• (bkz: luis barragan)
  • blonde redhead'in eylül'de yayınlanacak 9. stüdyo albümü.

    1. barragán
    2. lady m
    3. dripping
    4. cat on tin roof
    5. the one i love
    6. no more honey*
    7. mine to be had
    8. defeatist anthem (harry and i)
    9. penultimo
    10. seven two
  • soundu şöyle, altyapısı böyle bilmem ama alıştığımız ve sevdiğim blonde redhead tarzından farklı olan ve dinlediğim 3 şarkısına göra yorumlarsam beni hayal kırıklığına uğratmış olan albüm. dinledikçe alışırım belki de.

    alışmaya başlamam kısa sürdü, şu anki favorim penultimo.
  • biraz önce albümün tüm şarkılarını dinledim. the one i love dışında olmamış albümdür. penny sparkle'dan sonra olmadı bu. çok mu zor lan bir 23 ,bir misery is a butterfly, bir melody of certain damaged lemons soundında albüm yapmak?
  • olumsuz yorumların aksine beğendiğim albümdür. belki blonde'yi noise için sevenler hayal kırıklığına uğramış olabilir, ama benim gibi indie'de melankoli ve akustik tınıları sevenler için keyifli ve hafif deneysel olmuş. yan flüt kullanımı da ayrı bir tat katmış. favorilerim;
    (bkz: the one i love)
    (bkz: dripping)
  • sound olarak elbette eski/ilk dönem albümlerine göre çok soft olmuş diyebilirim. çok daha, nasıl desem, uçuşuyor melodiler. ötekiler gibi zımbalamıyor. gürültünün içindeki dinginliği bulamıyorsunuz. ama onun yerine doğrudan dinginliğin içinde huzur buluyorsunuz. penny sparkle'da böyleydi bence, barragan iyice hafif olmuş. shoegaze'in ben bu halini çok seviyorum. albüm bence muhteşem olmuş. yani blonde redhead olduğunu unutturmadan farklı bir yere, başarıyla yelken açabilmişler. ve istedikleri yere ulaşmışlar diye düşünüyorum. belli limitler arasında kaldıkça grupların biraz değişmesi bana mantıklı geliyor. dünya da değişiyor. on sen boyunca aynı müziği yapmalarını insanların nasıl bekleyebiliriz ki. ama davayı satmak ayrı bir şey. bakın mesela daft punk. en fazla bu kadar büyük sıçılabilirdi sanırım. neyse barragan o tarz bir değişim değil yani bence. yine blonde redhead başından sonuna kadar. albümde bir futurism vs passeism part 2 ayarında şarkı yok. ama olmasa da sevdim.

    faforim: mind to be had.
  • tam indie olmuş blonde redhead albümüdür. 23 ve penny sparkle'dan sonra sanki blonde redhead albümü değilmiş gibi de olmuştur. neyse ki kazu makino'nun sesi kendilerinin hala aynı grup olduğunu hatırlatıyor. sound açısından minimalist olduğunu da eklemeliyiz. simone pace abimiz bunda beck, radiohead gibi müzisyenlerle de çalışan drew brown'ın etkisi olduğunu söylemiştir.

    albümde yalnızca analog enstrümanlar kullanılmıştır. bu yüzden grup "timeless müzik" olarak adlandırmaktadır.

    bu arada pitchfork'un albüm hakkındaki yorumu beni benden aldı: "it’s a cold fish of a record, dead-eyed and clammy" :)

    ayrıca albümde kendi ceplerinden yemişlerdir; biraz self-produced'tür. her şey bittikten sonra bir label vasıtasıyla çıkarmayı uygun gördüklerini söylemiştir simone pace.
hesabın var mı? giriş yap