• uretim iliskilerinin sosyal iliskilerde ozellikle akrabalik ustunde belirleyici rol oynadigini gosteren engels'in anti duhring'den sonra yazdigi onemli eserlerinden biridir.
  • orjinal adı "der ursprung der familie des privateigentums und des staats"dır ki 1884( mart-mayıs) yazılmıştır. ekim 1884'de basılmıştır. *
  • friedrich engels'in, sosyalist feminizme de önemli ölçüde ışık tutmuş olan kitabı..

    engels birinci baskının önsözünde şöyle yazar;

    " bu kitap, deyim yerindeyse, bir vasiyetin yerine getirilmesidir. hiç kimse karl marx kadar, kendi -bir dereceye kadar bizim de diyebilirim- materyalist tarih irdelemesi sonuçlarıyla ilişki kurarak, morgan'ın araştırmalarından çıkan yargıları açıklamak ve bunların büyük önemini ortaya koymak istemezdi. gerçekten, morgan, marx'ın kırk yıl önce keşfetmiş bulunduğu materyalist tarih görüşünü, amerika'da, kendi alanında yeniden keşfetmiş ve bu durum, onu, barbarlık ile uygarlık arasındaki karşılaştırma konusunda, belli başlı noktalar üzerinde marx'la aynı sonuçlara varmaya götürmüştü. nedir ki, almanya'nın profesyonel iktisatçıları kapital'den sözetmemek için ne kadar direndilerse, ondan kopya çekmek için de o kadar büyük bir çaba göstermişlerdi. morgan'ın eski toplum'u karşısında, ingiltere'deki "tarih-öncesi" bilim sözcülerinin tutumu da başka türlü olmadı. benim bu çalışmam, yitip giden dostumun yapamadığı işin yerini, ancak güçsüz bir şekilde doldurabilir. bununla birlikte, marx'ın morgan'dan çıkardığı bol sayıda özet arasında bulunan eleştiri notları elimin altında. bu çalışmada, elden geldiğince, bu notları kullandım.
    materyalist anlayışa göre, tarihte, egemen etken, sonunda, maddî yaşamın üretimi ve yeniden-üretimidir. ama bu üretim, ikili bir özlüğe sahiptir. bir yandan, yaşam araçlarının, beslenmeye, giyinmeye, barınmaya yarayan nesnelerin, ve bunların gerektirdiği aletlerin üretimi; öbür yandan bizzat insanların-üretimi, türün üremesi. belirli bir tarihsel dönem ve belirli bir ülkedeki insanların içinde yaşadıkları toplumsal kurumlar, bu iki türlü üretim tarafından, bir yandan emeğin öbür yandan da ailenin erişmiş bulunduğu gelişme aşaması tarafından belirlenir. emeğin erişmiş bulunduğu gelişme aşaması ne kadar düşük, toplam emek ürünü ve bunun sonucu, toplumun sahip bulunduğu servet ne kadar az ise, kan bağının ağır basan etkisi, toplumsal düzen üzerinde o kadar çok belirleyici görünür. ama kan bağına dayanan bu toplumsal yapı çerçevesinde, emek üretkenliği gitgide artar; ve onunla birlikte, özel mülkiyet ve değişim, servetler arasında eşitsizlik, başkasının emek-gücünden yararlanabilme olanağı, sonuç olarak, sınıflar arasındaki karşıtlıkların temeli de gelişir; bütün bu yeni toplumsal öğeler, kuşaklar boyunca, eski toplumsal kuruluşu yeni koşullara uyarlamak için; bunların arasındaki bağdaşmazlık tam bir devrim sonucu verene kadar, var güçleriyle etkide bulunurlar. kan bağı üzerine kurulmuş eski toplum, yeni yeni gelişmiş toplumsal sınıfların çatışması sonucu değişir; yerini, artık dayanaklarını kan bağı üzerine kurulmuş toplulukların değil, belirli bir ülkede yaşayan toplulukların oluşturduğu devlet içinde örgütlenen aile rejiminin tamamen mülkiyet rejimi tarafından belirlendiği günümüze kadar gelen yazılı tarihin bütün özünü biçimlendiren sınıflar çatışması ve sınıflar savaşımının bundan böyle içinde özgürce geliştiği yeni bir topluma bırakır.
    işte morgan'ın büyük değeri, yazılı tarihimizin bu tarih-öncesi temelini bularak onu ana çizgileriyle anlatmış ve en eski yunan, roma ve cermen tarihinin o zamana kadar tahlil edilememiş başlıca gizlerinin anahtarını, kuzey amerika yerlilerinin kandaş grupları içinde bulmuş olmasındadır. ama yapıtı, bir günün işi olmadı. konusunu adamakıllı kavrayabilmek için, onunla hemen hemen kırk yıl içlidışlı oldu. ve işte bu yüzdendir ki, kitabı, günümüzün çığır açacak sayılı yapıtlarından biridir.
    okur, bu kitabın bütünü içinde, morgan'a ait olanla, benim eklemiş bulunduklarımı kolayca ayırdedebilir. yunan ve roma üzerine olan tarihsel bölümlerde, morgan'ın verileriyle yetinmedim; kendi elde etmiş bulunduklarımı da ekledim. keltler ve cermenler üzerine olan bölümler; aslında benim yapıtımdır. bu konuda, morgan ancak ikinci elden kaynaklara sahipti ve hele cermenlerle ilgili olarak, -tacitus bir yana- elinin altında m. freeman'ın kötü liberal düzmecelerinden başka bir şey yoktu. morgan'ın ereği bakımından yeterli, ama benim ereğim bakımından yetersiz bulunan bütün iktisadî açıklamaları yeniden ele alıp geliştirdim. son olarak, morgan'ın açıkça anılmadığı her yerde, bütün vargılardan benim sorumlu bulunduğum, kendiliğinden anlaşılacaktır. "

