• usta yazar faruk duman'ın yeni öykü kitabı.
  • faruk duman ilk kez okudum...acaba gerçekten okudum mu, okuyabildim mi, emin değilim.

    hiç beklediğim gibi değildi, ben öncelikle faruk duman'ın bir çok kitabı olduğunu bilmiyordum; bir yerlerde bu kitabından söz edildiğini duymuş ve okumaya öyle karar vermiştim, aylarca önce aldığım kitap da kütüphanemde, arkalarda bir yerlerde duruyordu öylece; ama faruk duman'ın bir çok kitabı olduğu gibi, dilinin ve kitapta kullandığı biçimin hiç de yeni bir yazara ait olmadığı belli oluyor.

    8 öykü içerisinde dağların eteklerinde bir şehirden ya da kasabadan ve oradaki bir aileden, bir kaç aileden veya bir kaç çocuktan okuduğumuz hikâyelerle karşı karşıyayız: çocuklar hikâyelerini anlatırken araya başka hikâyeler giriyor, hayaller giriyor, kitap okuma sevgisi ve o kitaplardan okunan karakterler giriyor, ana hikâye sırasında başka hikâyeler okuyoruz; ancak her zaman kimin kim olduğunu tam anlayamıyoruz, hikâyeler arasında bağlar görüyoruz, ama yazarın dili herşeyi rahatça kavramamızı, hikâyeleri yerli yerine yerleştirmemizi mümkün kılmıyor; yazarın dili ve dil kullanımı çok dikkat çekici: dikkat çekici bir sıklıkta olmasa da, arada bir, yazar cümlelerini yarım bırakıyor, yüklemsiz bırakıyor( "abla sen elini bulaştırma, ben şimdi iki dakikada yaparım, diyerek kolları sıvadığı. sonra davulun başında dönen turnalar gibi etekleri köpüklenmekle. tepsiyi nedense hiç yanmayan elleriyle kavrayıp. pastanın buğusunda yüzünü kremleyerek"). dilin bu tür zorlamaları, oynamaları hakikaten ilginç bir lezzet katıyor hikâyelere; bu dil işçiliği kitabın birden fazla okunmasını talep ediyor.

    kendim de bir kez daha okuyup, anlamak ve daha fazla lezzet almak üzere kitabı edebiyat seven herkese öneriyorum.
hesabın var mı? giriş yap