ayılık ^*

• ornek: otel odasinda seni dus basligiyla islatmak isteyen arkadastan sadece banyodan cikarak kurtulabilecekken got kadar banyoda bogusmayi secip, sonuc olarak arkadasi itmek suretiyle tuvaletin rezervuarinin ustune dusurmek. akabinde rezervuarin yere dusup patlamasi, rezervuari besleyen muslugun da patlayip kontrolsuz bir sekilde heryere su fiskirtmasi. ama onemli olan sonucun kimin daha cok islandigi olmasi...
  
  ornek2: yine otelde uyur vaziyette iken, erkenden uyanmis olan ve beklemekten sikilmis olan arkadasin bir anda uyunulan yatagin ustune cikip tavana deyecek sekilde ziplamaya baslamasi ve tabii ki yatagin kirilmasi. akabinde bu basariyi belgelemek icin kirik yatagin fotosunun cekilmesi
• bazı insanların kendilerine göre normal olan, günlük olağan davranışları. (örnek olarak; sokağa tükürmek, herkesin ortasında ana avrat küfür ederek konuşmak gibi davranışlar verilebilir)
• bir şeyin abartılarak yapılması durumu. (örnek olarak; 3 tabak yemek bir öğün için yeterliyken sırf gösteri olsun diye 3 tencere yemek yemek gibi)
• (bkz: ayılık var senin hamurunda)
• bazen gündelik yaşantıda ayılık olarak görmediğimiz davranışlar, aristokrat davranış biçimlerinin yüceltildiği mekanlarda ayılık olarak adlandırılabilir. mesela işe geç kalmak, aşırı rahatlıkla ilgili bir riskken, tiyatroya geç kalmak ve yerine oturmak için insan bacağı itelemek ayılıktır. veyahut evde balık yerken elleri kullanmak ''balık elle yenir'' raconuyla yüceltilirken, garsonların bizden daha cool olduğu mekanlarda bu eylem, tam bir ayılık olarak nitelendirilebilir. çünkü bu tür mekanlar, içimizdeki nazik, zengin, sinematoğrafik bir tarafı okşamaktadır. böyle ortamlarda sesi bile kadife gibi olur insanın. ve bu havayı bozan her türlü hareketi, o anın büyüsünü dağıttığı ve bize dışarıdaki dünyanın kalabalığını hatırlattığı için ayılığa mahkum ederiz.
• kahvaltı için pastaneden aldıklarına pastanecinin iki çatal koymasıyla farkettiğiniz durum