• iran seçimlerinden sonra, ecnebilerin deyimiyle iran'ın superme lideri ali hameneî'nin cuma günü hutbesidir bu konuşma. kimdir bu ayetullah hamaney:

    (bkz: ayetullah hamaney/#16329665)

    iran'da cuma günleri tatil ve cuma hutbelerine büyün devlet erkanı katılıyor. mescid-i cuma adı verilen devasa merkezlerde eda ediliyor namaz seremonisi. bu tip cuma hutbeleri üzerinde humeyni oldukça ehemmiyetle durmuştur. hatta, bursa'da sürgün olduğu zaman bursa ulu camii'nde verdiği hutbe'de de bunu söylüyor, ta 1964 yılında:

    (bkz: humeyni'nin bursa hutbesi/#12593298)

    bu konuşma, epeyce uzun da bir konuşma olmuş. devlet erkanının ayetullah hameneî'yi başı önde izlediği bir konuşma aynı zamanda. 'spirit of the god' hameneî gür ve dinç, ormanda 10 kaplan gücünde konuşuyor. hey yavrum benim. bir benzeri:

    (bkz: ayetullah hamaney'in 1999 öğrenci isyanı konuşması/#16236640)

    şimdi neden önemli bu konuşma? seçimlerler ve iran'ın süreçteki rolüyle ilgili en önemli konuşmalardan birisi olduğu için. tamamı epeyce uzun. izlemek isteyenler:

    http://www.youtube.com/watch?v=4lpbk0diwdi
    http://www.youtube.com/watch?v=cn1b_uas6ci
    http://www.youtube.com/watch?v=kemjhoayvb0
    http://www.youtube.com/watch?v=sr6xbsaib1a
    http://www.youtube.com/watch?v=h8plrg0cuse
    http://www.youtube.com/watch?v=ljqvob5sus0
    http://www.youtube.com/watch?v=p51zxrctgj0

    - - -

    şimdi ben tercüme edeyim bunun birincisini, simultane:

    < seçimler, iran islam cumhuriyeti'nin düzeni için yeniden bir soluk tazeleme ve büyük bir fırsattır. bu seçimler, bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiş bir seçimdir. iran islam cumhuriyeti'nin kötülüğünü isteyen bütün kişiler görmüşlerdir ki, iran islam cumhuriyeti demokrasisi bir taraftadır, diktatör ve zorba rejimler, din ve maneviyata uzak olanlar diğer tarafta. bu, dini değerleri olan bir demokrasidir [1]. halkın kalplerine kötü maksatlarla girerek bir şeylerle yapmaya çalışanlara karşı bir imtihandır bu seçimler. bu, seçimler konusundaki birinci noktaydı.

    seçimler hakkındaki ikinci önemli nokta şudur: haziran seçimleri, bize göstermiştir ki halk; güven, umut ve milli bir sevinç ile bu ülkeyi diri tutmaktadır. bu, sizin düşmanlara verebileceğiniz itiraz dolu cevapların dile gelmesidir. eğer ki halk ülkede geleceğe dair ümit dolu değilse, seçimlere katılmayacaktır. eğer ki kendi iradeleriyle sizlere [2] güvenmezlerse seçimlere katılmayacaktır. eğer özgürlüğü içlerinde hissetmiyorlarsa, seçimlere güzel bir bakışla teveccüh etmeyeceklerdir. iran islam cumhuriyeti'ne olan güven, bu seçimlerdeki katılımla bir kere daha ortaya çıkmıştır. işte düşmanlar her fırsatta bunu hedef seçmektedirler. iran'ın düşmanları her defasında bu güveni kırmak istemekteler. bu güven, iran islam cumhuriyeti'nin en büyük yapıtaşıdır, sermayesidir. iran islam cumhuriyeti'nin özü budur. bu düşmanlıkları yüzünden seçimlere şüphe düşürmeye çalışıyorlar. halk ki bu güvene sahiptir, ancak onlar bu güveni sarsmak peşindeler. iran milleti'nin düşmanları iyi biliyorlar ki güven ortada olmadığı zaman, birlik kaybolur. böylesi bir durumda sistemin düzeni ve meşruiyeti de zayıf düşer. düşmanın hedefi budur. güveni yok etmek, birlikteliği yok etmek ve netice itibariyle iran islam cumhuriyeti'ni yok etmek.

    otobüsleri içlerinde insanlar olduğu halde yakarak, evlere ve iş yerlerine sistematik şekilde zarar vermek... bu öyle bir şeydir ki, hiçbir diğer zararla karşılaştırılamaz. halk geliyor, huzur ve güven içerisinde bayram havasındaki seçimlere katılıyor, onlar ise seçimlere güvenerek hata yapıyorsunuz diyorlar. iran islam cumhuriyeti'nin düzeni güvenilecek bir düzen değildir diyorlar. düşman da bunu istiyor. buna, seçimlerden çok önce başladılar. ben haziran öncesinde meşhed şehrine gittiğimde de belirttiğim şeyleri dinlemiyorlar, söylüyorum kulak asmıyorlar. ben iran islam cumhuriyeti'ndeki içerisindeki bürokrasiye tekrar tekrar söyledim: halkın özgürce seçimlere katılmasının önünde hiçbir engel olmayacak, halkın zihninde hiçbir karışıklığa vesile olacak olay olmayacaktır. iran islam cumhuriyeti, halkın güveninden doğmuştur. bu itimad kolaylıkla kazanılmış bir güven de değildir. 30 yıl oldu, iran islam cumhuriyeti birçok şeyle mücadele etti. sizin göreviniz, halkın kalbinde olan bu güvenin daha da derinleşmesini sağlamaktır. eğer tersi olursa, halk büyük sıkıntılara düşer ve güven sarsılır. bu da ikinci noktadır.

