almaç

• elektrik akimini alip baska bir kuvvete ceviren aygit.
• elektrik enerjisinin isidan ba$ka bir enerjide dönü$türen bir devre elemanı.. türlü elektrikle çalışan eşyanın herbirinde vardır da biz görmeyiz. görsek elimizle dokunmak isteriz terslik çikar çünkü.
• bir de "kapasite" anlaminda kullanimi vardir bunun yoremde. cok komik ve zekice. ornek:
  "-abi kiz meslekten (kiz meslek lisesi)esra var ya hani motor, sinan abi ile takiliyodu son donem, simdi de kenan'la berabermis dediler, o atari salonu sahibi."
  "-oha, e ben dun gene gordum cafede sinan abi ile."
  "-kari ikisini de idare ediyo galba haci...?"
  "-ulan ne almac varmis be karida, helal olsun adiyim..."
• bunun diğer adı reseptördür.
• (bkz: alici)
• (bkz: almanac)
• (bkz: reseptör)
• (bkz: ahize)
• ahizeden başka anlamları spekülatif kalan genç türkçe sözcük.
  receptor/reseptor için algıç daha iyi gibi.
  
  (bkz: almak/@ibisile)
• deride ve duyu organlarında bulunan uyarıları almaya yarayan organ ya da organ ucu. bütün canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri, çevreleriyle ve kendi iç ortamlarıyla ilgili bilgileri almalarına ve bu bilgiler sayesinde gerekli değişiklikleri yapmalarına bağlıdır. örneğin; bir solucanın dış ortamın nem durumunu fark ederek, bu ortama doğru hareketlenmesi gerekir. bu durumda dış ortamda bulunan nem miktarı özel bir almaç (reseptör) aracılığıyla solucanın sinir sistemine iletilir. bedenimizin birçok yerinde değişik almaçlar bulunur. tekrar örnek vermek gerekirse; bir insanın elinde acı duyusunu, sıcaklık, soğukluk, temas ve basınç duyusunu ayrı ayrı alan binlerce almaç vardır. atardamarların çeperinde de kandaki oksijen, karbon dioksit ya da basınç miktarını algılayan almaçlar bulunur.