    26 mayıs 1884 dolaylarında yazılmıştır.
  • " 'ailenin ozel mulkiyetin ve devletin kokeni' bal gibi de pragmaticus'tur" desem, kim rahatsız olur bundan acaba.

    (bkz: #11084673)
  • (bkz: insan)
  • friedrich engels'in 1884 tarihli, tarihsel gelişim sürecini harika bir şekilde ele aldığı, toplumsal yapının, ilkel komün sisteminin modern çağlara kadar yaşadığı değişimleri gösterdiği önemli yapıtı. sadece engels'in değil, genel anlamıyla marksist literatürün ve tarihsel materyalizmin de baş yapıtlarından birisidir.

    engels bu kitabında, aile yapısının, toplumun içinden geçtiği ekonomi koşullar ve gelişmelere bağlı olarak geçirdiği değişimleri ele alarak, farklı tarihsel toplum ve dönemlerdeki örneklemelerle bunu somut bir zemine oturtma başarısını gösterir. bu varılan sonuçlar ile, emeğin verimliliğindeki artışın işbölümü ve barış dönemlerine, bunun karşısında sömürü ve özel mülkiyet dönemlerinde bunun tersinin neden ve nasıl olduğu ile sınıfların oluşumunu, aile öznelinden başlayarak toplumsal genellemeye yayarak, başarılı bir şekilde açıklar.

    marksist öğretiye bu kitapla kazandırılanları sıralayalım dersek, kabaca şöyle bir şey çıkar: özel mülkiyet ve toplumsal sınıfların her dönemde var olmayıp, ekonomik gelişmeler ile sömürü sisteminin bir sonucu olarak oluşmuş fenomenlerdir; çağdaş devlet düzeninin egemen sınıflar tarafından halk yığınlarının ezilmesi için kullanılan bir aygıttır; ve sınıfların, insani değil ekonomik bir fenomen olarak, er ya da geç ortadan kalkacaktır. bunlar böyle zart diye değil de, muazzam bir yapı ile, gelişim süreci içerisinde anlatılır tabi.

    bizim memlekette sol yayınları tarafından ilk defa 1967 yılında yayımlanmış, günümüze kadar -darbe ve yasaklanma dönemlerine rağmen- 14 baskı yapmıştır.
  • çoğu tahlili aforizma niteliğindeki cümlelerle süregelen, engels kitabı. hele bir cümle vardır ki devrim, devrimi yapacak güçler ve devletin yapısına ilişkin olarak sınıflı toplumlar süregeldiği kadar önemini yitirmeyecek; mealen: "... bir siyasi bütünde devrim, siyasi bütünü- devlet ve organlarını- koruyan ana güç yani ordu, silahlı kuvvetler parçalanmadan yapılamaz..."

    ne dersiniz, sizce de olayın özü bu değil mi...
  • kadıköy'deyseniz sevgili mephisto'da bulabileceğiniz kitaptır.
  • ilk baskısı 1930'larda cemiyetin asılları adıyla yayımlanan meşahirden eser.

    terceme eden muhiddin ise muhiddin birgen'dir.
hesabın var mı? giriş yap