• ilk senenin ilk günü kayıt olma sıkıntıları içindeyken anderson hall'da temizlik yapmakta olan hademe yanınıza yaklaşır ve der:
    "şimdi güzelim sen skeculunu alacan recistrardan şurda 3. erkek yurdunun aşağısında kalıyor git oraya sor"

    böyle bir ortamdır boğaziçi, hatta yangın çıkışı bile yazmaz fire exit yazar, danger yazar bilmemne yazar. ingilizce bilmeyen barınmasın burda der gibi, ingilizce bilmesek yanıp kavrulup kül olucaz demek ki dedirten boğaziçi ekolü.
  • "hocaam, şimdi bu körv şift edince indifrıns levıl kanstınt mı kalıyooo?" gibi bissuru örneği görülebilcek olay
  • ben de öyle sanıyorum ki boğaziçi'nin ingilizce eğitim veren diğer okullardan bir farkı da eskiden bir amerikan okulu* olmasıdır. bu tarzın boğaziçi'nde daha belirgin olması bundandır.
  • çoğu zaman ingilizcesi öğrenilmiş kelimelerin (özellikle terimlerin) türkçe karşılıklarını bilmemek, ya da kullanmaya alışık olmamak nedeniyle ortaya çıkar; bu doğaldır, boğaziçi tarzancası budur ve alışık olmayanlara komik gelir. ancak "ben ingilizce bilirim" moduyla günlük konuşmalara özenle ingilizce kelimeler sokulması hıyarlıktır, o ayrı. tikilerde bolca görülür. bu boğaziçi tarzancası değil, bildiğimiz tarzancadır.
  • -ya şu ed dırop zamanı gelsin, açıcam recistırı, ekonu dırop edecem, ondan sonra göndercem edvayzıra, hele bi epruv etmesin eşek...
    bunun odtü versiyonu da mevcuttur...
  • halen stüdyo, film gibi sözcüklere yaygın kullanımlı ve türkçe yazım kurallarına uygun karşılık bulunamamış dilimizde yerleşmiş bir ingilizce kullanım ekolü
  • - recistir ofis ne tarafta kaliyo ?
    - dorma gelmeden sagda

    - resistance to change gorulur o durumlarda
    - e tabi ama, bi de barriers to entry var.

    turkcesini dusunmek yerine yasayarak ogrendigini, ogrendigin sekliyle kullanmanin kolayligidir sebep. kankilerin yaninda olay ok ama baskalarina yemez.

    (bkz: barriers to entry)
  • -şindi bu durumda törkinin ligıl sistemini mi eplay ediyoz yoksa adır partininkini mi?(hassiktir ne diyom ben yaa?!!)
  • turkce konusulan bir ulkede, disa kapali bir ingilizce egitim saganagi altinda yasayan insanlarin kendi aralarinda anlasabilmek icin cikardigi ingilizce etkilesimli turkce diyebiliriz. en sik kullanilan fiille yapmak ve etmek tir. withdraw etmek,add drop yapmak gibi. ayrica mevzu bahis bogazici universitesi duvarlarinda htr112 midterm exam will be held tb310 on wed. gibi ilanlara da rastlanabilir. ortalama bir insanin sifreyi cozebilmek icin enigma cinsi bir alete ihtiyac duyarken, bir bogazicili "oha ya, htr midtermini degistirmisler" diyerek kosar adimlarla study nin yolunu tutacaktir.
  • boğaziçi gibi haftanın 5 günü ve günde 8 saat derslerinde ingilizce konuşulan ve ilanların bile ingilizce asıldığı bir okul için aslında çok da şaşılmayacak bir durumdur. eğer yukarıda insanları dövmeyi amaçlayan arkadaşların itirazı yabancı dille eğitimin yanlışlığıysa, o kesinlikle ayrı bir konudur. derslerde hocanın yüzüne bakıp "hocam sen türk ben türk ama neden ingilizce?" diye düşünüldüğü çok olmuştur. ama konuşma diline özellikle -bilerek ve isteyerek- ingilizce kelime sokan insanların oranı o kadar da fazla değildir kanımca. geri kalanlar ise çok acıdır ki bu kelimelerin türkçeleri ilk anda akıllarına gelmediği için yada türkçelerini bilmedikleri için böyle konuşmaktadırlar. yoksa art niyetli olduklarından değil. eleştirilerimizde kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyelim lütfen.
hesabın var mı? giriş yap