aksiyomatik

• aksiyomlardan (axiom) oluşan
• aksiyomlara dayalı
• anthony vidler'in 'mimarlığın genişletilmiş sahası' makalesinde, 'unquestion' ın türkçe karşılığı olarak, 'sorgulamadan aktarılan, miras kalan formel bilgi' anlamında kullanımına rastlamıştım. (unquestion'ın karşılığını burada 'temel önermek' olarak anlamak daha da açıklayıcı olacaktır.)
  metinde, sanat kuramcısı rosalind krauss'un 'mimari deneyimin aksiyomatik özelliklerini-açıklığın ve sonluluğun soyut durumlarını-verili mekanın gerçekliği ile eşleştirme olasılığı' sorgulaması dikkat çekicidir. yani yaşadığımız çevreyi 'mimarlık ile kendi zıttını bir araya getirme olasılığı' üzerinden yeniden formülize etmeyi önerir ve miamarlığı mimarlıktan kurtarmanın yollarını arar. vidler de mimarlığı da bu noktada 'peyzaj' ile 'heykel' arasında konumlandırıp muğlaklaştırır.mimarlık 'heykel olamayan' ile 'peyzaj olmayanın' muğlak karşılığıdır.
  antinori şaraphanesi-archea association örneği bu mimarlık tanımının başarısının kanıtlarındandır.
  https://inhabitat.com/…hea-associati-01-537x388.jpg
• gercekligi herkes tarafindan kabul edilen ve tekrar tekrar ispatlanmasina gerek olmayan kavram/gerceklik.
  
  bilimsel ve matematiksel ispatlarin cogu bu sınifa dahil edilirler.
  
  gecmiste aksiyomatik olup gunumuzde olmayan arkaik ispatlar icin de kullanilabilir.
  
  "cok eski zamanlarda dunya'nin düz oldugu aksiyomatik bir dusunceydi" orneginde oldugu gibi.
  ıngilizcede gunluk hayatta cok karsilasilmasa da yerinde kullananildigi zaman cok şık durur.