61 entry daha
  • harita
    25 eylül - 2 ekim tarihleri arasında, 2200 km'nin üzerinde yol kat ederek yaptığım tur.

    bu yazılar bilgi verme amaçlı olmayıp tamamen kendi anılarım, gözlemlerim, ileride dönüp okuduğumda hatırlamak istediklerimden ibaret olacak. geçtiğim güzergahları ve turun genel hatlarını buraya, detayları o yerin başlığına yazacağım.

    sonunda avrupayı görme hayalime, avrupanın ucundan kıyısından da olsa eriştim. unutmayacağım anılar, renkli fotoğraflar, güzel tecrübeler biriktirdim. yurt dışına çıkmak istiyordum hep. kısmet tek başıma gitmekmiş. gerekli işlemlerimi tek başıma yaptım, yabancı ülkelerde gece sokaklarda yürüdüm, barlarda içtim. kendi başıma bir şeyleri yapabileceğimi kendime ispatladım. bu arada turda dünyanın en papatya doktoru ile tanıştım. doğal turuncu saçlı olduğu için ilk gördüğümde balkan göçmeni de oraya, atalarının topraklarına gezmeye gelmiş diye düşünmüştüm. onunla karşılaşmak ve enerjisi bana iyi geldi. üstelik ben bu turu kpss'den dolayı bir hafta ertelemek zorunda kalmıştım. o da bir takım sebeplerden bir hafta ertelemiş. yani yıldızlar bizi buluşturmak için anlaşıp, iş birliği yapmışlar. bazı tesadüfler beni de seviyormuş demek ki. birbirimizle iyi anlaştık, bu sayede tur eğlenceli ve keyifli geçti..

    memnun kaldığım için tur şirketini söylemek istiyorum. ben jolly tur ile gittim. balkanlardaki bu organizasyonu gayet iyiydi. oteller hem şehir merkezinde, hem temizdi. bir tanesi 5 yıldızlı, diğerleri 4 yıldızlıydı. şehir turları, akşam yemekleri ve kahvaltılar ücrete dahildi. otobüs gayet temiz ve rahattı. otobüste bir su ısıtıcı olsa iyi olurdu. gezilen yerden otobüse dönünce veya yolculuk sırasında bir çay kahve içmek güzel olurdu. tur programı kısa zamanda çok yer göstermeye odaklı olduğu için biraz sıkışıktı. bazı yerleri yeteri kadar gezemediğimizi düşünüyorum.

    ben genelde tedbirli bir insan olduğum için ihtiyacım olabileceğini düşündüğüm her şeyi almıştım yanıma. genel olarak herhangi bir şeyin eksikliğini yaşamadım. hatta arkadaş olduğum insanlar, sırt çantama dipsiz kuyu dediler, içinden her istedikleri çıktığı için. insanlar pek bir hazırlık yapmadan gelmişler sanırım. gideceğimiz yerler hakkında az çok bir bilgim vardı benim. buralar hakkında konuşurken baya hazırlıklı gelmişsin sen dediler. hatta bir saraybosna'da yerel rehber bir şey anlatıyordu. anlattığı konuda birini söylemek için 'bitli paşa' dedi. 'kim?' diye sordu. bana da sevgilim muhteşem yüzyıl izlerken öğrendiği bitli rüstem hikayesini anlatmıştı. benim de oradan aklımda kaldığı için 'rüstem paşa' dedim. rehber de onaylayınca, herkes 'oo adam dersine çalışmış da gelmiş.' dedi :)
    telefonuma çevrimdışı harita uygulaması olan maps.meyi yüklemiştim gitmeden. gezerken her yeri işaretledim. otele vardığımızda, gece gezmeye çıkarken dönüşte ihtiyaç olursa diye konumunu işaretliyordum. arkadaşlar bunu da beğendiler.

    eksikliğini duyduğum bir iki şey oldu. otobüs yolculuğu için küçük bir yastık, daha büyük bir bavul ve şemsiye. taşıması kolay olsun diye küçük bir bavulla gittim. oradan alacağım şeyleri hesap edemediğim için biraz küçük kaldı ama neyse ki yine de yeterli yer vardı bavulumda. bir şekilde sığdırdım. bir ülkede olmasa da başka ülkede mutlaka yağmur yağıyor. tabi ben eylül sonunda gittiğim için de böyle olabilir. neyse ki papatya doktorumun şemsiyesi ile korunabildik balkanların damlalarından.