    seçimler konusundaki üçüncü nokta, rekabet üzerine. evet. seçimler konusunda adaylar arasındaki rekabet, tastamam özgürce, ciddi ve şeffaftır. ben bunu kendi gözlerimle de gördüm. bu rekabet içerisindeki konuşmalar [3], gösteriler [4] şeffaf ve açıktılar. seçimler, öyle bir ortamda vücut bulmasına rağmen, ortaya çıkan sonuçları görüyorsunuz. müsaadenizle bir şey arz edeyim size: seçimlere katılan bu 4 aday arasındaki seçim yarışı; bireylerin farkı görüşleri ve farkı fraksiyonların hepsi islami nizam içerisindedir [5]. rezil ve habis siyonistler ve onların yandaşları olan düşmanlar, çeşit çeşit özlemiyle, çalışıyorlar ancak dava, seçime giren muhalif liderlerler arasında değildir, bunların niyetleri o değil.

    bu dört adaydan birisi de ülkemizin cumhurbaşkanıdır. çok çalışkan, halkına hizmetkar, bu konuda zahmet çeken, güvenilir olan bir cumhurbaşkanıdır [6]. bu adaylardan bir diğeri iran'ın ilk başbakanıdır, uzun yıllar kendisini hizmete adamıştır, benim de başbakanım olmuştur sekiz yıl boyunca [7]. bunlardan bir diğeri, devrim muhafızları'nın [8] uzun yıllar boyunca komutanlığını yapmıştır [9]. bunlardan bir diğeri, iki dönem boyunca şura-yı islami'nin [10] meclis başkanlığını yürütmüştür. bu kişiler sistemin unsurları dışında kimseler değiller. elbette ki bakış açılarında farklılıklar var, farklı programları ve çeşit çeşit siyasi yollar ve yöntemler benimsemişlerdir. bu dört kişi de meşru kişilerdir. aralarındaki bu rekabet, sistemin içinin de bir tarifidir. bu, sistemin uygun gördüğü meşru zemin ile meşru olmayan zemin arasındaki bir rekabet değildir. oysa siyonistlerin, amerikalıların ve ingilizlerin radyoları bunun aksi yönde yayın yapmaya devam ediyorlar.>

    - - -

    [1] buradaki kelime aslında demokrasi değil. ayetullah konuşmasında demokrasi kelimesini de kullanıyor. ancak burada merdomsâlârî diyor. kelime anlamı her ne kadar demokrasi şeklinde olsa da, ayetullah iran rejimi için bu kelimeyi, diğer batı tipi demokrasiler için demokrasi kelimesini kullanıyor. böyle de detaycı bir insanım.
    [2] yüksek devlet görevlileri de orada bulunduğu için, onları kastederek söylüyor.
    [3] seçilmeleri konusunda adayların yaptığı konuşmalar, propagandalar vesaire kastediliyor.
    [4] seçimlerden öncekiler kastediliyor.
    [5] mir hüseyin musavi'yi de dışlamıyor. bu önemli.
    [6] mahmud ahmedinejad'ı kastediyor.
    [7] mir hüseyin musavi'yi kastediyor.
    [8] sipah-ı pasdaran teşkilatı.
    [9] muhsin rızai kastediliyor.
    [10] mollalar meclisi.
  • ali hameneî hakkında kim ne düşünür bilmem, bilmek istemem. şu var: iran için humeyni tarzı bir adamdan onlarca defa daha iyidir. şunu unutmamak gerekiyor: ali hameneî henüz ayetullah olmamıştı rehber (iran'daki en üst makam) olduğu sırada. normal şartlar altında böylesi bir şey mümkün değil, çünkü merci-i taklid olması da gerekiyor rehber'in.

    dolayısıyla, kafasında örümcekler takla atan bir ayetullah yerine, ali hameneî tercih edilecek bir adamdır. çok daha serin bir adamdır çünkü sıkı bir mollaya göre. hameneî, delicesine fırtınalı yaşamında, tabiri caizse 40 farklı kuyudan su içmiş, 7 iklimin yağmurlarında yıkanmış kurt bir siyasetçidir aynı zamanda, eski bir asker ve din adamı olduğu gibi. salt bir ayetullah değil kendisi.

    bu konuşmasında daima vurguladığı iki şey var: birlik ve düşman. sanırım tanıdık geliyor, iktidarın önemli kelimeleri bunlar. ancak, musavi'ye de bu konuşmasında kırgın olmaması önemli. içimden ali hameneî de mi trol olmuş lan şeklinde geçmedi de değil.

    olaylar neden ve nasıl büyüdü? sadece ayetullah'a bağlı birisi paramiliter, bir diğeri militer iki tane ordu olduğu halde, neden sokaklardaki çatışma dinmedi? en ufak bir harekette 8.000 kişiyi idam eden bu rejim neden böyle bir şeye müsaade eder?

    (bkz: evin hapishanesi)

    iran'daki rejim gösterilerden korktuğundan mı bir şey yapmıyor? sanmam. burada, ayetullah ali hameneî faktörü devreye giriyor işte. söz gelimi humeyni olsaydı aynı makamda (ki olduğu zamanları gördük o yüzden biliyoruz) iran'daki olaylar birkaç saat içerisinde çok kanlı bir şekilde bastırılırdı. ali hameneî akıllı bir politikacıdır, size uzaktan ne kadar akıllı geliyor bilmem ama, ben bazen saat saat takip ediyorum bu adamı.

    dolayısıyla, kendisine bağlı olan, bir sözüyle iran'dan ateş çıkaracak olan gönüllü bir paramiliter gücü (ölümüne bağlıdırlar ali hameneî'ye her birisi) olan besicler ve hava ve deniz kuvvetleri de dahil sayısı milyon kişiye yakın sipah-ı pasdaran, yani devrim muhafızları.

    (bkz: devrim muhafızları/#16366354)

    bütün bunlara rağmen, bu iki güç çok az gün yüzüne çıktı iran'da bugüne değin. işi genellikle hep polis teşkilatına havale ettiler. çünkü, yanı başlarında amerikan tehdidi duruyor, ırak'ta. ne anlama geliyor bu: iran rejimi son 30 yıldan beri amerika tarafından tehdit ediliyor. bunu bilmeyenler olabilir, açayım biraz: iran devrimi ile amerika ve amerika'nın iran kaymakamı şah pehlevi kıçlarına koca bir tekme yemişlerdir, bütün iran halkı tarafından atılan onurlu bir tekme, emperyalizmin kıçına yediği. neredeyse bütün halk humeyni'yi desteklemiştir. bilhassa tudeh (hizb-i tude-i iran) gibi sol örgütler çok fazla emek harcamışlardır devrim için. devrim evlatlarını iran'da da yemiştir, her yerde olduğu gibi. bu işten en büyük zararı komunistler görmüşlerdir. iran'ın en büyük ve korkunç hapishaneleri bugün bu adamlarla dolu:

    (bkz: gevherdeşt hapishanesi)
    (bkz: bazdaştegah 59)
    (bkz: evin hapishanesi)

    bunu şunun için söyledim: iran için tehdit artık burunlarının dibinde, ırak'ta konuşlanmış bekliyor. ırak'ta 1.300.000'den fazla kişinin canına mal olmuş, ırak'ta hiçbir işleri olmayan domuz sürüsü.

    iran için gelecek emirle iran'a da girmemeleri için hiçbir sebep yok. işleri insan öldürmek olan şirketler var, avuçlarının içini ovuşturan her bir ceset üzerinde. ırak'ı bölüp iran'daki işlerine devam edebilirler. velakin, bu biraz da göt istiyor. haliyle, iran'daki iç meselelere gözlerini dikiyorlar.

    şimdi, bu iran rejimini aklamak değildir arkadaşım, bunun ayrımına var. iran rejimini sevdiğimi söyledim mi sana ben? söylemedim. bu adamlar karışıyor mu bu işlere? karışıyor. suudilerle el ele koyun koyuna fotoğraf çektiren, ama suudi arabistan'daki insan haklarını ve özgürlük mücadelelerini zerre sallamayan adamlar, iran için nedense ayaktalar, hiç oturmuyorlar. şu sebeple: bu devletlerin bunda çıkarı var, çünkü iran daima rusya ile hareket ediyor, hindistan ve çin'le de hareket ediyor. batılı devletlerin demokrasiyi filan salladıkları hikayelerini unutun. filistin'de bir soykırım devam ederken sesleri en alt perdeden gelenler neden kaplan kesiliyorlar? mısır'da solcular işkence tezgahlarından geçerken (şu anda oluyor bu dediğim) ve sokaklarda öldürülürken, hapishaneler dolup taşmışken bu adamlar neden hiç ses etmiyorlar hiçbir yerde yoklar, işlerine gelen yerler müstesna elbette. hayır merakımdan sadece soruyorum, neredeler? söyleme mecburiyeti olmasın iyi hoş da, hakkaten neredeler? insan merak ediyor. bu söylediğim devletlerdir. batı'da yaşayan onurlu insanlar her yerde olduğu gibi var, emperyalizmi istemeyen, iran halkının özgürlüğüne saygı duyan. bunlar müstesna. işimiz devletlerle.

    gelgelelim, onurlu iran halkının her şeyiyle, analarının sütü gibi helal hakları olan özgürlük konusu da var. hameneî bunu çözmeli en başta. konuşmasında sürekli olarak vurguladıklarını istiyorsa elbette.
hesabın var mı? giriş yap