• iki ucu sonsuza giden ok. bir vektör işareti olan ok nasıl tek yönlüyse bu, yönü, doğrultusu ve büyüklüğü olmayan bir doğrultusuzluktur. hikayenin iki yakası, bütünlüğü oluşturmayan ikilik olarak kalır; nokta nokta nokta.
  • belirli, aşikar, apaçık olan, belirsizliğin iki ucu arasına gerilmiş ince bir ipte hassas bir dengede ilerlemektedir aslında. koyu bir sisin arasından bir an kendini gösterip yiten keskin bir imge gibi, her kesinlik de her an bir belirsizliğe dönüşme, yani bir denge kaybı riskini barındırır kendinde. oradan çıkıp gelinen ve eninde sonunda varılacak olan iki belirsizlik arasında, bir canbazın can çekiştiği bir panayır yerinden başka nedir ki bel bağlanılan onca belirlilik.. "bir panayır ölüsü" mü diyordu cansever..?
    (bkz: oteller kenti)
  • orta yeri hayatın..adım atmakla atmamak arasında,ne ileri ne geri..

    oysa küçücükken ilk adımda alkışlanmış yaptığımızla gurur duymuştuk.kim derdi o adımların gölgesinde sinip yerimizden kımıldayamayacağımızı?kim söylese inanırdık kameraya gülümserken ilk adımda?
    -teyzesi bak ne de güzel yürüyor...

    orta yeri hayatın..hayatın nereye gideceğinin görülmediği,sürekli ilerledikçe ufuk çizgisi gibi yerinde kaldığı...
    belirsizliğin iki ucu; çırılçıplak kalmak hayatın orta yerinde.

    ne yöne gitsek sonu çıkmaz sokak..
  • (bkz: dilemma)
  • başlarım böyle hayata deyip çekip gitmek istediğin andır.
    bu gibi anlarda medyum olmak istersin, geleceği görmek için ne olsa yapacağını düşünürsün. ufacık bir ipucu için kendini yer bitirirsin. tabi bunların hepsi senin o kafandaki fantastik dünya ile ilgilidir.

    işin en kötü boyutu ise kalbin ve beyninin aynı şeyleri söylemediği zaman başlar. belirsizliğin gelebileceği en kötü noktadır.
hesabın var mı? giriş yap