• (bkz: biopolitics)
  • dünya biyopolitika şampiyonu onur kartal'ın editörlüğünde hazırlanmış iki ciltlik bir kitap serisi. şükelanın da şükünde bir kaynak, edinip okumak şart.

    biyopolitika cilt 1
    biyopolitika cilt 2
  • aklıma hemen foucault düşer; hapishane, tımarhane, okul, mülteci kampları gibi kurum ve yapılanmanın iktidar ve disiplinle arasında olan bağı hatırlarım. modern dünyaya bir nevi 'fırlatılmış' çıplak bedenlerin disiplin edilmesi görevi, adorno’nun “egemenlik mekanizması, yol açtığı acıların görülmesini de önler” sözünü kanıtlar niteliktedir.
  • her türlü canlıyı politik olarak kullanmak
    (bkz: ucuz işçi gücü) (bkz: denek hayvanları)
  • facoult'a göre biyopolitika kavramı şöyle ifade edilebilir; birey siyasal iktidar tarafından üretimin en önemli aracı olarak görülür ve iktidarın devamlılığının sağlanması açısından da birey çok büyük önem arz eder. bu sistemde işlenmiş bir suç iktidara karşı işlenmiş sayılır.

    bireyin iktidarı tehlikeye düşürebilecek her hareketi iktidar tarafından kontrol altında tutulmalıdır.

    hapishanelerin, okulların, akıl hastanelerinin aslında bireylerin ehlileştirilmesi ve siyasal iktidarın devam edebilmesinin gerekliliği olarak görüldüğü söylenebilir.
  • devletin, kendi gelecek kaygısı ve anksiyetesi için bireylerin bedenlerini, uyguladığı soft tahakkümlerle kamusal birer meta haline getirmesi.

    devletin, erkin devlet varlığını sürdürmek, varlığı için risk oluşturan unsurları kontrol altında tutmak, takip edebilmek için toplumu ve toplumu oluşturan bireyin bedeni üzerine kurduğu -anarşi uyandırmayacak düzeyde- birtakım soft tahakkümler, sosyal politikalar.
    örneğin: (bkz: en az 3 çocuk doğurun) (bkz: zinanın suç kapsamına alınması) gibi seks üzerindeki dolaylı tüm politikalar, bir devlet politikası olarak sürdürülen doğum kontrol yöntemleri ve politikalar. hatta uç bir örnek olarak ırk ve gen üzerinden milliyetçi eğilimler gösteren tüm yönetim eğilimleri ve yine bu eksende devletlerin mülteci ve göç sorunlarına karşı tutucu ve korumacı yaklaşımları da bu alanda sayılabilir. buraya biyopolitika ekseninde devletlerin gıda krizine karşı özel şirketler üzerinden sürdürdüğü genetiği değiştirilmiş organizmalar yani gdo üretim politikaları da eklenebilir. bu da bir biopolitics önlem sayılabilir.

    ek olarak: devlet, kendini sürdürme odağında yaşattığı ideolojisini de bireylere eğitim, okul, kilise, din, hapishane, yasa, kültür, gelenek göreneklerle aşılar. eğitim ve okulla ideoloji aşılar, devlete nasıl daha faydalı (ya da en az zararlı) olacağını kurgular, bireyi üretim kaynağı olarak görür. yasalarla devletin varlığı için gerekli birincil öğenin yani 'toplumun' düzenini güvence altına alır. kiliseyle, dinle, inançla bireyin otoriteye olan boyun eğme ve isyan etmeme reflekslerini pekiştirir, inanç ve cezalandırılma üzerinden kulun iyi insan kalma zorunluluğunu devletin varlığı için dahi teminat sayar, bireyde ikincil olmayı ve isyan etmemeyi pekiştirir. hapishaneyle bireyin toplumdan dışlanma, yoksun kalma korkusunu aşılar, aba altından sopa gösterir. kültür, gelenek görenek gibi diğer yazılı olmayan genelde kabul gören kontrol mekanizmalarıyla bireyi kendisi için risksiz alanda tutmayı sürdürür. bu enstrümanlarla bu amaca yönelik politikalar belirler. tıpkı tüm değerler ve kurumlar gibi devlet de doğal olmayan, tüzel bir yapıdır. bu eksikliği doğal olan; bedenler, canlılar üzerinde kurduğu kontrollerle var etmeye çalışır. her şey devlet içindir. insan bedenleri bile.
  • daha fazla bilgi için, (bkz: ak parti)
hesabın var mı? giriş yap