bildiğin gibi değil
-
yilmaz erdoganin bir siiri..
bizi bilirsin
avuçla su içmeyi
marifet biliriz,
yenilmeyi bir de
kendi sahamızda...
bizi bilirsin
saçımızı ıslatmayı fiyaka biliriz.
limonla!
tespih yaparız,
düş kırıklarından..
bizi bilirsin
ağzının içinde oturmak isteriz.
ve rutubetin en yakıştığı yer biliriz
ağzını...
bizi bilirsin,
yaşamak biliriz,
vademiz dolduğunda
avuçlarında gömülmeyi... -
(bkz: o biçim)
-
anlatılan olayın haddinden fazla acayip, şaşkınlık uyandırıcı, 'ohaaa' dedirtici olduğunu belirtmek için kullanılan, anlama vurgu, pekiştirme vs katan söz öbeği. söylenirken "ğin" kısmına vurgu yapılır. "bildiğin gibi değil abi yaa" şeklinde.
-
ilk defa bu akşam denk geldiğim, kadın sunucunun antipatikliği ve saygısızlığı; ortayaş üstü macanın da şekerliği, tontonluğu ve bilgi sahibi olmasıyla, boş konuşmamasıyla dikkatimi cezbeden program.
-
ali saydam ve özlem gürses'in birlikte sundukları program.
-
ali saydam sayesinde özlem gürses için programın dışında ayrıca okul olan bir program
-
"o işler senin bildiğin gibi değil" insanlarının mottosu, olmazsa olması. bu tip insanların genelde yaşlı ya da kendini yaşlı hisseden insanlar olduğu gözlemleniyor. bol deneyim, bol profesyonellik, bol benbilirimcilik şart. bir de 'o işler'in 'kişinin bildiği gibi' olmamasında 'kendinin' hiç bir etkisi, katkısı olmamış gibi, soyutlayıcı, temizleyici bir tavır ki, yeme de yanında yat. hani diyelim ben aşk, meşk, gönül meselelerinden bahsediyorum, bir yorumda buluyorum. benbilirimci kişi bana 'o işler senin bildiğin gibi değil'i yapıştırıyor. iyi de hangi işler? muhtemelen senin başından geçen birtakım işler o işler. e sen de onların bir parçasıydın, farklı olmasını sağlasaydın o zaman? o işler diye yengeç gibi yan yan kaçmanın, kriz bize teğet geçerciliğin ne manası var? senin işlerin senin düşündüğün gibi olmamış, e demek ki sen sıçmışsın, bi haltı becerememişsin. böyle kaçışçı psikoloji, böyle kendinerasyonelcilik görülmedi. oh be hayat böyle ne güzel (olsa gerek)
bir benzeri ve daha da bir sinir bozanı için (bkz: sana öyle geliyor) -
sky türk tv'de yayımlanmaya ba$lamı$ programdır.
ali saydam ve özlem gürses birlikte sunuyorlar.
buradan da anla$ılacağı üzere özlem gürses kanal deği$tirmi$tir.
ilk programın konuğu ali taran'dı.
http://www.twitter.com/bildigingd -
öyle böyle bir şarkı değil. mode xl'den gelir.
kapıları kapat arkandaki bir salak
dışarıda bırak onu çırılçıplak
dibine kadar itelim sözleri nasıl olsa
onun geri dönüşümü bize yasak
saat kaça kadar gazlasak beatleri
her adımda bize bir ileri dörtyüzelli km deki geri gel beri
damarları koparacak içindeki serseri
teki bana teki sana dolduralım mürekkebi
biri sana biri bana karala bu lirikleri
yarı sana yarı bana paylaşalım beatleri
karı bana zararı sana kabullen bu yenilgiyi
takıl hadi sende defet gerisini
her bir adım ritimlerle yakaladık serisini
takip et bu geniş flowların delisini
eskisini sorma bana, dinle yenisini
ellerimin içine direksiyonu ver benim
salla bir arabayı kendine gelmeli
yol şeritleri kalp atışını geçmeli
harp atışını seçmeli serseri
her seferine bir tat vermeli
çarpan rüzgar suratını germeli
atardamar kan pompalayıp
suratını renkten renge bürümeli
dikkat et göremezsin merhamet ortam buz gibi
rekabete davet.
taklit et, orjinali hususi bize
yardım et kendine, ibre yüzde çekil
hızımız bildiğin gibi değil illegal bu fiil
resmimi gösterir son gösterimidir
bu işin piridir serseri serseri
tarzımı belirtir seni delirtir
anahtar kelimedir serseri serseri
geliyor son sürat yanından geçtiği herşey
tepe taklak dönüyor
bizi bilen herkes bunları görüyor
yasin dikiz aynasından gülüyor sana
hadi takıl babana.
zor parayı kolay tavlama sanatını kavra
yakala kıl payı kaçırma pahasına
onu göm kendi sahasına bum..
ellerimin içine direksiyonu ver benim
salla bir arabayı kendine gelmeli
yol şeritleri kalp atışını geçmeli
harp atışını seçmeli serseri
her seferine bir tat vermeli
çarpan rüzgar suratını germeli
atardamar kan pompalayıp
suratını renkten renge bürümeli -
"iki genç araştırmacı funda danışman ve rojin canan akın'ın, 90'lı yıllarda çocukluğu güneydoğu'da geçmiş kürt gençleriyle yaptıkları on dokuz söyleşiyi bir araya getiriyor.
yoğun bir şiddet ortamında geçen çocukluklarını ve ilkgençlik yıllarını anlatıyorlar: türkçe bilmedikleri için gerizekâlı muamelesi gördükleri, zaman zaman ajanlık teklifleri aldıkları eğitim hayatlarını; babalarının, analarının, kardeşlerinin, arkadaşlarının gözlerinin önünde dayak yediği, öldürüldüğü, koruculuğa zorlandığı, evlerinin kurşun yağmuruna tutulduğu aile hayatlarını; sokaklarda, "yanı başlarında sürekli birilerinin öldürüldüğü", vurulduğu bir ortamda veya bm mülteci kamplarında geçen "gündelik" hayatlarını dinliyoruz onlardan.
politik söylemler tek tek insanların ne yaşadıklarını gizliyor, örtüyor. bildiğin gibi değil, bu kürt gençlerinin batı'daki, büyük şehirlerdeki akranlarına bir iç dökmesi olarak okunmalı. binlerce insan "çocukluğum sorulduğunda aklıma açlık, rezillik, sefalet, perişanlık, bombalar, savaş uçakları geliyor" diyecek haldeyse, bu gençlerin hemen hepsi "bana yaşatılanları affetmem mümkün değil ama barış mümkün, barış istiyorum" diyorsa, politik kaygılara değil vicdanlara hitap edecek gerçek bir barış ortamı kurabilmek için bu kitaptaki seslere kulak verilmeli."
http://www.idefix.com/…asp?sid=oun3rc35ng8g3a34ev6v
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap