*

  • yugoslav guard.. ilk parladigi zamanlarda onu barcelona'da gorduk.. basarisiz bir nba tecrubesi de yasadi. cogu zaman point guard oynasa da, gerektigi zaman sazi eline alip takimi sirtlayan bir oyuncuydu.. (eurobasket 95 finalinde attigi 44 sayiyi hatirlamak lazim burada, yanilmiyorsam ucluklerdeki yuzdesi %80 civarindaydi)
  • aslen sırp olan ama ispanyol vatandaşlığına geçen point guard
  • avrupa basketbolunun yetistirdigi en yetenekli guardlardan biri olmasina ragmen asla yeterince istikrarli bir performans gosterememis, problemli bir sahsiyet olmasindan oturu cogu zaman takiminda huzursuzluk cikarmis, topu eline yakistiran oyunculardan... dirsegine yakin bir yere kadar cektigi bileklikleri ile trendy olmus genc basketbolculari kendine ozendirmistir. bununla es zamanli bir de sasha predrag danilovic vardir onunla karistirilmamalidir.
  • efes pilsen'in kazandigi korac kupasi yarı finali sirasinda teamsystem bologna'da petar naumoski karsisinda oynamisti.o zaman da yildizdi.artik yaslanan kel oyuncu.
  • korac kupası finalinde değil, yarı finalinde efes pilsen'e karşı oynayan oyuncu..
  • hafızam beni yanıltmıyorsa daha 18 yaşında oynadığı önemli bir maçın son saniyelerinde, topu kapıp çıktığı fast breakte, takımı 2 sayı geride olduğu halde turnike atıp beaberlikle yetinmek yerine, durup üçlük atan, maçı kazandıran bir adamdı. maçtan sonra yapılan röportajda böyle bir riske girdiniz sorusunu; bize yugoslavya'da kazanmayı öğretiyorlar, berabere kalmayı değil biçiminde yanıtlamıştı.
  • nba'de yanılmıyorsam portland trail blazers forması altında bir maçta sol dip çizgiden 3 attıktan sonra maça başlayan rakip takımdan topun kapılıp ve tekrar adamımıza verilmesi suretiyle 5 sn arayla atılan 2. 3lüğün kahramanı..
    ayrıca litvanyasarunas marcoulianis'in başdüşmanı, ezeli rakibi..
  • naumoskinin naumoski oldugu donemlerde karsilastirildigi tek guarddir. karsilikli cekisirlerdi, bir devrin point guardidir.
  • annemlerin zoruyla basketbol oynamaya başladığım senelerde gard dedin mi djordjevic derdi insanlar. daha çok küçüktüm, basketbolu sevmiyordum, futbolcu olmalıydım...
    herşey bu adamın 30 küsür sayı attığı bir avrupa maçında başladı... o zamanlar en çok sevdiğim takımda oynuyordu, en çok sevdiğim bölgenin oyuncusuydu, attığı her şut giriyordu, asist yapıyor, oynuyor, oynatıyordu... o maçta bu adamı izleyerek anladım basketbolun ne kadar keyif verdiğini. o günden sonra yıllar boyunca hayranlıkla izledim bu adamı; attığı üçlüklerle, verdiği paslarla coştum. bahçedeki maçlarda, hatta takım antrenmanlarında bile, djordjevic'tim hep. şut stilini taklit ettim, onun yaptığı hareketleri yapmaya çalıştım, onun gibi olmaktı tek isteğim. bana basketbolu sevdiren oyuncuydu bu kel kafa. hala adını her duyduğumda tebessüm eder, televizyonda eski maçları veriliyorsa oturur izlerim.
  • 1997 yazinda ispanya'da duzenlenen avrupa basketbol sampiyonasinda hirvatistan'a caktigi son saniye uclugu ile sozu gecen ulkede 8 kisinin kalp krizi sonucu hayatini kaybetmesine neden olan o zamanin sr jugoslavija 'sinin degisilmez oyun kurucusu.
hesabın var mı? giriş yap