alışma

• (bkz: alışmak)
• odulun kiside olusturdugu etki gucunun zaman icersinde zayiflamasidir. ornegin, duzenli sekilde odevlerini yapan ogrencinin ogretmenden ovgu almasi ama ilerleyen zamanlarda ogretmenin ayni sekilde ovmesine ragmen ogrencinin odev yapmasini ihmal etmesi gibi.
• korkunun devamli olarak karsilasilmasi sonucunda olusandir. ornegin, ilk defa ucagi binen ucak sarsintisindan dolayi cok korkmasi, sonrasinda ucak seyahatlarinda sarsintilari normal karsilamasi gibi.
  
  (bkz: duyarsizlasma)
  
  ayrica korkuyla hic karsiya karsiya gelmeme durumu icin
  
  (bkz: sonme)
• bes duyu organinin algilamasi sonucunda olusan azalma ise duyusal uyum veya alisma'dir.
  ornegin, cicekci dukkanina girdiniz, kokulari algiladiniz ama 10-15 dakikadan sonra kokuyu algilamazsaniz bu alismadir.
  
  ayrica
  
  duyusal tepkilerin azalmasi icin
  
  (bkz: duyarsizlasma)
• tekrar eden bir uyarıcıya karşı verilen tepki gücünün zamanla azalması durumudur. örneğin tren istasyonunun yanında oturuyorsanız evde yaşamaya başladığınız ilk günden bu yana yüksek sese ister istemez alışır ve verdiğiniz tepki azalır. diskolarda miskolarda hiç kafanız şişmez.
• "alışmamış götte don durmaz^*." ben bilmem. ne tür bir alışmaysa bu. donu götte tutmak da alışmaya bağlı galiba.
  
  (bkz: alışmak/@ibisile)