apostol

• matematigi daha kanitlari ile ve derin bir sekilde anlattigi ichin guzel kitaptir.
• çocukken gökçeada'da geçirdiğim uzun yaz tatilinin kahramanı.
  
  kardeşimle sabahları erkenden uyanır apostol'un yolunu gözlerdik. atının üzerinde asil bir ortaçağ şövalyesi endamıyla geçer giderdi yükseklere doğru. giderken bize selam vermeyi de ihmal etmezdi.
  
  apostol, kardeşim ve benim her sabah yaptığımız üç kişilik geçit töreninin ardından önce kahvaltımızı yapar, sonra denize giderdik. hayalimizde apostol'un atıyla gün batımının önünde dağlardan inişi. akşamı bekleyerek geçerdi zaman.
  
  ben büyüyünce ne olmak istediğimi bilmiyordum, kardeşim at olmak istiyordu... atının üstünde bütün heybetiyle dağlardan inen apostol'a baktığımızda ikimiz de farklı şeyler görüyorduk.
  
  güneş batıyordu...
  
  apostol dağlardan doğru geliyordu yalnız başına. karşılamaya koşuyorduk onu ve hayallerimizi. o zaman istediğim şeyin farkında değildim; ama apostol'un ki gibi bir özgürlüğü istiyordum galiba... hala ulaşamadığım özgürlüğü...
  
  attan inen apostol, her şeyden önce küçük bir bir zeytinyağı şişesi çıkarıyor ve atın üzerindeki kenelere döküyordu. sonra yaktığı sigarayı kenelerin üzerine basıyordu... bizim bekçiyle biraz hoşbeşin ardından eve doğru yollanıyordu.
  
  gece bizim oraya gelirken yanında bir şeyler olurdu hep apostol'un. meyve, börek, çerez... bize de ikram ederdi. bir keresinde salyangozlu börek yedirmişti, içinde ne olduğunu söylemeden...
  
  biz onunla çok konuşmazdık. türkçesi de çok iyi değildi zaten, ayrıca rumcasının da iyi olduğunu sanmıyorum. konuşkan bir adam değildi ki apostol, yalnızlığı seçmiş bir adamdı...
  
  20 yıl sonra bir daha gittim adaya. ilk işim apostol'un yaşayıp yaşamadığını sormak oldu. yaşıyor dediler. her akşam adadaki bir meyhaneye uğrar rakı içermiş. bekledik gelsin apostol'u gelsin diye... geldi, yanımıza buyur ettik. hatırlamadı, 20 yıl önceki çocuğu; ama hatırlamışcasına sevecendi.
  
  ama değişen şeyler vardı. bedeni çökmüştü biraz, omuzları düşmüştü. yüzünde derin çizgiler oluşmuştu. yıllar, herkese yapıyor aynı şeyi.
  
  ama değişmeyen şeyler de vardı. yine konuşmadı apostol. türkçesi yine kötüydü. ve sanırım rumcası da...
  
  ve hala gözleri ışıl ışıl parlıyordu apostol'un... özgürlük ateşi yanıyordu içinde hala...
  
  hala daha...
• (bkz: apostol adasi)
• oktay rıfat'ın "kadeh" isimli şiirinde geçer. insanın içesi gelir.
  
  burası dalyan kahvesi
  ortalık süt mavisi
  apostol bu ne biçim meyhane
  tabağımda bir bulut
  kadehimde gökyüzü
• (bkz: tom apostol)
• 70'lerde, kalamış - fenerbahçe arasında iş çıkışı müdavimlerinin bol olduğu bir rum meyhanecinin adı.
  
  (bkz: çek apostol çek)
• "fukara apostol, "yortu bayramında biraz osmanlılık edeyim" derken gözünü burda açtı. lakin neme lazım gavurların içinde iyileri de var." kemal tahir - esir şehrin mahpusu
  
  (bkz: apostolos)
  (bkz: mürd)
• knight online manes serverında ilk 70 level olan çar
• erdek’te kahvaltı etmek için tepede dev çınarların arasında deniz manzaralı güzel bir mekan.
• apostol bu ne biçim meyhane. kadehimde bulut, tabağımda gökyüzü
  şu kafaya erişmek için gerçekten hayatı sevmek ve en önemlisi özgür olmak gerek. hayatın gerçekten ne kadar harika olduğunu hissetmeyeli yıllar oldu. resmen bu şehir bütün enerjimizi emiyor.