    hemen hemen tüm şehir merkezlerinde nehir var. bir kentin içinde nehir, köprüler olması şehre gerçekten ayrı bir güzellik katıyor. o soluk grilikten alıp maviliklere, yeşillere götürüyor insanı. çıkıp nehir kenarında boş boş yürümek bile keyifli.

    bütün tur boyunca en çok dikkatimi çeken şeyse trafik düzeni oldu. her yere ayrı ayrı yazmayayım, bu trafik konusu gittiğim her yer için geçerli. trafik müthiş bir uyum içinde işliyor ve herkes birbirine saygılı. kavşakta herkes geçiş hakkı olanı bekliyor. ben böyle bir şey görmedim. çok etkiledi beni. burada olsa arabadan inip satırla insan öldürürülecek ortamda herkes sessiz sedasız sırasını bekliyor. toplamda sadece iki ya da üç kez korna sesi duymuşumdur. gittiğim bütün yerlerde yani şehir merkezinden tutun ücra köy yollarına kadar her yerde yayalar yola adımını attığında veya atmaya niyetli olduğunu gösterdiğinde trafikte gelen araçlar hemen yavaşlayıp duruyor. acayip keyifli bir durum. örneğin belgrad'da gece dolaşırken kırmızı suv bir bmw geliyordu. ben de orta refüjdeyim, o geçsin diye bekleme niyetindeydim. beni geçecek sandı o hızına rağmen yavaşladı. üstelik kullanan da yanındaki de süslü püslü kızlardı. hani burada hayatta yavaşlamasını beklemeyeceğimiz tipler.

    o coğrafyada her tarafta su var. evlerde, otellerde çeşme suları da içilebiliyormuş. ayrıca sokaklarda da çoğu yerde çeşme var ve bunların çoğu dağdan gelen kaynak suları. yanınızda matara götürürseniz susuz kalmazsınız.

    balkanlarda bir çok bölgede ingilizce bilmeyen birisi dil sorunu yaşamadan gezebilir. bir çok yerde türkçe konuşarak anlaşılabilir. üsküp'teki otelde çalışanlar, prizen'de restorandakiler türkçe biliyordu. hatta kotor'da türkçe menü bile vardı. türk turist yoğun olarak geldiği için türkçe dil sıkıntısı yaşanmıyor.

    yemekler.. köfte ve et ürünleri çoğunluktaydı. aç kalmak pek olası değil. bir çok yerde köfte yedik. yediğim en ilginç yemekse kotor'da, içinde deniz kabuğu, kalamar vs olan makarnaydı. kahvaltılar otellerde ve açık büfeydi. bazı yerlerde domuz eti ürünleri vardı. bir kaç tanesini denedim.

    içeceklere gelince biralar üç, dört euro civarında. üsküp'te bir barda iki euroya gayet güzel bir bira vardı. epey içtik. ohrid'de makedon gecesi vardı orada mastika içtik. kadehi iki euro idi.

    prizler bizimkilerle aynı. şarj sıkıntısı yaşamadık hiç. sadece bir akşam, arkadaşımın telefonun şarjı bitti, o gece de powerbankı otelde bırakmıştık.

    ülkeler:
    sırbistan, bosna hersek, karadağ, arnavutluk, makedonya, kosova.

    genel güzergah:
    tur belgrad'dan başlamasına rağmen, izmir'den sırbistan'a direkt uçuş olmadığı için üsküp havaalanına iniş yaptık. buradan otobüsle belgrad'a geçtik.
    1. gün: üsküp, belgrad
    2. gün: srebrenica, saraybosna
    3. gün: bosna nehrinin doğduğu doğa parkı, konjic, mostar, blagaj (alevi bektaşi sarı saltuk tekkesi ), poçitel, trebinje,
    4. gün: karadağ, tivat, kotor, budva, işkodra
    5. gün: tiran, st naum manastırı, ohrid
    6. gün: ohrid, resne, bitola (manastır), vardar ovası, tetova yakınından geçilerek, matka kanyonu (üsküp), üsküp
    7. gün: üsküp şehir turu, prizen (kosova), üsküp
    8. gün: üsküp'ten izmir'e uçuş

    ilk durak için:
    belgrad

    (bkz: seyahat /@lonelycowboy)
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap