*

  • otomobil tutkunları tarafından uzun suredir beklenen..
    bu yıl 19 kasım da baslayıp 10 gun surecek fuar organizasyonu...
  • 19.11.2004 - 29.11.2004 tarihleri arasında cnr uluslararası fuar merkezinde düzenlenecek 10. uluslararası istanbul otomobil ve aksesuarları fuarı.
    adresi, atatürk havalimanı karşısı d.t.m. yeşilköy 34830
  • 21 ağustos 2005 tarihinde yapılacak formula 1 yarışı türkiye ayağının biletlerinin ilk sahiplerini indirimli olacak bulacağı açıklanan fuar.
  • basında günlerce reklamı yapılan, sokaktaki afişlerle meraklısının ilgisini sürekli canlı tutan araba fuarı, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirildi. araba firmalarının amacı, birbirinden ünlü markaların çıkardığı son modelleri tanıtmaktı.

    fuar oldukça kalabalık bir katılım kitlesine ulaşmış olsa da, asıl niyet göz ardı edilmişti. bunun en önemli sebebi ise tanıtım için seçilen yoldu. insanlar şirinlik yapmaya programlanmış robotu seyrederken, arabaları tanıtıyoruz diye kendilerini teşhir eden modellerin fotoğraflarını çekmeyi, çevreye bakmaya, arabalarla ilgilenmeye tercih ederken, amaçlarına ulaştıklarını düşünen organizatörler kalabalığa aldanıyorlardı.

    standları gezenlerin ilgisini ilk olarak mankenler, daha sonra ulaşılmazlığı yönünden aralarında pek fark göremedikleri arabalar çekiyordu. bir başka arabanın –yanında duran mankenin- yanına giderken, yeni teknoloji ürünü kameralı cep telefonlarına sarılan insanlar, arka fonunda pahalı bir arabanın görünür gibi olduğu mankenin fotoğrafını çekip hızla bir diğerinin yanına gidiyorlardı.

    bazı aileler autoshow 2004’e çocuklarıyla beraber katılmışlardı. çocukların ilgilendiği tek şey ise minik robot asimo idi. onun dansını seyrederken kahkahalar atan çocuklar, böyle bir teknolojinin bizim ülkemize günübirlik değil de, yerleşmeye geleceği günlerin belki kendi çocuklarına bile kısmet olmayacağını bilmiyorlardı.
  • güvenlik rezaletinin yaşandığı amatörce organizasyondur.

    bu organizasyonda "sapık" muamelesi görmüşümdür.

    şöyle ki,
    fiat standının önünde dijital makineyle beklerken izbandut gibi 2 metrelik bir güvenlikçi yaklaşır. elini tehdit edercesine omzuma atarak "genç, makineni verir misin fotoğrafları inceleyeceğim" der. yanıt olarak "hayır" alınca sinirlenerek: "bana bak, hiç boşuna öyle bir hakkın yok muhabbetine girme, dilersem makinene de el koyarım seni de burası kapanana dek rehin tutarım. hiç kimseye de şikayet edemezsin, böyle bir hakkım var" der. kendini satsa parasını denkleştiremeyeceği dijital kamerayı zorla almaya çalışır. "iyi al bak" diyerek çekilen 2-3 araba resmi gösterilir. ama güvenlikçi beni kolumdan zorla (evet, zorla!) çekerek standların arasında, depo gibi bir yere götürür. burası karanlık, kolilerle dolu bir yerdir. içerideki depo görevlilerinin alaycı bakışları altında ilerleyerek kuytu bir yere "götürülürüm". bu sırada iki güvenlikçi daha yanıma gelmiş, makinemi zorla incelemeye koyulmuşlardır. "noluyo lan, acaba dayak mı atacaklar" paranoyasıyla beklerken, angutların makine içinde "müstehcen" fotoğraf bulamaması üzerine tavırları bir anda değişir. yavru köpek gibi özür dilemeye başlarlar. bu arada kolumdan zorla çekip beni tehdit eden güvenlikçi derhal toz olmuştur (daha sonraki uzun aramalarım sonucunda da bulamamışımdır). yarım saat "özür dileriz, hata oldu, şüphelenmişiz, afedersiniz" tadında fasa fiso dinledikten sonra ortamdan verdiğim paraya ve teptiğim yola söverek ayrılırım.

    hayır, bu ülkede bir şeylerin düzgünce işlemesi için illa dava açıp tazminat mı almak gerekiyor, ya da şikayet edip 2-3 kişiyi (ve ailelerini) ekmeğinden mi etmek gerekiyor, anlamak mümkün değil.

    ve hiç mi farkında olmaz bu insanlar, birinin kişilik haklarına tecavüz etmenin suç olduğunu, onu zorla bir yerde alıkoymanın, özel eşyalarına hakkı olmadığı halde müdahele etmenin yasadışı olduğunu? bilmezler mi o kişinin dava açması halinde hem çalıştığı yerin hem kendisinin büyük zarar göreceğini?

