• arada derede kalmis bisey... bir seyin olmasina vesile
  • (bkz: arabirim) (bkz: interface)
  • (bkz: skin)
  • arayuz, bilgisayarin hafizasindaki modeli kullaniciya cikti olarak veren ekran, yazici, plotter, hatta uc boyutlu cikti verebilen araclar.bilgi girisi icin klavye, dijitallestirici, mouse, tarayici, dijital fotograf makinesi gibi araclar kullanilir.bilgisayar programi, arayuzu kullanarak sembolik modeli fotogerceklik duzeyinde realist ikonik modele donusturerek sunar.bilgisayarla etkilesim gercek zamanda ve tabii hareketlerle olursa ve bilgisayarin ciktisi gercege yakinsa, neredeyse gercekmis hissi yaratir.

    hala anlamadiysaniz su an ekranda asil olarak 0 lardan ve 1 lerden baska bir sey olmadigini da bilmemenizde yarar vardir.
  • (bkz: gui)
  • büyük kurumlarda herkesin birbirinden haber olması için kordinasyon yapan kişi için de kullanılan tabir. birimler arası ilişki uzmanı !
  • ara güler'in traş olması halinde ortaya çıkacak olan.
  • arayüz kavramının anlaşılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. bu konuyu güzel anlatan bir kaynaktan paylaşıyorum.

    kaynak: istihza.com

    arayüz kelimesini pek çok farklı yerde duymuş olabilirsiniz. ama bu kavramın anlamı zihninizde yeterince berrak olmayabilir. eğer öyleyse gelin bu önemli kavramı net bir şekilde anlamaya çalışalım.

    ‘arayüz’ ifadesi, iki şey arasında iletişim kurulabilmesini sağlayan bir araç veya ara birim anlamına gelir ve son derece geniş kapsamlı bir kavramdır bu. bu kavramı kafamızda somutlaştırabilmek için şöyle bir örnek verelim: diyelim ki bir otele gittiniz ve içeri girdikten sonra paltonuzu vestiyere bırakmak istiyorsunuz. tabii ki vestiyere doğrudan kendiniz girmezsiniz, bunun yerine paltonuzu vestiyer görevlisine verirsiniz, o da bunu alıp vestiyer içinde uygun bir yere yerleştirir. otelden çıkarken de paltonuzu vestiyer görevlisinden istersiniz, o da paltonuzu alıp size getirir. yani vestiyer görevlisi, sizinle vestiyer arasında bir arayüz (veya ara birim) vazifesi görür. aynı şekilde bir lokantaya gittiğinizde de, yemeği doğrudan kendiniz almaya çalışmazsınız. gittiğiniz lokantanın garsonu, yemeği size ulaştırmak suretiyle mutfak personeli ile sizin aranızda bir arayüz işlevi görür.

    başka bir örnek verelim...

    diyelim ki otobüse binebilmek için bir bilet almanız gerekiyor. ihtiyacınız olan bileti bir bilet makinesi aracılığıyla alabilirsiniz. işte bu bilet makinesi, sizinle bilet kesme sistemi arasında iletişim kuran bir arayüzdür. eğer bilet makinesinin önünde bir görevli varsa, o da sizinle bilet makinesi arasında iletişim kuran ikinci bir arayüz katmanı vazifesi görür. hatta daha küçük bir ölçekte, bilet makinesinin dokunmatik monitörü, sizinle bilet makinesinin işletim sistemi arasında iletişim kurulmasını sağlayan başka bir arayüz katmanıdır. dolayısıyla arayüz denen şey hem çok boyutlu, hem de çok katmanlı bir kavramdır. programcılık maceranız boyunca hem kendiniz pek çok arayüz yazacaksınız, hem de başkalarının yazdığı arayüzleri kullanacaksınız.

    tıpkı yukarıda verdiğimiz örneklerde olduğu gibi, komut satırı da çeşitli komutlar aracılığıyla işletim sistemine birtakım emirler vermemizi sağlayan bir ara birim veya arayüzdür. aynı şekilde grafik kullanıcı arayüzleri de menüler ve simgeler üzerine tıklamamızı sağlayarak işletim sistemiyle iletişim kurabilmemize müsaade eder. doğal kullanıcı arayüzleri ise son yıllarda yaygınlık kazanmış bir ara birim türü olup, işletim sistemiyle (cep telefonlarındaki android ve ios işletim sistemlerinde olduğu gibi) dokunarak iletişim kurabilmemizi sağlar.
  • ınterface culture (1997) adlı kitabında steven johnson gotik mimariyi, bilgisayarların arayüzleri ile karşılaştırarak her ikisinin de "düşünülebilir kılınmış sonsuzluğu" tasvir ettiğini yazmış. görünmez sayıların dans ettiği karmaşık bir düzlemi anlaşılır kılıyor arayüzler.
  • yazar hayattaki çağdaş yazarların en ünlüsü de olsa.. kitap okumak ölüler diyarıyla haberleşmek. ölüler bazen çok doğurgan olabiliyor, çok uzaklardan, istemle dölleyebiliyorlar. kitap ölüyle canlı arasındaki bir arayüz. bu arayüzle canlı, ölmeden ölmeye, ölü, ölüyken canlanmaya çabalıyor. ortaklaşa bir çaba. verimliliği tam da başarısız çabasında yataklanıyor.
hesabın var mı? giriş yap