avenue of hope
-
umut bulvarı... olması mı iyi, olmaması mı bilinmeyen bir çeşit bulvardır... insanın kendini her daim üzebilme, her an kırabilmesini sağlayacak bir şekilde umutlara sahip olması ne kadar güzeldir bilinmez... umut gerçekten bazen bitirici birşeydir... bu yüzden belki de böyle geçici şeylerin bulvarları filan olmamalıdır... ne dedim ben şimdi cidden emin değilim... aslında ne dediğimi biliyorum da, kelimelere tam dökemedim... nedense umutla aramız iyi değil artık... ve belki de ilk defa olmak üzere tam olarak neden kötü olduğunu anlıyorum onun...
-
yorgun, yatıyor. ola ki birşey işittiğini sanıp kulak kabarttı. rutini bozulduğundan sevindi. uzun sürmüştü sessizlik zaten dedi kendine. açılan pencereden görünen sokak uçsuz bucaksızdı. sonsuzluğa inancını yitirmişti oysaki. hatırladı birden. aldırmadı. gülümsedi..baktığı aynalardan geçen binlerce yüzü umursamadan bir kez daha yapıştı yakasına umut. çıkıverdi saklandığı yerden. sakindi. artık konuşmayacaktı. adını verdiği bu sokağa girip hesapsızca kaybolmaktı aslolan. onu yaptı.
-
dur şimdi; biraz dinlen, biraz uyu
düşünme artık; biraz dinsin bu korku
ağır aksak bir şarkı ve belki güneş tozu
aç şimdi gözlerini ve unut; çünkü bu umut yolu...
bu şarkı insana kendisini dinlettirmiyor, insanın kendisini dinlemesi sağlıyor. -
sunshine filminin sonunda çalan güzel şarkıdır. evet, umut dünyası.
-
şarkınının belki de en güzel yeri -hem söz hem de müzik olarak- tam şu sözlerin geçtiği yerdir sanırım;
don't let me falter, don't let me hide
don't let someone else decide
just who or
what i will become
denemediyseniz, bir deneyin bu güzel şeyi... -
lyrics.com vb. sitelerde sözlerinin en vurucu kısımlarından olan dize "no-one lives, so no-one cries" diye geçse de orada aslen "no-one loves, so no-one cries" denmektedir. şu hayatta gerçekten sahneye çıkıpta söylemek istediğim tek şarkıdır herhalde. ama sesim çok kötü sakın söyletmeyin bana.
-
i am kloot parçası. sözleri şu şekil;
along the avenue of hope
the footsteps falter, fingers grope
and the days, stretch out beneath the sun
no-one's born, no-one dies,
no-one loves, so no-one cries
and we wait to see just what we will become
don't let me falter, don't let me ride
don't let the earth in me subside
let me see just who i will become
you're like the clouds in my home town
you just grow fat, and hang around
and your days, stretch out beneath the sun
no-one's born, no-one dies,
no-one loves, so no-one cries
and we wait to see just what we will become
don't let me borrow, don't let me bring
don't let me wallow, don't make me sing
let me see just who i will become
don't let me falter, don't let me hide
don't let someone else decide
just who or what i will become
don't make 'em borrow, don't make 'em bring
don't let them wallow, don't let them sing
let them stretch out beneath the sun
https://www.youtube.com/watch?v=ennfjftbali -
don't let the earth in me subside
muazzam bir şarkı -
kulaklıgımda bu sarkı calıyor. ve ben okuldan cıkmısım dereleri tepeleri asarak yurda varmaya calısıyorum. düsündügüm tek sey günün yorgunlugunu atmak ardından sunum vs hazırlamak.
icinde bulundugum zaman bu dönem o kadar kaotikti ki hemen bitsin istiyordum. ama bu yorucu okul günlerimi bile özledim. -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap