• insanin ulkesi icin soyleyebilecegi anlamli bir soz.
  • tam tersi olur bence genellikle...
    örneğin yaptığın işe, okula gidip gelmeye, sabah altıda kalkmaya, her gün mayonezli patates salatası yemeğe alışırsın ama sevemezsin...
  • alismak sevmekten zor adli sarkinin ismi sanilan cumle. (bkz: tapilasi eski turkce sarkilar)
  • zamanında genç tombiş bi assolist olan seren serengil emrahla oynadığı yasak sokaklar filminin yıl sonu balosunu andıran sahnesinde o çok güldüğümüz kapşonlu siyah elbisesi,kızıl saçları,bu ne be dedirten sesiyle dolana dolana söylemiştir bu cümleyi.
  • bir de alismamak ve hala sevmek var ki akla zarar...
    (bkz: #7544749)
  • arabesk bir şarkının kıyım cümlesi.
    ve arabesk bir şarkının hayata tezahürünü yaşıyorum. her gün her dakika kulaklarımda aynı ritmi duymak gibi, kurulu bir metronom, tik taka tik tak, tik taka tik tak
    bir zaman sonra varlığını fark etmek için tüm sesleri susturmak gerekti. ve alışmak sevmekten daha zor geldi. elimi verdim, kolumla beraber tüm bedenim gitti.

    misal, bu saatte, uykumun üçüncü saatine girmiş olmam gerekirken, all the world is green dinliyorum, sanırım sekizinci kere. çünkü bu şarkı uzaktan söyleniyor gibi geliyor. uzaktakine selam etmek niyetim.

    iki kişilik yatakta tek kişi yatmanın eğlencesinin yerine, sınırları ihlal edilmemiş bir sol yan bana bakıyor. kendime ait kısmı tedirgin kullanıyorum.
    odanın bordo perdeleri bile protesto ediyor, alıştıkları eller kapamadığı için, artık hiç açılmıyorlar. oda kırmızıya çalan bir karanlığa mahkum şimdi.

    sadece insanlar değil, evler, eşyalar da alışıyorlar. arkadaşlarıma öğüdümdür bu yüzden, hep seveceksen onun evinde sev, bir kere sevişeceksen kendi evinde seviş. eve alışmış, evin alıştığı biri giderse, terk edilmelidir o ev. bir daha yeni birine açmaz kapısını çünkü. sahibine bile. hatta en çok sahibine eder eziyeti. konuşur her eşya, onsuz kaldığını yüzüne vurur.

    açılmayan televizyon, çalmayan radyo, yatağın sol yanı, boş üçlü koltuk, içilmeyen kahve, yenmeyen çikolata, susmayan aynı şarkı*, tüttürülmeyen duman ve depresyonda bir japon balığı ile bir şarkının en katil dizesince mıhlanıyorum. hiç dinlemediğim ama öğrendiğim, öğretilen bir şarkı.
  • kurumsalcıların milli marşı!
  • selami şahin'in olduğunu öğrenince dünyamı başıma yıkan ama ne de muhteşem bir şarkı. uyuyorum, beynim dolmuş ama hakikaten beynim taşıyor. endişelerden, korkulardan... bu şarkı çalınca radyoda, uyandım ve oyle güzel uyandım ki tüm endişelerim bitti sanki bir anda. sevmeye öyle muhtacız ki ey sadık okur böyle bir şarkı, hele birini akla getiriyorsa... bağlanıveriyorsun hayata.

    in ajda we trust.
hesabın var mı? giriş yap