• bir yilmaz guney filmi.
  • kamuran akkor'un seslendirdiği aynı isimli şarkı filmde sık sık çalar. sözleri şöyle:

    insanları sevmez
    kimseye güvenmez
    öldürürdü, acımazdı
    bir çirkin adam vardı.

    işte bu sebepten
    toplumdan kaçardı
    gece gündüz, hiç yılmazdı
    hep bela arardı.

    alnından vuruldu
    bir gün ilk kez durdu
    işte o gün hata yaptı
    kalbinden vuruldu.

    insanlardan kimse
    onu anlamadı
    hem öldürür, hem ağlardı
    bir çirkin adam vardı.
  • hayati hamzaoğlu, süleyman turan ve feri cansel'li bir yılmaz güney filmi.
    1970 yılında antalya altın portakalda en iyi film, en iyi erkek ve en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllerini süpürmüş. [yılmaz güney-hayati hamzaoğlu]
    ufak plot twistlerle bezenmiş bir senaryosu ve ilginç diyalogları var.

    --- spoiler ---

    "
    adam temizleme muhabbeti :

    + kaç kilo çeker bu adam
    - 80, 90 civarında
    + kilosuna 1000 lira
    - çok değil mi?
    + hayvan eti 20 lira.

    yatak muhabbeti :

    + 7 senedir yanındayım daha bir gün başbaşa kaldığımızı hatırlamıyorum. tuvalete gidersin muhafız, yemeğe oturursun, yatağa girersin ardında muhafız, seninle şöyle elele dizdize oturup kırlarda gezmek istiyorum.
    - ben mektep talebesi miyim kızım?

    temizlik muhabbeti 2 :

    + beni öldürmeni kim istedi?
    - sırdır.
    + kaça anlaştın?
    - kilo başına 2000.
    + ben kilo başına 2000 versem, seni gönderen adamı öldürür müsün?
    - senden zayıftır, zarar ederim.

    "

    --- spoiler ---
  • altın portakal'da en iyi film, en iyi erkek, en iyi yardımcı erkek ödüllerini alan film.
    yılmaz güney'in solculuğundan başka bir nedeni yok sanırım bu üç ödülün. çünkü film tırt.
    bir kiralık katilin etrafında dönen hikaye.
    filmin jenerik müziği güzel - bir çirkin adam.
  • bu filmde yılmaz güney'in tipi efsane olmuştur, sahiden bakanı ürkütür. bir de filmin kamera açıları öyle böyle değil şahane ötesidir, her resmin özenle seçildiği çok bellidir.

    --- spoiler ---

    filmin efsane repliği ise feri tarafından vurulan yılmaz güney'den gelir;

    ölürsem ödeşiriz, kalırsam barışırız.

    --- spoiler ---
  • filmin youtube'da iki versiyonu var birincisi sanırım resmi bir kaynaktan restorasyonlu versiyonu diğeri ise vcd'den alınıp yüklenmiş gibi olan ikinci versiyon leş gibi hiç bir şey görülmüyor saçma sapan renklendirme yapmışlar ama sanırım tam hali diğeri ise restorasyonlu olan görüntü ses çok iyi ama filmde yaklaşık 20 dakika eksik var kesilmiş bilmiyorum acaba kurtaramadiklari yerleri çıkarma gereğimi duyduklar yoksa o çıkardıkları yerler başlarına bele olur diyemi attılar ama sonuçta tam ve düzgün bir hali yok eğer bulan olursa yeşillendirmesini rica ederim
  • sevda yüklü kervanlar şarkısını dinlemek için bile film seyredilir. icra o biçim! rajonlar, kabadayılıklar, edebiyat parçalamalar zaten tam ayarında. yılmaz güney yıldan yıla ilerletmiş kendini.

    --- spoiler ---

    bino: benim bütün hayatım nefretle, kinle dolu. ben de senin gibi bir orospunun çocuğuyum anlıyor musun? binlerce kişiyle yatmış bir kadının oğlu. babamı bilmiyorum. bırakıp gitmiş. sokaklarda büyüdüm ben. çöplüklerden ekmek yiyerek. üşüyerek, çalarak, çırparak. dokuz yaşından beri bütün hapishaneler mekanım oldu. hırsızlık yaptım, yankesicilik yaptım, adam öldürdüm. ve bunun sonunda hayatın bir çirkef, insanların ikiyüzlü, aşağılık, kadınların orospu olduğunu öğrendim. hayatta orospuluk yapmayacak hiçbir kadın yoktur. bunu inandım. hayatta satın alınmayacak hiçbir kadın, hiçbir şey yoktur. buna inandım.

    feri: sus yeter yeter. nefret ediyorum senden.

    bino: öyleyse daha çok nefret et. babanı da ben öldürdüm, parayla.

    --- spoiler ---
  • sahneler oylesine ozenle hazirlanmiski sanki donemin ruhuna uygun, hareketli bir fotoroman izliyor gibi hissediyorsunuz.

    yilmaz guney benim icin karakter olarak cok zit bir kutup olsa da, yasayip diyarbakir hapishanesinin filmini cekseydi nasil olurdu diye dusunmeden edemiyorum.

    not: belkis ozenerden dert bende'yi dinlemek de apayri bir zevkti.
  • senaryosu çok basit ama film su gibi akıyor. yılmaz güney ve hayati hamzaoğlu almış götürmüş. çok enteresandır nihat ziyalan'ın sahnesi çok olmasına rağmen tek bir repliği bile yok.
hesabın var mı? giriş yap