• hüseyin batuhan'ın tuğla kalınlığında ama alabildiğine eğlenceli kitabı. bilime kıyısından köşesinden ilgi duyuyorsanız kaçmaz. (bkz: zakkumcu ziya)
  • (bkz: bogus science)
  • değerli hocanın * dünyaya bakış açımı değiştiren kitabı.

    tam malum bir hoca efendinin türediği üniversite öğrencilik yıllarımda okumuştum bu kitabı ilk önce. okuduktan sonra bugün pıtırak gibi piyasaya çıkan otla kökle kanseri tedavi ettim diyen prof veya dr ünvanlı ama tıpla alakasız adamları, daha evrim teorisinin ne olduğunu bile bilmeden onu çürütmeye çalışan malum hoca gibi mistik şahısları, ufocuları, astrologları v.b.... şarlatanları tanımış ve bu üç kağıtçılara karşı bilimsel şüphecilik kazanmıştım. gerçekten de hoca bu kitapta her bireyde bu tip şarlatanlara karşı inanma sorumluluğu olması gerektiğini belirtiyordu.

    her okuduğuna inanmamak her gördüğünü sorgulamak aslında entellektüel bir birey için çok gerekli bir duygudur. fakat geleneklerinden ve dinsel düşüncelerinden kopamayan toplumlarda özellikle dinden beslenen şarlatanlıkları temizlemek hala bile çok zor.

    geçen gün gene aşka geldim ve tekrar okumaya başladım. ilk okuyalı 10 küsür yıldan fazla oldu ama hala bile diyorum ki tartışmasız bu alanda türkçe olarak yazılmış mükemmel bir bilim felsefesi şaheseri.
  • hüseyin batuhan, önemli kitabı "bilim ve şarlatanlık"ın 21. sayfasında, "kanımca insan yanılmalarının en büyük kaynağı 'inanıverme' dediğim eğilim, yani aslını faslını araştırmadan, bir fikrin çekiciliğine kapılıp doğru diye kabul etme yatkınlığı. genellikle bilgisiz insanlar arasında 'inanma'nın iyi bir şey, neredeyse bir 'erdem' olduğu gibi yanlış bir kanı var. din geleneğinin, ama özellikle din eğitiminin pekiştirdiği bu kanı her türlü şarlatanlığın benimsenmesinde de rol oynuyor olsa gerek." dedikten sonra, kitabının sonlarına doğru şöyle bütünlüyor düşüncelerini (yky, 1993; s. 511) :

    //her gördüğüne, duyduğuna ve okuduğuna inanıveren insan, ne kadar bilgili, hatta zeki olursa olsun, "aptal"dır. bilgi ve zekânın inanıverme eğilimini kösteklemekte büyük rolü olduğu şüphe götürmez. ama aldanmaktan ve aldatılmaktan korunmak için bilgi ve zekâ da yeterli değil. burada asıl önemli olan, insanın her gördüğü, duyduğu veya okuduğu şey karşısında ilkin şüpheci bir tavır takınabilmesi, bunun için de hemen kendine, "acaba bu doğru mu?" sorusunu sorabilmesi! yanılmak ve yanıltılmaktan korkma duygusundan kaynakanan bu soruyu şöyle de dile getirebiliriz: "bu gördüğüme, duyduğuma veya okuduğuma inanmam için elimde yeterli kanıt var mı?" buna göre, aptallığın birinci kaynağı "inanıverme", bunun antidotu ise "şüphecilik" oluyor. akıllı insan çok zeki ve bilgili olmayabilir, ancak "şüpheci" olması şart, zira herhangi bir konuda ileri sürülen bir iddianın doğru olup olmadığını doğrudan doğruya kendisi saptama gücüne sahip değilse, o konuda en yetkili kişi ve kaynaklara başvurmak gerektiğini bilir.//

    *

    yedi ay sonra gelen ekleme : "batıda tolerans fikrinin gelişmesi" (anıl yayınevi, 1959) başlıklı, türk dil kurumu bilim ödüllü bir başka kitabı daha olan batuhan'la ilgili ilginç bir ayrıntıyı yeni öğrendim; kayıtlara geçmesinin yerinde olacağını düşünüyorum. odtü'nün ilerici rektörü kemal kurdaş 12 mart döneminde kimi "sayın muhbir vatandaş"ların yardımıyla gözaltına alınır. bu "vatandaş"ların başında okulun hukuk danışmanı rahmi magat geliyordur. gerisini uğur mumcu'nun 6 ocak 1975 pazartesi günkü yeni ortam dergisinde yazdığı "o.d.t.ü. dosyası..." başlıklı yazısından okuyalım ("suçlular ve güçlüler" içinde, tekin yayınevi, 1975; s. 264-265) :

    //bir zamanlar ankara barosu başkanlığı yapan bu "çok saygı değer" hukuk müşaviri [rahmi magat], eski rektör kemal kurdaş'ı suçladıktan ve bazı öğretim üyelerinin adlarını verdikten sonra bir de şu açıklamayı yapıyor:

    - hüseyin batuhan ismindeki beşerî ilimlerdeki bölüm başkanı arkadaşımız öğretim görevlilerinden [bir bölümünün] öğrencilere ideolojik tesir icra ettiğini yazıyla bildirdi. bunların bir kısmına mukavele tazelemedi. bir kısmının da mukaveleleri feshedildi...

    "tolerans" konusunda doktora tezi veren hüseyin batuhan da bazı öğretim görevlilerini üniversiteden attırabilmek için yazılar yazmış. sen gel, dış ülkelerde "batıda tolerans fikrinin gelişimi" diye doktora tezi hazırla, sonra da kendi meslektaşlarını üniversiteden attırabilmek için yazılar yaz. aferin doğrusu!//
  • türkiye'de iki üç sene okullarda hakkıyla okutulsa sonra eğitim verilmese yeter.
  • büyük bir emek ürünü. her sayfası her konu basligina harcanmış yuzlerce saat çalışma ve bilgi. sapka çıkarttım. değerli bir kaynak. sorgulayın aklinizi kullanın ve şüphe duyun diyor her cumlesi ve konu basligiyla.

    edit: hüseyin batuhan hakkında yukarıda bir şeyler yazılmış. bu da burada dursun.https://www.google.com.tr/…-olay-yaratacak-38265077
  • beni ben yapan kitaplardan biri. daha önce yazılmış ama tekrarlayayım okullarda sadece bu kitap okutulsa yeter. sayın hüseyin batuhan'a saygılarımla.

    kitap elimde maalesef yok hep hediye ettim ve artık bulamıyorum. tekrar okumak istiyorum. tekrar okuyup hakkında uzun bir değerlendirme yazmak istiyorum.
hesabın var mı? giriş yap