• kieslowski'nin bir filmi. olay olecko kasabasına yapılan bir fabrika ve bunun başına getirilen müdür, stefan bednarz, üzerinde döner. kasaba halkının şikayetleri vardır ama aynı zamanda kasabanın ekonomik olarak gelişmesi de gerekmektedir.vs vs. güzel filmdir.
  • 1976 yılı mahsulu, polonya yapımı krzysztof kieslowski filmi.

    hiç sıkılmadan izlememe rağmen itiraf etmeliyim ki biraz dağınık bir film olmuş. izlemesi zor. zaten yıllar sonra verdiği bir roportajda kieslowski de bu filminden hiç memnun olmadığını itiraf etmiştir.

    kieslowski'nin ilk uzun metraj denemesidir. the scar olarak da bilinir. uzun yıllar beraber çalışacağı aktör jerzy stuhr ile de ilk olarak bu filmde çalışmışlardır. ayrıca filmde ana karakter stefan bednarz'ın bir köpeği vardır, bu köpek bizzat kieslowski'nin kendi köpeğidir. kieslowski'nin kadim dostlarından şu anda amerika'da çalışmakta olan ünlü yönetmen agnieszka holland da filmde bednarz'ın sekreteri olarak küçük bir rol almıştır.
  • 1976 yılının polonya’sında endüstrileşme atılımlarından bir kesit. bir belgesel. film çok şey anlatmaya çalışırken kaçınılmaz olarak hiç birini anlatmayı başaramıyor tam olarak. belki de kieslowski filmlerinden en kötüsü olduğu için hakkında bir tanım veya bir örnek vermek çok zor.
    halkın ısrarla fabrikayı istememesi, orman katliamı ne kadar aşina olduğumuz bir konu oysa. sanayileşme denen canavar için izlemek zorunda kaldığımız devrilen ağaçlar..fabrika duvarlarındaki yazılamalar; “katil fabrika”...yalnızlıklarını işileriyle gideren yöneticiler...işlerine gelmediğinde sosyalizm ideolojisine sığınan parti yöneticileri...
    yine de kieslowski’nin yüzü suyu hürmetine izlenmesi gereken bir polonya belgeseli.
    kişisel olarak, tüm olumsuzluklarına rağmen kieslowski’nin her filminde gördüğümüz sitelerden birinde yaşamak isteğimi depreştirmiştir.
  • (bkz: klaps)
  • kieslowski filmin sonundaki çocuk vesilesiyle o dönemdeki isyan ve grev dalgasına gönderme yaparak bariz bir şekilde "işçi sınıfı 1976'da emekleme aşamasında ama bir yürümeye başlasın, ananızı sikecek" mesajını veriyor. haksız da çıkmadı sonuçta: solidarnosc.
  • krzysztof kieslowski'nin 1976 tarihli ilk uzun metraj filmidir. film, polonya'da bir kasabaya kurulan ve kasaba halkının düzenine, yaşayış biçimine örgü ören fabrikanın bürokratik makamlarca yönetilmesini ve fikirlerin nasıl alaşağı edilebileceğinin konusunu işler.
  • uzun bir tiyatro, kısa ve orta metraj belgesel ile televizyon filmi kariyerinden sonra krzysztof kieslowski'nin sinema için çektiği ilk uzun metraj film.

    kieslowski, bu filmi kötü ve sosyal gerçeklikten kötü etkilenmiş bir film olarak tanımlar. filmlerin finansmanı komünist devletin kültür sanat komiteleri tarafından sağlandığı için bir sansür mekanizması da işlerdi, kieslowski, komünist devletin eğitim sistemiyle yetişip devletin karşısındaki en güçlü mekanizma olan katolik kilisesine gönül bağıyla bağlanmış olmanın ikilemini özellikle ilk dönem uzun metraj filmlerinde hissettirir. bazı sahneleri sansürden kaçabilmek için uzattığını ve dikkati o yöne çektiğini söyler. anıları çelişkilerle dolu olmasına rağmen anlattıklarındaki samimiyete inanmak durumundayım.
  • filmin başrol oyuncusu leh aktör franciszek pieczka yakın zamanda vefat etmiş. filmde iyi bir oyunculuk ortaya koyuyor.

    filme gelince komünist polonya’nın ekonomik durumuna göz atarsak görürüz ki tarım çok önemli bir yer kaplıyor ama ulusal gelirde payı çok düşük, sanayi tarım kadar yer kaplıyor ama ulusal gelirde tarımın 4-5 misli katkısı var. bu da kalkınma uğruna tarım alanlarının çabuk gözden çıkarılmasına, ormanların yok edilmesine sebep oluyor. klasik hikaye yani. filmde kırsal bir bölgeye kalkınma amacıyla yapılan bir gübre fabrikasının yarattığı sorunlar ele alınıyor. aslında bir belgesel hissiyatı uyandırıyor film. fabrika müdürünün ailevi sorunları da kıyıdan köşeden filme dahil edilmiş, kızı biraz uçarı bir tip. karısı ile ilişkileri sorunlu. kasabada daha önce yaşanan bir olay dolasıyla karısıyla uzak düşüyorlar.

    film nereye bağlanıyor derseniz, hikaye oldukça yavan olduğundan dolayı filmin sonunun da pek önemi kalmıyor açıkçası. italya’nın sanayileşmesiyle yaşadığı sorunları anlatan antonioni filmleriyle kıyaslarsak oldukça başarısız diyebiliriz. mesela izlerken benim aklıma ıl deserto rosso filmi geldi. o derinlik bu filmde bulunmuyor ne yazım ki. yine de kieslowski filmidir.
  • ilk uzun metrajlı filmidir
hesabın var mı? giriş yap