• tarihe karışmak üzere olan ölüm virajlarının resmiyetteki adıydı. 40 saat bi kamyonun arkasından 40 km hızla gidilen ve bu zaman içerisinde 40 kere de ölümden dönülen yol. artık sabır taşı çatlamaktan bi hal olduğu için en ufak bi boşlukta öndeki kamyon sollanır amma velakin 40 metre ilerdeki dönemeçten araba çıkmaması için de bilinen ne kadar dua varsa 40 kere okunurdu. hakkın rahmetine kavuşuyorya artık çok şükür...
  • karadeniz kıyısında, bolaman beldesinin adıyla anılan tehlikeli virajlardır. nefise akçelik tüneli' nin açılmasıyla eski aktifliğini kaybetmiştir.

    bolaman-perşembe arası seri ve keskin, zaman zaman dik inişli-çıkışlı bir sahil yoluna sahiptir. zamanında çok zor şartlar altında açılan bir yol olduğu için çoğu bölümünde kaçabileceğiniz bir banket de yoktur. her iki istikamette de bulunan "dikkat! 42 km boyunca tehlikeli ve keskin virajlar..." tabelası maceranın başlangıcının habercisiydi tünel açılmazdan evvel bu yol tek seçenekken. virajların girişinde kamyon, tır gibi bir ağır vasıtanın arkasında takılmanız virajlar boyunca sollama yapamamak ve azami 15 km hızla gitmeyi göze almak anlamına geliyordu. yer yer birinci vitese düşmeniz kaçınılmazdı. karşı istikametten gelen iki otobüsün aynaları birbirine teğet geçerdi.

    sollamalar ekstra stratejik hamlelerdi burada. bu güzergahta sollama yapmak yetenek, tecrübe ve en önemlisi cesaret işidir. sollamaya başlanılmışsa tereddüte düşülmemeli, hızla işlem tamamlanmalıydı. virajlar bitene kadar gözler dört çarpı dört açılır, yola kilitlenilir, müziğin sesi çok açılmazdı ve terli terli su içilmezdi (bkz: ileri surus teknikleri). virajlar bittikten sonra araba bir çeşme başında kenara çekin, el yüz soğuk suyla bir güzel yıkanır, iki rekat şükür namazı kılınırdı. geçmiş olsun. bunların yanında bu güzergahın manzarası müthiştir. virajlar boyunca deniz seviyesine inmeden ama denizin hemen yanından, dik uçurumların tepesinden ilerlersiniz. bir tarafınızda yemyeşil dağlar yükselirken, diğer tarafta karadeniz ayaklarınızın altındadır. tabi yol yerine manzaraya konsantre olursanız deniz suyu sıcaklığı hakkında da bilgi edinebilirsiniz, ama tavsiye edilmez. yine bu güzergahta yol kenarındaki ender düzlüklerde yer yer et-balık lokantaları mevcuttur. en meşhuru vonalı celal' in yeridir.

    nefise akçelik tüneli' yle birlikte trafik hayli rahatladı ve meşhur bolaman virajları bir nevi yarı emekli oldu. ama bir gün yolunuz doğu karadeniz' e düşerse eski yolu kullanma alternatifi de unutulmamalı. çünkü yol otobüs kamyon gibi ağır vasıtalar haricinde halen kullanıma açık...
  • bu upuzun tüneller yapıldı yapılalı doğu karadeniz'e yolumuz geçmiyor bolaman virajlarından. şoför ben olsam yine bu yoldan giderim! ama işte hem tehlikeli hem zaman kaybı hem de sürücü için yorucu bir yol. kamyon rastlar önünüze, yol vermediği sürece geçmeniz olanaksızdır. üstelik her an da yol verebileceği bi genişlik yoktur.
    despina vandi kasetleri eşliğinde giderdik o yollarda; yan tarafımız uçurum, aşağısı deniz.. misler gibi çay keyfi yapılan yerleri.. işte tüneller de sevilmeyebiliyor bazen!
  • istanbul dışında köprü trafiği deneyimlemek isteyenlerin uğrak noktasıydı bir zamanlar. hayatımda 20 kere filan geçtim buradan, yeterince takla atmış araç, yan yatmış kamyon ve şarampole yuvarlanmış otobüs gördüm.

    resmen ölüm tuzağıydı. karadeniz sahil yolunun tek hayrı, proje dahilinde yapılan 26 km'lik bolaman-perşembe otoyolu ve ordu nefise akçelik tüneli sayesinde bu yola alternatif çıkarması oldu.
  • çok çok tehlikeli bir yoldu burası. hatırlıyorum da bir kamyonun arkasında kaldın mı tamam, tüm yolu o kamyonun arkasında tamamlayacaksın. en önde bir kamyon onun arkasında uzun kuyruk oluşturmuş arabalar. kağnı hızında devam ederdin virajlar bitene kadar. sollama yapmaya kalksan hemen bir viraj karşına çıkardı. ölüme davetiye kısaca.