    (bkz: cehalet)
    (bkz: rezalet)
  • bir sürü güzel arabayı bir arada görüp,onları izin verildiği ölçülerde mıncıklamak,içlerine binip tepinmek,ağzından akan suları bilimum araca serpiştirmek için en iyi fırsat*;en azından türkiye cumhuriyeti toprakları içinde.organizasyon kuşkusuz daha iyi olabilir,ama daha iyi olsa da bir insan 10 saat durmadan gezip dolaşamaz sonuçta.bu haliyle bile 5 saat gezmek yetersiz kalıyor ayrıntılı bir tur için,fakat kişide derman kalmıyor daha fazlasına.zaten bu süre sonunda da fuara cebinde 1 milyon euro ile gelmeyen her kişi mutsuz çıkar bu fuardan.neden? çünkü iyinin iyisi var her koşulda.yine de neden bu araç bu kadar pahalı diye sorulduğunda, çünkü abs özelliği var diyen stand görevlilerinden az daha bilgili insanlar olsa alınan zevk birkaç kat artar sanırım.
  • otomobillerin fiyatıyla başlarında dikilen hatunların sayısının ve gudiklik oranının ters orantılı olduğu fuar. alt segment otomobillerinin standlarında açılmış saçılmış, durmadan elini kolunu sallayan, bir süre sonra yorulup arabanın üzerine yatmaya başlayan hatunlar varken üst segmente doğru çıktıkça giysilerin daha kapalılaştığı, tiplerin daha düzgün dikildiği gözden kaçmamıştır.

    ters orantımızla derinden bağlantılı bir nokta, porsche'nin 10 metre yakınında herhangi bir gudik dişi varlığına rastlanmamış olmasıdır.

    zaten porsche görmüş sıradan bir vatandaş abazalık oranı tavan yapmadığı sürece oraya çıplak bir kadın koysalar bile ilgilenmeyecektir, satın alma amaçlı bakan birisi de zaten yaşı-tipi vs.si ne olursa olsun istediği üniversiteden zevkine göre ister kaşar ister el değmemiş bakire; dilediği kızı kaldırabileceğinin farkında olduğu için bu tip karı-kızlarla zerre kadar ilgilenmeyecektir.

    artık okumuş çalışmış ablalarımız sağolsun, kadınların da erkeklere yakın otomobil aldığı günümüzde "bu arabanın motoru kaç?" sorusuna "hhııı,, aa, şş şşey bu arabanın abs'si var" diyen mankenler veya kendini satsa alamayacağı bir otomobilin başında dikilip, karşısındaki erkeği süzüp parasız görürse "hassiktir lan sen nasıl alacaksın bu arabayı" demeye getiren; zengin görürse kendince en "seksi" bakışlarını takınarak "bu arabanın motoru güçlü ama benimki daha güçlü" şekline giren fahişeler konulmasa herkes mutlu olacaktır.

    doğuş oto genel müdürü fuarın ilk günü canlılığın çok iyi düzeyde olduğunu, paris'te bile bu hareketliliği göremediğini iletmiştir ve istanbul'un ileride paris, detroit, cenevre gibi piyasada olmayan modellerin sergilendiği bir fuar haline geleceğini söylemiştir. biz bu "ileri"nin fazlasıyla "ileri" olacağını belirtmeyi borç bilir, esenlikler dileriz.
  • öncelikle; ferrari ve lamborghini gibi bundan evvelki fuarlarımızda görmeye alışkın olduğumuz iki muhteşem firmanın standının olmayışı ile bir nebze hayal kırıklığı yaratan bir fuar oldu autoshow 2004. istanbul'un da uluslararası otomobil fuarları arasına girmesinin ardından, gelecek fuarlarda daha çeşitli markalar, daha çok model ve bir çok yeniliğin hazır bulunması ümidimiz...
hesabın var mı? giriş yap