• fagot ustası olması bir yana, aynı zamanda tüm nefesli çalgıları büyük bi tikatle çalar, çalmakla kalmaz icra bile eder.
  • (bkz: ahmet anzavur)
  • (bkz: aznavur pasajı) isim benzerliği tabii
  • kinci, gaddar, azgın anlamlarına gelebilen bir sözcük.
  • mardin/nusaybin'de suriye sınırında bir kale.
  • bigalıları küçük düşürmek için çanakkale yöresinde söylenen kelime.
  • "ethem bey güçleri, bir tek silah atmadan dimetoka'ya girmek üzereyken bu askerlerin ve ethem beyin korkusundan kaçan yetmiş yaşında bir çerkes'e rastladılar. öküz arabası üstündeki yaşlı adamcağıza kuvay-ı milliyecilerden biri kim olduğunu, adını sanını sorunca:
    -ben anzavur, dimetoka'ya gidiyoruz!
    dedi.
    -ne? anzavur mu dedin?
    -evet, vallahi ben anzavur, yalan mı söyleyeceğim?
    bunu işiten kuvay-ı milliyeci, bu osmaniye köylü adamcağızın göğsüne mavzerinin bütün kurşunlarını boşaltıverdi.
    arabadaki kadınlar da çerkesçeden başka dil bilmediklerinden dertlerini anlatamadılar.
    yaşlı köylüyü öldüren çeteler, sevinç içinde atlarını biga'ya doğru dolu dizgin sürdüler. bu müjdeyi ethem beye yetiştirmek için kuş olup uçmak istiyorlardı. en sonra ethem beye yetiştiler :
    -biz anzavur'u vurduk!
    diye müjdeyi verdiler. anzavur'u karabiga'dan ingiliz savaş gemisine bindiği haberini çoktan almış olan ethem bey :
    -tuh, anzavur diye bir zavallıyı öldürdünüz, bir cinayet işlediniz, diye bağırdı, anzavur şimdi, ingiliz savaş gemisinde istanbul yolundadır. çerkesler arasında anzavur adlı bir çok insan vardır."

    "hasan izzettin dinamo, kutsal isyan 6, may yay. 1974 baskısı, s. 273-4"
hesabın var mı? giriş yap