    karadeniz'deki ölümlü trafik kazalarının çoğunu burası oluşturdu. nice insanlar öldü bu yolda. nefise akçelik tüneli açılınca buranın da olayı da bitti.

    bu yolun en sevdiğim tarafı manzarasıydı. kuzeyde masmavi karadeniz, güneyde yemyeşil karadeniz dağları... he unutmadan bazı yerlerde yolun kenarlarında dinlenme yerleri vardı. çeşme olurdu bir de. trabzon ekmeğiyle üzüm, karpuz çok güzel giderdi buralarda be.
  • acelem yoksa ve özel aracımla seyahat ediyorsam tünel yerine tercih ettiğim güzergahtır. çocukluğumda çok daha kötü durumdaydı bu yol. tek şerit bile değildi bazı yerlerde. karşı karşıya iki büyük vasıta denk geldi mi seyret filmi. en sakin zamanında bile 1.5 saat garanti idi. şimdi yol eskiye nazaran hayli geniş ve asfaltı kaymak gibi. yol üstünde onlarca tesis var. 6-7 tanesini denedim ve hepsi birbirinden güzel. köftesi, kahvaltısı, pirzolası, turşusu, fındık tatlısı, çayı. yolunuz düşerse açın müziğin sesini ve yeşilin tadını çıkarın.
  • eskilerin anlattigina gore bu yol uzerinde cokme-gocuk olustugunda ordu-fatsa arasinda kayiklarla ulasim yapilir imis. bolaman’dan baslayip persembe’ye kadar devam eder o yol. yalikoy’de kofte yenir. yol ustundeki en guzel plaj caka plajidir. yason burnuna da ugramadan gecilmez. dedem merhumun annemi fatsa’dan gelin almasi sonrasi arabayi o yolda durdurup denize dogru uc el ates ettigi rivayet edilir.
  • ekşişeyler'de bu virajla ilgili bir entry okudum. yolu çok merak ettim ve entrynin hemen altında bulunan bu yolda seyahat eden bir motorsikletlinin 30 dakikalık videosunu izledim. evet, yollar oldukça tehlikeli, ancak mut-gülnar ve gülnar-aydıncık arasındaki yolları görseniz herhalde belgesel çekersiniz.

    fırsat buldukça bahsettiğim yolların fotoğraflarını çekip sizlerle paylaşacağım, ne demek istediğimi daha net anlayabilirsiniz.

    mut-gulnar arasi
    gülnar - aydıncık arası
  • ekşi şeylerde denk gelmemle beni çocukluğuma götüren, yeniden tüylerimi diken diken eden virajlar.

    1991-1996 arası memur babası giresun'a tayin olan ilkokuldaki bende derin izleri vardır. akrabalarımızın çoğu o dönem çorum'da otururdu, yıllık izinlerde yazlık ya da otel gibi alternatiflerimiz pek yoktu. ya çorum'da anne tarafına ya da tokat zile'de baba tarafına gider ve her ikisinde de mecburen bu yolu kullanırdık. bu yola girerken yatar pozisyonda olsam da kalkardım, o "dikkat, 26 km boyunca tehlikeli virajlar" tabelasıyla gerginlik başlar, bir kamyonun arkasında onlarca araçlık konvoya takılınca had safhaya çıkardı. bugün bile düşününce babama helal olsun diyorum, hiç riske sokmadı bizi, yıllarca sağ salim getirip götürdü 92 model torosumuz ile.

    bende bu kadar derin iz bırakmasının ana sebebi de tabi, giresun'da okuduğum gazipaşa ilköğretim okulu'nun beden eğitimi öğretmeni şafak hoca'nın bu virajlarda talihsiz bir şekilde hayatını kaybetmesiydi. arabasıyla bu virajlarda giderken, arıza yapan başka bir araca yardım etmek için bulabildiği ilk boşluğa arabasını çekip yardım etmek istemiş, arabasından indiğinde zaten daracık olan yolda bir tırın altında kalmıştı, toprağı bol olsun. kendisinin yarım bıraktığı voleybol takımı onun anısına il şampiyonu olmuştu...

    bu yolda hiç araba kullanmadım ama buna benzer bir başka yol olan mersin-antalya yolunda geçen ay kendi eşim, çocuğum ve annemle yolculuk edip kazasız belasız çok şükür ulaştırdım onları...
  • giderken tünelden korktuğum için trabzon dönüşünde sahil yolundan gitmeye karar verdim. '26 km tehlikeli viraj' tabelasını gördüğümde 'ne kadar tehlikeli olabilir aq, tünelden iyidir' dedim ve devam ettim. kafamı s2im. şakır şakır yağmur yağıyordu. korku filmi gibi yol. türkiyede fast and furious çekilirse bu yolu kullansınlar.
hesabın var mı? giriş yap