• dinlerken insanın yüzünü uyuşturan, kendi şahisi fikrim; rem'in en aşmış şarkısı.
  • aynı zamanda covert affairs ikinci sezon üçüncü bölümünün adı.
  • rem 'in hakettigi ilgiyi görememiş muhtesem sarkısı.
    ilk defa evimiz hollywood'da da duymustum. brenda walsh, dylan mackay ile olan resimlerini parcalıyordu odasında yatagının üstünde. hey gidi 90lar..
  • rem'in kıyıda köşede kalmış gibi gözükse de belki de en muazzam eserlerinden biri.

    gecenin bir vakti radyoda çalınca insanı alıp 90'lara götürüp, dertli dertli sigara içirtenlerden.
  • sözleri şurada dursun;

    ıf you could see yourself now, baby
    ıts not my fault
    you used to be so in control
    youre going to roll right over this one
    just roll me over, let me go
    youre laying blame
    take this as no, no, no, no, no
    you bang, bang, bang, bang, bang
    then blame, blame, blame
    you bang, bang, bang, bang, bang
    ıts not my thing so let it go
    ıf you could see yourself now, baby
    the tables have turned
    the whole world hinges on your swings
    your secret life of indiscreet discretions
    ıd turn the screw and leave the screen
    dont point your finger
    you know thats not my thing
    you came to bang, bang, bang, bang, bang
    then blame, blame, blame
    you came to bang, bang, bang, bang, bang
    ıts not my thing so let it go now
    youve got a little worry
    ı know it all too well
    ıve got your number
    but so does every kiss and tell
    who dares to cross your threshold
    or happens on you way
    stop laying blame
    you know thats not my thing
    you came to bang, bang, bang, bang, bang
    then blame, blame, blame
    bang, bang, bang, bang, bang
    ıts not my thing so let it go
    you bang, bang, bang, bang, bang
    then blame, blame, blame
    ıts not my thing so let it go
    you kiss on me, tug one me
    rub on me, jump on me
    you bang on me, beat on me
    hit on me, let go on me
    you let go on me

    çok iyi şarkı. ama çok iyi.
  • bazı şarkılar vardır, ne zaman dinleseniz bin yıldır dinlememişsiniz, ilgilenmemişsiniz, kırılmış, ses etmemiş ama sizi terk de etmemiş hissi verir, begin the begin gibi. güzel yanı buradadır. yani oradalardır hep.

    (begin the begin'in bir de eddie vedder ile birlikte söylenmiş hâli vardır ki)
  • bu şarkı otomatik vites bir araba da dinlenmemeli, düz vites olacak ki sürekli gaza gelip saçma vites geçişleri yapıp apaçi gibi sürteceksiniz yollarda tozu dumana katıp..

    verdiği ruh hali böyle bendeki işte...
  • "peter buck şu distortion'ı kulağım patlayana kadar verse de bitse bu ızdırap" dedirten bir parça. güzel inişlere ve çıkışlara sahip. monster albümü hastasıyız sonuçta.
hesabın var mı? giriş yap