alkışlamak

• iki eli belli bir tempoyla birbirine vurarak takdir ettiğimizi gösteren hareket, jest. el çırpmak eyleminin eğitilmiş halidir, insanın toplum bilinci dahilinde geliştirdiği ve zoraki uygulamaya koyduğu, asalete bu formla uygun düştüğüne inandığı revize davranış. (bkz: alkış) (bkz: alkış tutmak)
• (bkz: alkislanmak)
• ön uzuvlari birbirine vurarak avuç içindeki havayi sikistirip, ses dalgasi yaratma islemi.
• (bkz: ayakta alkislamak)
  (bkz: erekte alkislamak)
• bazi bireylerce içi doldurulup daha sanatsal hale getirilen ve alkis calmak seklinde ifade edilen, elleriyle kavrama yetenegine sahip canlilarin sergiledigi bir aktivite.
  (bkz: ayakla alkislamak)
• sevinince, tebrik edince, performanstan sonra, beklenen biri ya da ünlü biri gelince vs. gerçeklestirilen sak sak sak sesi çikaran eylemdir. (bazi toplumlarda toplantilarda filan bunun yerine ellerini yumruk yapip masaya tik tik tik diye vurmayi tercih ediyorlar, mesela almanlarda. tabi o zaman masanin tahta filan olmasi gereksinimi doguyor, söyle tok bir malzemeden...)
  (bkz: bir elin nesi var iki elin sesi var)
• ecnebi bir insanin bir turkcell super lig macinda hakeme yapilirken gorurse, hakkinda muhtemelen "turkler bunu buyuk hakaret kabul ediyor aman turkiyede konsere falan gidersem hic alkislamiyim" diye dusunecegi eylem.
• (bkz: #13382581)
• ben hiçbir şey yapamam, yapanı da ancak gerekli-gereksiz alkışlayarak desteklerim başka da bir halta yaramamın karşılığıdır. en azından türkiye'de.
  kaynak;
  (bkz: tiyatro)
  (bkz: konser)
• yeterince güçlü şekilde ve yeterince kişinin katılımıyla gerçekleştirildiğinde, alkışlananın niteliği ne olursa olsun, birçok yancının da dahil olacağı eylem. bir parçası olabilmek adına eylem veya güruhun, aidiyet hissebilmek için değer görene, yapılabilecek en zavallı hareketlerden biri aynı zamanda.