• şedd kuşanmak
  • sağlam olduğu düşünülen kişi/ durum/ pozisyona sırtını dayamak. ancak tavsiye edilmez, birlikte çamura saplanılabilir. iyisi mi kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenmeli insan.
  • genelde başka çıkar yol bulamıyan insanların başka insanlara kaderlerini emanet etme durumlarıdır.
  • birisine güvenmek bir işe ümit bağlamak yerinde kullanılan bel bağlamak dilimize tarikat ritüelleriyle yansımış bir deyimdir. sufiler, bir tarikata girmek ve ikrar vermek anlamında bel bağlamak derler.

    fetüvvet ehli, kendi halklarına dâhil olanlar şedd (yünden dokunmuş kemer) kuşata gelmişlerdir. mevlevilikte buna elif nemed (keçeden dokunmuş uzunca kuşak), bektaşilikte de tiğbend denilir.

    bir kişi tarikata girince beline bağlanan bu kuşak, dervişin, artık o yolun bütün yasaklarını kabul ettiği, bütün emirlerini yerine getireceği anlamına gelir ve bu husus da kuşak kuşatma merasiminde kendisine telkin olunurdu.

    ne yardan geçilir, ne serden,
    korkuyorum bu gecelerden.
    bel bağladığım tepelerden,
    gün doğmayabilir bir daha.
    (c. sıtkı tarancı)

    kaynak: bel bağlama deyiminin anlamı ve hikâyesi "
  • (bkz: medet ummak)
  • bel bağlamak deyimini birine çok güvenmek, ümit beslemek anlamında kullanırız.

    aslında anlamı tarikat ritüelleri ile alakalı; sufiler bir tarikata girmek ve ikrar vermek anlamında “bel bağlamak” derler. tasavvuf ehli olan teşkilatlar içinde sanatkarlar, zanaatkarların olduğu cemiyetler kendilerine katılanlara yünden yapılmış bir kemer kuşak bağlarlar, keçeden dokunmuş uzun bir kuşak. bektaşilik'de de bu kuşağa kılıç bağı anlamıma gelen “tığbend” denir. kestikleri kurbanın tüyünden yapılırmış bu tığbend denilen kuşak.

    yani bel bağlamak deyiminin anlamı, 'ben bu tarikata üye oldum, bütün emirleri ve bütün yasakları kabul ediyorum anlamına' geliyor. o eski zamanlarda bel bağlamak demek, insanlara güven ve kurtuluş hissiyatı veriyormuş tasavvufi anlamda.
  • toplumsal gelişkinliğe asla uzun vadeli bel bağlanamaz. toplumlar dalgalanırlar, ileri gelişkinliktelerse çürümeye de başlarlar. buna karşılık birey de ölmekle birlikte, bireyin olgun ve gelişkin ölmesi anlamlı. sadece birey olmuşluklarına, çözmüşlüklerine bel bağlanabilir, gruplara, devlet ve milletlere güvenilemez.

    (bkz: umutlanmak)
    (bkz: güvenmek)
hesabın var mı? giriş yap