• 1968 doğumlu olan çitil 1991 yılında boğaziçi üniversitesi’nde endüstri mühendisliği ve iktisat bölümlerinde çift anadal programını tamamladı. 1994 yılında yine aynı üniversiteden an introduction to the ontological foundations of gödel’s incompleteness theorems (gödel’in tamamlanamazlık teoremlerinin ontolojisine bir giriş) başlıklı teziyle felsefe yüksek lisans derecesi ve 2000 yılında the theory of object in kant’s transcendental thought and some consequences of a deepening of this theory (kant’ın transandantal düşüncesinden nesne kuramı ve bu kuramın derinleştirilmesinin yol açtığı bazı sonuçlar) başlıklı teziyle felsefe doktora derecesi aldı. i.t.ü ve kocaeli üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. yayımlanmış makale, bildiri ve çevirileri bulunmaktadır.

    alıntı: poet.com
  • bir dönem kocaeli üniversitesi felsefe bölümü'nde hocalık yapmış olan değerli şahsiyettir. özellikle bilim felsefesi ve varlık felsefesi konusunda uzman olan çitil'in kant dersleri sıradışıdır. alanına ilişkin yetkinliğinin yanısıra hocalığı da tadından yenmeyecek cinstendir. ayhan hoca, titizlik ve dakiklik gibi nitelikler ile bunlarla çoğu zaman aynı bünyede bulunamayacak olan cana yakınlık ve espritüellik gibi özelliklere de sahiptir. velhasılıkelam, kendisi tanışılası ve bilimum konuda danışılası bir kimsedir...
    kocaeli üniversitesi'nden sonra bir süre yurtdışına çıkan ayhan hoca, şimdilerde koç üniversitesi'nde dersler vermekteymiş.
  • matematik ve metafizik isimli kitabının ilk cildi çıkmış. böylece bunca senelik suskunluğuna ve etraftan gelen "neden hiç yazmıyorsun?" şikayetlerine de bir son verdi ayhan hoca. arkası da gelecek. ilk sayfa izlenimlerim, tıpkı konuşmaları gibi heyecanlı ve akıcı giden bir kitap. güzel şeyler bunlar.
  • cocuklugumda tanidigim, bana kitap okumayi sevdiren, belki hayatimin sekillenmesinde buyuk katkisi olan kisi.
  • şunları demiş aşmış kişi:

    her bilimsel alanın temelinde/dibinde diyalektik tartışmalar vardır.
    felsefecilerin en önemli işlevi diyalektik tartışmaların bir tarafa yatmasını sağlayacak şekilde kanıtlamalar öne sürmüş olmalarıdır.

    yani tartışma devam ediyor...

    akademik şahsiyet bu konudaki seçimlerimizle, o konudaki bakış açımızla belirleniyor. sen neyi savunuyorsun? hangi taraftasın? o senin kişiliğinle/şahsiyetinle ilgili olan bir şey.

    felsefeci dediğimiz kişi aslında ne yapıyor? bu tartışmalarla ilgili öyle bir akıl yürütme, öyle bir çıkarım yapıyor, öyle bir kanıtlama öne sürüyor ki o kanıtlamanın geçerliğinden ve gücünden hareketle biz o kanıtlamayı yalanlayacak, değilleyecek, eleştirecek bir şey bulana kadar o tartışmalardaki kabuller o teze göre şekil alıyor. bu nedemek biliyor musunuz? o akademik alan ve hayat ona göre şekil alıyor demek..

    eleştirel düşünme meselesi bir akademik şahsiyet meselesidir. felsefi tartışmalardaki tavrınızı netleştirmeden ve orada ne yapmaya çalıştığınızın adını koymadan hiçbir şekilde sona ermez. en mühim mevzu budur.

    kendini bulmak ve kendin olmak ile ilgili o süreçte eğer kendi önyargılarımızı.. varsa -herkesin var- neye bağlandığınızı, neye bağlılık sergilediğinizi farketmeden akademik anlamda derinleşmeniz mümkün değildir.
  • istanbul 29 mayıs üniversitesi felsefe bölümünün kaliteli hocalarından birisidir. öğrenci dostu olduğu kadar kurumsallaşma açısından da üniversite de oldukça faydalı işler yapmaktadır. alan dışı da olsa ders alan şanslı öğrencilerden biri olmanın keyfini yaşamaktayım.
  • en sevdiğim hocadır okulda; çılgındır ve inanılmaz disiplinlidir. öğrenciye yardımcı olmak için de benim unuttuğumu bana hatırlatır ve azarlamaktan da çekinmez. seviyoruz dolu dizgin.

    dilini, tarzını anlamak ilk başta güçtür ama sonra bu yoğunluğu çözdüğünüz vakit derslerini veya konferanslarını dört gözle beklersiniz. en son yapay zeka ile ilgili bi konuşması vardı tatlişin.

    tabi öğrencisine acımaz iyi yetiştirmek için. mesela verdiği ödevde mandalinanın sinni vardır gibi bir cümle yazdım allah affetsin. ben onu biliyorum o beni biliyo. bu cümleye gülüp okumaya devam edecek. *

    mandalinanın sinn’ini tartışıyorum. bence gayet a posteriori ve güncel.*
  • çay içip bir şeyler yediğim salonda kuytuda kalan bir köşeye oturmuşum, pek kimseleri göremiyorum.
    yüksek bir kadın sesi duyuyorum. karşısındaki hocayla heyecanla bir şey konuşuyor. hocam felsefenin önemi çok büyük ve sair derken, “felsefe” ve “bir şeyin felsefesi”ni aynı anlamda kullandığını farkettim. bizim ülkemizde en çok eksik olan bir şeylerin felsefesini bilmemek filan diyordu. konuşurken o kadar saçmalıyordu ki (mesela ilahiyatçılar önce ilahiyatın felsefesini bilmeliymiş) karşısında hocam diye hitap ettiğinin (yani onun bu saçmalamasına tahammül edenin) kim olduğunu merak edip kaktım. orta yaşlı bi hanımdı konuşan. karşısındaki ise ahmet ayhan çitil’miş. hoca o kadar yumuşak bir ifadeyle tatlı tatlı dinliyordu ki, onun bu iyiliğine hayran olmamak elde değil.
  • islamcıların pek sevdiği öğretim üyesi. klasik düşünce okulu'nda verdiği erişime açık derslerin kayıtlarına bakarsanız neden mütedeyyin kesimin gözde hocası olduğunu anlarsınız.
  • değerli, tatlı, mütevazı en önemlisi hoşgörülü bir hocadır. birkaç gündür videolarına sardım, izliyorum. yalan yok, anlattıklarının yarısını, tam olarak ilgi alanım olmadığı için pek anlamıyorum ve üstüne düşünmem ve okumam gerekiyor. ancak üslubu ve sıcak kanlılığı, sohbetlerini bir üst seviyeye taşıyor. allah ömrünü uzun, bereketli ve çok önemli bulduğu ilimle kılsın.
hesabın var mı? giriş yap