• tahsin yucel'in 1998 yilinda can yayinlari'ndan basilan essiz kitabi... soyle demis yazar kitabiyla ilgili:

    "'ben ve oteki'nin ilk oykulerini yazmaya giristigimde, uc oyku kitabi, bir de roman yayimlamıstim; ama, nice yildir, benim icin gercek yazarlik seruveninin bu kitapla basladıgini dusunurum. onu oncekilerden ayiran ozellikler; ornegin: oykulerin degismez anlaticisini butunleyen degismez gozlemci, gozlemciyi yonlendiren bireysel acilmalar, nerdeyse kesintisiz bir sorgulama biciminde gelisen anlatim ve kurgu, onceden kararlastirilmis ogeler degildi; bunlar, soyle bir sezinlenmis cocukluk evrenini, yani otegeceyi ve soylensel kisilerini yeniden kurmaya calisirken, yolculuk sirasinda olusturmak zorunda kaldigim araclardi. bu bakimdan, 'ben ve oteki' benim icin bir okul oldu: anlati kisilerinin, zamanin, uzamin, kurgunun ve bicemin mantigini her seyden cok onu yazarken kavradim. yazinsal degerine gelince, bu konuda soz soylemek bana dusmez."
  • üsküdar'da bir psikolojik danışmanlık merkezi. http://benveoteki.com/ diye bir web siteleri de var. merkezdeki çalışmaları ve site içeriği oldukça başarılı. psikologlarının ve anlaşmalı çalıştıkları psikiyatrislerinin cv'leri oldukça tatmin edici.
  • soluksuz okuduğum öykü kitabı. bana, tahsin yücel'in öykülerinin romanlarından iyi olduğunu göstermiştir.
  • müthiş kurgusu ve üslubuyla jorge luis borges'i anımsatan tahsin yücel kitabı. tahsin yücel türkçesi bile bu kitapta yaratılan dünyayı ve özgün anlatımı gölgelemeye yetmiyor. bilinçlerin içinde gezen anlatıcı, yerel öğelerin arasından sıyrılıp insan evrenini seriyor okuyucunun önüne.
  • temel eğilim, görece diğerlerinin bizden daha değersiz olduğuna inanmak biçimindedir. bu belli bir noktaya kadar sağlıklı bir tepkidir ancak kendini "öteki" dediklerinden ayırma biçimi, saldırganca yahut kendini ispat etmek için aşırı tepkisellik içeren bir tutumla kendini gösterirse karakter toplumda zararlı biri oluverir.

    ergenlik çağı atlatılırken, insanlar değerli olduklarına inanmak gayretiyle kendilerini ayırırlar. beğenilerinin toplum kabullerinin dışında oluşuyla ve düşüncelerini ifade edişleriyle uyumsuzluğa da sürüklenebilirler.
    bulunduğumuz mecranın, bu sözlüğün içinde bile bu yüzden mütemadiyen bir "sidik yarışı" vardır.
    dışında kalabilen arkadaşlarıma selam ederim.
  • bir insanın aynada kendini görüp te şaşırmasına şaşırırım. içine girip çıkabileceği aynanın sadece dışına bakıpta saçını başını düzelteceğini zannediyor olması ne kadar zalimce! işte çoğu zaman sırf bu yüzden insan ne yapacağını şaşırıp bulunduğu yeri yadırgıyor olabilir.

    ben öteki’nin, öteki de ben’in içinde değil miydi yoksa?
  • size bir sır vereyim mi yaşamak isteyen herkes ama herkes delidir
  • 'ötekini tanıdığını varsaymak onu tanımanın önündeki, en büyük engeldir.

    keşfettiğini sanan keşfetmeyi yitirir.'
hesabın var mı? giriş yap