

  • (bkz: borderline)
  • eğer biriyle tanıştınız ve muhabbete başladınız biraz da yakınlaştınız diyelim; size içindeki dolmayan boşluktan ve duygularının sürekli bir uçtan bir uca (yani pozitifen negatife) savrulduğunu söylüyorsa muhtemeln borderline kişilik bozukluğu vardır hemen uzaklaşmakla hayatınızı ödüllendirmiş olursunuz. bu tiplerde sürekli boşluk hissi, sürekli yalan, sürekli depresyon, ajitasyon, polyanacılık gibi semptomlar vardır. hiç bir şekilde empati yapamazlar, karşı tarafın duygularını anlayamazlar ama anlaşılmadıklarını düşünürler, bir yakının ölümü dahil hiç bir acıyı yaşama ihtimalleri yoktur değil aşk acısını! eleştireye gelemedikleri gibi direk suçlamaktan da çekinmezler, enerji vampirleridir, ilişkileri kısa ve sığdır, bağlanma sorunları vardır, aşık olamazlar, sevemezler zira kendilerini sevmezler, terk edilme ve reddedilme korkuları vardır, ilginç paranoyalar yaratırlar, insanlar rol biçerler ve role uymazsa ilişkilerini keserler, yakın diyebilecekleri arkadaşları ya yoktur yada olanlarda aynı bozukluk vardır. genelde borderline kadınsa annesi de borderline dır. kimseyle ilişkilerini yakın ve uzun süreli sürdüremezler ancak bahsi geçen ilişki bir şekilde uzaktan yapılıyorsa yani telefonla falan devam edebiliyor. özgürlüklerine düşkündürler ve özgürlük anlayışı hiç sorumluluk almamaktır, dolce vita hayata bayılırlar ama yaş kemale erdiğinde ne olacağını kimse bilemez, intihara meyilli olmaları problemdir, cinsel hayatları zengindir zira seks bir şey ifade etmez yemek yemekten bile daha az değerlidir ancak uç noktalarda yaşar ve yaşatırlar. kısacası böyle bir ilişkiden çıktıysanız bana ne oldu yada ben ne yaşadım gibi sorular sorabilirisiniz, eğer içindeyseniz zaten anlama ihtimaliniz yoktur, başında bunu farkederseniz acı çekip çekmemek sizin elinizdedir.
  • kişilik bozukluğundan daha farklı. bozukluğa sahip insanlar hatalardan ders almayıp devam ediyorlar. kişilik yapısı borderline olanlar ise hatanın az çok farkında ama kontrol altına almazsa hatasını sürdürmeye devam ediyor. hatadan kastım, kendini tehlikeye atacak eylemlere girişmek. yüksek riskli olaylara girmek. her iki taraf da farklı yoğunlukta, psikoterapi ve farklı ağırlıktaki ilaçlar yardımıyla hayatlarını sürdürebiliyorlar. önemli olan çabalamak.

    kontrol altına alınması elzem. tabii kişiliğine müdahale ediliyormuş gibi hissediyor insan. “tabiatım böyleyse, risk almayı ve cesur davranmayı seviyorsam niye değiştiriyorum ki kendimi” diyorsun. ama buradaki söz konusu risk, cesaret içeren bir risk değil. mantık dışı ve değersizlik hissiyle yapılmış, hatta bazen insan onuruna aykırı şeyler. kontrol altına alınmazsa kişilik bozukluğuna doğru gidebileceğini söylemişti doktor. naçizane olarak, bu durumda olanlara psikoterapi tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap