bazı
-
birtakim, kimi..
-
gazete, televizyon ve çok konuşan insanların ilginç bir şekilde hayatını kurtaran belgisiz sıfat.
yapılan araştırmalar "bazı polisler" diye başlayan cümleler kuran insanların daha uzun yaşadığını göstermiştir. -
oyun, farsca
-
elli parça kitabında bir murathan mungan şiiri;
bazı gecelerin sabahı yoktur
yalnızca bir karanlık olarak kalırlar
bazı ayrılıkların dönüşü olmaz
giden gider
borçlarıyla yaşar kalanlar
geleceği yoktur bazı kalplerin
aşk uğramaz onlara bir daha
tek bir hatırayla yaşlanırlar
bazı pişmanlıklar uzun sürer
zamana yayılırlar
kendinden kaçanlara
saklanacak yer kalmaz dünyada
gün gelir kendileriyle tanışırlar
asıl yalnızlık o zaman başlar
hayata geç kalmıştır kendinde geç kalan
şairin dediği gibi
bir daha yaşamak zorunda kalır
geçmişini anlayamayan
bazı geceler
bazı insanlar
bazı yerlerde
sahiden karşılaşırlar
bazı insanlar bazı aşklar bazı şarkılar
bu yüzden unutulmazlar
bazı hayatlar hayal tutmazlar
bu yüzden bazı bazı bazı
çabuk yaşayıp
ansızın kaybolmalar
bazı bazı bazı -
köy ekmeği.
(ulan aylar sonra saf bilgi içeren bir şey yazdım sözlüğe. kendimi tebrik ediyor, gözlerimden öpüyorum)
edit: bir düzgün bilgi veremedik anasını satayım. "bazı" şeklinde okuyunuz. a kısa okunacak. aha piç oldu entry... -
kökü arapça daki ba'dhu kelimesidir. dh(dad) arapçadan türkçeye geçerken genelde olduğu gibi z ye evrilmiştir. hazir, huzur da olduğu gibi.
-
niyeyse yalnız olanları hatırlatan kelime.
-
oruç aruoba'nin kitabına başlık olarak koyacağı olası kelimelerden bir tanesidir.
-
önceleri korkardık hepimiz
en ufak ses yerinden oynatmaya yeterdi ellerimizi
yani demem o ki
o denli alışmıştık yalnızlığımıza
yuvarlanırken hızlanan şeyler gibi
sürtünmüşüz, soyulmuşuz umurunuzda olmazdı
kanımız soğukta donmuş suydu
ve biz hayvanlar gibi
en çok da kendi eşini yutan
iri ve tüysüz hayvanlar gibi
koparırdık omzumuzun öte yanındaki başı
önceleri saklardık hepimiz
gömleğimizin üstündeki lekeleri
bu akşam da gidelim bir yerlere
mesela biz en çok bir insanla bir insanın
arasına rayların girdiği şehirleri seviyoruz
mesela akşam üstü olduğunda paltosunun yakalarıyla
yanaklarını seven adamları da seviyoruz
mesela havada vurulan kuşu da
herkesin sevdiği gibi
sevmiyoruz
ve korktuğumuz gibi önceden sesten
korkacağız terk etmeye şehri
zaman geçecek
insanlar bir tek sergiye çıkmış yaralarınıza bakıp
şöyle diyecek
bir şarkının hikayesiydi bu olsa olsa
tahta bavullar ve soğuk bulvarlar
bir rakı daha
ve bir rakı daha
üst üste ve alt alta ikisi de
bir insan ediyor işte
bir rakı daha
ve bir rakı daha
azaltıyor sisini şehrin
biz meydanda bağırırdık
merdivenler merdivenler merdivenler
hem çıkılır hem inilirler
önceleri korkardık hepimiz
oturup çağımızı beklerdik
ya geldi ya da geçti hiçbirimiz görmedik
ne içecek ne yıkanacak ne de boğulacak
su yok şimdi
olsun
dururken çürüyen şeyler gibi
sararmışız, dökülmüşüz
umurunuzda değildi
sonra ciğerlerimizi çeke çeke şöyle dedik
cam olmaya niyetli kum
göze almıştır hepsini
biz kenara çekildik bekliyoruz
çünkü içimize çekmediğimiz bir hava
mümkündür hâlâ
(bkz: sinem sal) -
bir feyzi halıcı şiiri.
açar kapıları bir el bazı
can evimi tutar bir hoş gazel bazı
alev alev yakınlaşmak için sana
senden uzaklaşmak bile güzel bazı
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap