• güzel ufuklar anlamına gelen ve brezilya'da iki adet bulunan şehir.

    meşhur olan belo horizonte, minas gerais eyaletinin başkenti iken diğer belo horizonte amazonas eyaletinin bir şehridir.

    "belo horizonç" okunur.
  • john mclaughlin'in fransız bir ekiple gerçekleştirdiği albümü
  • portekizcede "belo horizonç" seklinde okunarak dumur yaratan sehirdir, bir de brezilya halkinin kendi dillerini en ufak telaffuz hatasiyla bile anlamamasi soz konusu olunca delirmek işten degildir
    gelismislik ve medeniyet acisindan ankara'nin pek de ilerisinde olmayan sehrin her tarafinin yemyesil (ee tropik kusak tabi) olmasi, süpermarketlerinde 40 cesit bira bulunmasi, bir büyük absolut* ve bir büyük martini bianco*nin toplamda 10 dolara alinmasi gibi avantajlari bulunur.
    dünya'da rastgeldigim en garip hava olayina da bu sehirde rastladim. 39 derece ve 0 bulutlu olan bir günde 15 dakika icinde hava bulutlarla kaplandi, 15 dakika boyunca dünyada esi benzeri gorulmemis bir yagmur yagdi, yagmur durduktan 10 dakika sonra hava tekrar acmis ve sicaklik 39u tekrar yakalamisti.
    ayrica ouro minas isimli bir madencilik kasabasina da 2 saat uzakliktadir, ki bu kasaba show tv'deki orta amerika küçük kasabalarinda gecen filmlere dekorluk yapabilecek pitoresklige sahiptir.
  • atletico mineiro ve cruzeiro isimli futbol kulüplerine evsahipliği yapan şehir.
  • 2014 brezilya dünya kupası'nın yapılacağı şehirlerden biri.
  • belo, güvensiz, zor, sıkıcı, yazın vıcık vıcık bir şehir, özel bir sebep yoksa gitmek için varlığı ihmal edilebilir.

    buraya gitmek için, sao paulo dan sürekli uçak bulmak mümkün, sao paulo'dan yaklaşık bir buçuk saat uçuş.

    brezilya ortalamasının bile altında olarak, ingilizce bilen kimse yok dolayısıyla portekizce bil olmadı ispanyolca bil o da olmadı saçlarını kes, yanında kangru gezdir, yap birşeyler işte ama sonuçta portekizce bil.

    kravatla çıkılacaksa dışarı mutlaka camları filmli, taksi işareti olmayan güvenlikli bir taksi bulmak şart, sıradan taksi, kravatlı yabancılar için fazla riskli. düzgün bir otelde kalıyorsan onların vardır bu tarz güvenli araçları. ayarlarlar.

    peki madem buraya kadar geldik, güzel olan ne dersen; gece hayatı. bu insanlar seviyorlar ve biliyorlar eğlenmeyi, crystal adında bir mekan var turist ağırlıklı batı tarzı, yabancılık çekmeyeceğin bir ortam, ama gerçek eğlence alambique haşa (söylenişi böyle yazılışı hakkında hiç bir fikrim yok) adında bir kulüpte. 3 katlı, i,çe ve dışa dönük balkonları olan, şehri tepeden gören, şehre yarım saat uzaklıkta nefis bir yer. oraya git, güzel caipirinha'nı iç, insanları batı tarzı hoplayıp zıplayarak eğlenirken değil, tüm zerafetleriyle, ille de çift olarak enfes latin figürleri sergilerken izle. biraz şanslıysan nazik bir latin dans hocası gelir, tüm odunluğuna rağmen sana dans etmeyi öğretmeyi deneyebilir. sonrası sana kalmış
  • o kadar çok kardeş şehri var ki dünyanın 4 bir yanından kendine evlat edinen ancelina culi gibi maşallah.

    luanda, angola (1968)
    zahlé, lübnan (1974)
    granada, ispanya (1975)
    porto, portekiz (1986)
    minsk, belarus (1987)
    havana, küba (1995)
    nanjing, çin (1996)
    bethlehem, filistin (2001)
    homs, suriye (2001)
    masaya, nikaragua (2002)
    tripoli, libya (2003)
    fort lauderdale, abd (2003)
    tegucigalpa, honduras (2004)
    cuenca, ekvador (2004)
    newark, new jersey, abd (2006)

    şuradan çarptım:
    http://goo.gl/tllsf
  • aynı zamanda atletico mineiro ve cruzeiro'nun ezeli rekabetini yaşadığı şehir

    http://www.hayatimfutbol.com/…zlar-tilkilere-karsi/
  • brezilya'nın bar başkentidir. ülkenin en misafirperver, en sıcak insanlarının olduğu çok samimi bir şehirdir. böyle güneşli bir günde hiç bir plan yapmadan çıkıp gezersiniz. akşamında kendinizi o gün tanıştığınız bir çok arkadaşın içinde sanki yıllardır arkadaşmışsınız gibi muhabbet ederken bulursunuz. ülke genelinde tanınan pao de queijo'yu her fırında, cafede, restaruantta görürsünüz. bu yörenin insanları konuşurken kelimeleri, hatta cümleleri kısaltırak konuşurlar. hatta kendilerine özel kelimeleri de vardır; trem gibi. bunu herşey yerine kullanırlar. gözüme bi "trem" kaçtı. bu ne kadar "trem" olmuş. vs vs. bunun gibi bir çok enteresan kelime sadece bu yörede kullanılır. bunları hem gülmekten anlatamazlar hem de gururlanırlar. minas gerais eyaletinin bir şehri olan buradan bahsedildiğinde ülke genelinde hemen hemen herkes çok güzel şeyler söylerler. "aaaa minarinhos, çok tatlılar yaa" tarzı yorumlar duyarsınız.
    daha beni hiç tanımadan maç bileti bulmak 40 kişiyle irtibata geçen julio gibi, sıfır ingilizceyle şehrini gezdirmeye çalışan marko gibi, alakası olmadığı halde benle maç izlemeye gelen sabrina gibi, maçta tanışıp ertesi gün açai yemek için sınavını asan joão gibi, gece 3'e kadar sırf sagı solu göstermek için benle gezen sonra "geç oldu hacı ben otele" diyince bozuk atan lucas gibi, "buradan ters olur fazla yazar yolun karşısından geçen bir taksiye binin" diyen taksici dayı gibi sayısız "insan'la" tanışırsınız. kaynaşma noktaları hemen hemen yoktur, hemen samimi olurlar.
    bir hafta kaldığım bu şehirde, hala görüştüğüm sayısız insan tanıdım. gerçek brezilya rio favellaları, plajlarından ziyade, işte burasıdır.
    eğer tatil sizin için meydanların, kulelerin önünde çıt çıt foto çekip, meşhur burgerinden yiyip dönmek yerine, lokal insanları, hayatları, kültürleri tanımaksa burayı tadından yiyemezsiniz.
hesabın var mı? giriş yap