• (bkz: gavurdağı)
  • maraş sır baraj gölünden başlayıp hatay ilinin samandağ kıyılarına doğru yaklaşık 175 kilometre boyunca uzanan dağ silsilesi.
    175 tanesi sadece türkiye'de görülen 234 tanesi önemli doğa alanı kriterini sağlayan tür barındırması nedeniyle avrupa'nın korumada öncelikli 100 orman alanından biridir
  • yakında yakılabileceğini düşündüğüm dağlar. mağlum, bir bakan amanosları temizleyin demiş. bizde de üstünde orman bulunan dağları nasıl temizledikleri mağlum...
  • teröristten temizlenmesi için, askerlerin hapisten çıkması beklenecek yurdum dağları. (bkz: http://www.telgrafhane.com/…kimlertemizleyecek.html)
  • yerleşim yerlerine yakın bölümlerinde kentlesme, taş ocagi açma gibi tahribattan nasibini fazlasıyla alan doğa parçası. bir yangın eksikti. aha da buraya yakında evleri kondurmazlarsa şaşarim
  • türkiye' de, çoğu sıradağların aksine kuzeyden güneye doğru sıralanmaktadır.( yani meridyen yönünde).

    sıradağların en yüksek noktası hassa' da bulunan mığır tepesi'dir ve bu noktada yükseklik 2262 m'dir.
  • endemik bitki türlerinin oldukça fazla olduğu dağlardan biridir.
  • ekvator iklimi bitkilerinin son üyelerini barındıran dağlar. bu dağların daha kuzeyinde bu bitkiler yetişmiyor. ayrıca karadeniz iklimine ait bitkileri de burada bulmak mümkün. dünya üzerinde bu tip karışık ormanlar pek az yerde vardır. buna rağmen amanos dağları ormanları, özellikle batıya bakan iskenderun körfez'i tarafı milli park yapılmamıştır. halbuki milli park yapılıp bitki örtüsü koruma altına alınsa bölgeden ek gelir kapısı bile oluşturulabilir ancak bu bölgenin daha karlı bir iş için kullanılması gündemde. körfez tarafındaki bölgeye 16 tane termik santralin yapılacağı konuşuluyor. 1 değil 2 değil tam 16 tane. birilerine rant sağlamak için milli hazinemiz, diğer yitip giden değerlerimizde olduğu gibi geri dönüşü olmayan bir tahribata uğrayacak. zaten yer açmak için kasten orman yangını çıkarılıyor ama termik santrallerin açılmasıyla oluşacak kirlilik çok geniş bir bölgede doğal yaşamı olumsuz yönde etkileyecektir. çevre bölgelerdeki hes'ler yüzünden de dereler kurumuş durumda. ayrıca bilerek milli park yapılmayan bölgenin denetlenmesi de yapılmamaktadır. çarpık yaylacılık dağlarda bir hayli kötü tahribatlara neden olmuştur. ormanmış, doğaymış umrumuzda değil bizim. emanete hıyanet etmek bu kadar kolay işte. allah kahretsin.
  • yunanca'da "el" anlamına gelen " manos" kelimesinden türemiştir. baştaki "a" harfi olumsuzluk eki olarakkullanılmış olabilir . yani "el dağları" ya da "elsiz dağları" denilebilir(kişisel düşüncem). türkçe isim olarak da "nur dağları" denmiştir. halk arasında "gavur dağları" olarak bilinir.
    hatay'ı ortadan ikiye bölen dağın ovaya (amik ovası) ve denize bakan iki yüzü köyler ile doludur. dağ tepeleri arasında ise yayla evleri öbek öbek göze çarpar. bu evler hatay halkının yazın sıcağında serinleyip nefes alabildiği mütevazı ama çok tatlı evlerdir. genellikle birkaç odadan ibaret tek katlı evler büyük yaylalarda 2-3 katlı evlere dönüşür.
    dağın dış yüzlerinde hakim ağaç kızılçamdır. ancak dış yüzünde bile ne zaman su akan bir vadi varsa koca çınar ağaçları oraya yerleşir güneşin ışığını soğutmadan yere değdirmez. o vadilerde mutlaka akan serin suyun etrafında bir köy, köyün olmadığı yerde suyun içinde masaları olan bir alabalık lokantası, mangalını yapan bir aile ya da buz gibi suya girip tir tir titreyen çocuklar vardır.
    dağ hayat verir hatay'a. yazın gün boyunca sıcaktan kavrulmuş insanlar ikindi vakti gelen dağ yelini beklerler. denizden yükselen buhar rüzgar olup da dağı aşarken ovaya bakan yamacından bulut olarak inmeye başlar. ancak sıcağa dayanamadığından bir müddet indikten sonra görünmez olur bulutlar ama yine de yel olup da eserler ovaya. dağ su verir hatay'a. erken erir dağların karı hatay'da. mart , nisan dedi mi kar kalmaz dağda hepsi su olur çayları doldurur. suyun hepsini vermez dağlar. birazını saklar içinde. onu da azar azar pınarlarından buz gibi tertemiz verir. en sıcak yaz gününde bile hatay'da elleri morartacak kadar, hatta çocukların oynayabileceği, yüzebileceği ve hatta " çimebileceği" soğuk su vardır dağın sayesinde.
    dağın dış yamaçlarını tırmanıp da yüksek bir tepeden öte tarafa bakınca yeşilin tonundan türünü belli eden ağaçların yaptığı ormanlar, sivri kayalıkların yaptığı tepeler vardır. artık iklim değişmiştir. ovadaki boğucu nem geride kalmıştır, hatta dönüp arkanıza bakarsanız bulutları yutan o nemin şehirleri nasıl gizlediğini de görebilirsiniz.
    burada ormanların çeşitliliği akılları önce hayrete düşürür. kimi zaman öbek öbek aynı ağaçalar, kimi zaman da bir arada kök salmış karışık ormanlar beraber yaşarlar. özellikle suyun dibinde karışmışlardır birbirine. yanlız çam ve palıt (pelit) suya çok yanaşmaz. onlar kuruluğu severler. birbirine benzemeyen ağaçlar ne de güzel yaşar orada. "yaşamak bir ağaç gibi hür ve tek ve bir ormanmış gibi kardeşçesine" dedirtir ve yaşamayı bir daha öğretir bize. bize yani aynı topraktan gelen başka bir mahlukata.
    .........
    dağın daha pek çok güzel yanı var. anlatmakla bitmez. anlatmaktan güzeli yaşamak. az kaldı geliyorum...
hesabın var mı? giriş yap