bet
-
yüz, çehreden gelme eski türkçe sözcük. kötü anlamı galiba farsçadan iniyor. bet beniz ve bet bereket ikilemeleri içinde yaşıyor. bel bereket ile karşılaştıracak olursak, bel, döl eşdeğeri olduğuna göre, türkler'de yüz de döl kadar bereketli olabilir demekmiş. gerçekten de bazısının yüzüne bakar doyamazsın, besleyici olabilir.
türkiye türkçesi ağızları sözlüğü'ne göre:
çok, pek: "buğdaylar bet güzel olmuş."
güzel, iyi: "senin at amma da bet ha!"
bokülkenin seçeneği olarak betülke biraz öne çıkıyor. bir de kötü'yü sadece çağrışımında içeren ketülke. bir ingilizce etimoloji kaynağı distopyaya basitçe "bad place" demiş... ketülkenin ketlediği şey ruh ve özgürlük olmak üzere. görünürde her şey iyi işliyor. ilginçtir, ütopya "sürdürülemez iyilik" gibiyken; distopya "sürdürülebilir kötülük". birbirinin zıddı bile değiller, bütünleyicisi değiller, ayrıca şiddet ve kapsam asimetrisi var. bokülkenin gelişimi bakımından da farklı izlekler hayal edilebilir. bir yokülkenin zamanla bozunumu olarak bokülke, işlerin şimdiki gitmesinin uzantısı olarak bokülke...
hoca müezzin! ne kadar bağırsan, ne hoparlör kullansan boş. aralarında dolaştığın insanlar her tür çağdaş oyalayıcı ve yorucu afyon, imge, put ne bulurlarsa tıkınıyor ve ne rahatça uyuyabiliyor, ne bet bağırtını duyabiliyorlar..
(ilk giri tarihi: 5.11.2013)
(bkz: bet bilmek)
(bkz: bet beniz)
(bkz: beter), better
(bkz: bahis/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap