• gunumuzdeki yazilisi "azincourt" dur. kuzeybati fransa'da kucuk bir köydur. picardie (normandiyanin biraz kuzeyinde) bolgesinde, pas-de-calais (plaka numarasi: 62) sehrinde. yuzyil savaslarinin en unlusu olan againcourt savasi bu bolgede gerceklesmistir. bugun fransiz topraginda olan bu bolge "azincourt" adiyla bilinmekte, ancak fransizlar bu savasi unutmayi, ingilizler ise gururla hatirlamayi tercih ettiklerinden tarih kitaplarinda "agincourt" adiyla gecmektedir. savasin oldugu yillarda tum kuzeybati fransa (bugunku adiyla armorikan britanya) ingiliz topragi idi.
    ortacag savas adetlerinin yarisini degistiren bu savasi kisaca ozetlersek (diger yarisi 29 mayis 1453 tarihinde degismistir):
    25 ekim 1415 gunu sayica az, yorgun, ac ve hatta sefil denilebilecek durumda ( gunde 20 mil yuruyerek araliksiz 270 mil;yaklasik 400 km yol katetmislerdi) bulunan (bkz: henry v) komutasindaki 6000 kisilik ingiliz ordusu (5000 okcu, 1000 piyade) , kendilerinden sayica, moralce ve suvari sayisi bakimindan cok ustun olan (bkz: charles vi) komutasindaki 25000 kislik disiplinli fransiz ordusuyla karsilasir.
    henry v savas alani olarak azincourt ve tramécourt arasindaki bolgeyi secmistir. bu bolgenin her iki yani sik agaclarla kapli oldugundan, fransizlarin cepheden saldirmaktan baska careleri yoktur. henry v, 1.50m-1.80m arasi mizraklar tasiyan piyadelerini on siraya arkalarina da okcularini yerlestirir. uzun yay kullanmakta olan ingiliz okculari ozellikle iki kenarda toplanirlar.

    fransizlarin plani o zamanlar moda olan atlilarin toplu hucumudur. fransiz suvarileri 3 sira olur ve 3 dalga halinde saldirmaya karar verirler. iki ordu arasinda sadece 900 metre mesafe vardir.

    ilk dalga iyice yaklasana kadar bekleyen ingiliz okculari, atlilar ok menziline girdigi zaman ucu sivri, zirh delici oklarla atisa baslarlar. bir ingiliz okcusu dakikada 9 ok atabilmektedir; hele ki boyle durumlarda, kaybederlerse rakipleri tarafindan bir daha ok atamasinlar diye sag ellerinin isaret ve orta parmaklari kesileceginden emin olduklari icin daha bir sevkle atarlar(bir ingiliz okcusu yaninda 12 ok tasir, bunlar bitince karsi tarafin attigi yere saplanmis oklari geri atmaya baslar).
    geceleyin yagmis olan siddetli yagmurun etkisiyle camur olmus toprakta ilerlemekte zorlanan fransizlarin ilk dalgasinin tamami, bu ok yagmuru sonucunda atlarindan duser. fevkalede agir olan zirhlar yuzunden bir fransiz sovalyesi degil tek basina ata binmek, yere dustugu zaman tek basina iki ayagi ustune bile kalkamaz. dolayisiyla yere dusup de olmeyenlerin bir kismi ikinci dalganin atlarinin ayaklari altinda ezilir, bir kismi da ingilizlere esir duser.
    ikinci dalganin basina da birincisinin basina gelenin ayni gelmekte iken, akillari baslarina gelen fransizlar yari yoldan geri donmuslerdir. ikinci dalgayla beraber saldiran sovalyelerin yarisi yerdedir.

    bunlari goren ucuncu dalga saldirmaktan vazgecer.
    bu arada ingilizler yerde ayaga kalkmak icin debelenmekte olan fransizlari tarladan lahana, havuc vs. toplar gibi toplamaktadirlar. sonra bir dedikodu yayilir, henry v in olduruldugune dair, bunu duyan ingilizler delirir, topladiklari tum fransizlari oldururler. oysa bu haber yalandir, gercek kisa zamanda anlasilir.
    neyse fazla uzatmayalim, fransizlar 25 ekim 1415 gunu agincourt ovasinda 10000 asker birakirlar. ingilizlerin kaybi ise sadece 600 dur.

    bu savas fransiz soylu sinifinin yarisini yok eder, devletin tekrar toparlanabilmesi icin 3 kusak gecmesi gerekir. 25 ekim 1415 tarihinden sonra, atlilarin toplu hucumundan vazgecilir.

    w. shakespeare henry v adli oyununda bu savasi anlatir.

    not: anglo-sakson kokenli, zafer anlamina gelen, isaret parmagi ve orta parmakla yapilan v seklindeki isaretin, kimileri victory (zafer) kelimesinin bas harfi oldugunu, kimileri ise bu savas sonrasinda, isaret ve orta parmaklarini fransizlara kaptirmayan ingiliz okculari anisina ciktigini soylerler.
  • fransiz $arap sanayiinin ortaya cikmasiyla sonuclanan sava$tir: britanya'da yeterince iyi baglar bulunmadigi ve ingiltere (ve sava$ sonrasinda bordeaux ve cevresinin de) krali kotu $arap ic[e]meyecegi icin, bordeaux'ya ingilizler ozel yatirim yapmi$, buralarda farkli baglarin uzumleri birbirlerine a$ilanmi$ ve sonucta, hem icimi krallara layik hem de fransa'yi fransa yapan bir urun cikmi$tir. lale ile hollanda'nin ili$kisi, dolayisiyla $arap ve fransa arasinda da vardir denebilir.

    sava$ sirasinda fransizlar sava$i ingilizler'in kazanmasindaki en onemli etken olan ingiliz okculari yakaladiklarinda yay geremesinler diye ellerinin i$aret ve orta parmaklarini kestikleri icin, ingilizler, fransizlar'a, uzaktan bu iki parmaklarini di$tan ice bir hareketle sallami$lardir. bu hareket, sonralari, ingilizce konu$ulan ulkelerde, kaba, "canin cehenneme" ile "hadi oradan"in renkli turkcesi arasi bir anlama gelen bir el hareketi olarak yerle$mi$tir. hareket halen kullanilmakta olup, zafer anlamina gelen v ile ilgisi yoktur.

    dolayisiyla, shakespeare'in cok ba$arili oyunu henry v'e ilham vermesinin yanisira agincourt sava$i, son derece onemli bu iki yan etkiyi de dogurmu$tur..
  • ingilizlerin yüzyil savaslarinda fransizlar karsisinda kazandigi 3 büyük muharebeden sonuncusu. bu tarihten sonra ingilizler fransanin tümünü fethe giristiler. basariya çok yaklastiklari bir sirada önce 5. henry ölüp ardindan jaenne d'arc olayi yasaninca savasi kazananlar fransizlar oldu.
  • fransizlarin savasi kaybetmesindeki en önemli etken savasin gerçeklestigi alandir. fransiz ordusu, çogunlugu hasta ve yarali olan, yorgun ingiliz ordusunu yok etmek için aceleci davranmistir. muharebe alanina ulasip ingilizlerle savasmak için fransiz ordusunun oldukça dar bir bogazdan geçmesi gerekmektedir. fransiz ordusunun manevra yetenegini bitiren de bu etken olmustur. 180 metreye kadar ölümcül etki saglayacak sekilde ok atabilen ve bunu dakikada en az alti sefer tekrarlayabilen tecrübeli ingiliz okçulari daha ilk fransiz ataginda kiyima baslamis, ölmeyip sag kalan sövalyeler ise kendi ordusunun atlilarinca ezilmistir.
  • longbow deyince akla gelen savas buymus. ufak tefek eklemeler yapayim:

    ingiliz okculari yanlarinda 12 degil 60-70 ok tasiyorlarmis. 12 dedigin ne ki; bunlar zaten dakikada 10 kadar ok atiyorlar, tecrubelilerinin atis hizi ise 20'ye, yani uc saniyede bir oka kadar cikiyor. gerci ben buna pek ikna olmadim, ilk birkac oku hizli hizli atarsin ama sonradan kolun ve parmaklarin yoruluyor, sonucta bu dana gibi longbow, gerip atmak icin yillarca calismak gerekiyor. iskeletlerinden belli olurmus zaten bu okcular, sol kollari normalden cok daha kalin ve yamuk. bir de oldurucu menzili 180 metre olan o zamane longbowlari degil, modern olanlari. o da cok iyi bir okcuysan.

    neyse, savasi denildigi gibi oklardan ziyade savas alani * kazaniyor. fransizlarin zirhlari iyi, charge ettikleri zaman cogu ulasmislar ingiliz on saflarina ama o zamana kadar binlerce ok atisi altinda ilermekten kafayi yemis, zirhin agirligi ve sicaginda yurumekten yorulmuslar. geldikleri yer ise sayi ustunluklerini yasitamayacaklari dar bir gecit ve camur deryasi. arkadan gelenler ondekileri ittiriyor, metrekareye 4 adam dusuyor, evde calistiklari ninja hareketlerini yapamiyorlar. bir de bunlar birbirlerine carpinca onune baksana ayi da demezler, pardon mardon diye diye camura batip cikiyorlar, o zirhla da bu zor oluyor. bircok sovalye bogulmus agirliklari yuzunden. ingiliz okculari da hafif yuklerinin avantajiyla gogus goguse carpismaya katilip bunlari harciyorlar. ondan sonra yuz sene boyunca "vay efendim biz 6'ya 1, 7'ye 1 outnumber oldugumuz zaman, hasta ve ekipmansiz oldugumuz zaman bile sizi nasil dudukledik" diye nanik yapiyorlar.

    savas esirlerinin oldurulmesinin nedeni ise fransizlarin ufak bir birlikle arkadan dolasip destek konvoylarini, ingiliz kralinin esyalarini yagmalamalari. kusatildiklarini sanip, iyi manevra yapabilmek icin esirlerin oldurulmesini emretmis. esirler soylularin elinde, soylunun da derdi kendi gibi soylu olan esirin ailesinden fidye almak. oldurmuyor, benim sanima serefime yakismaz falan diyorlar, kral da esirleri avamlara oldurtuyor.

    v isareti avuc disariya donuk olursa zafer (japonlarin korelilerin fotograf cekilirken bunu yapmamalari gunahtir), iceriye donuk olursa kufur. fransizlar yakaladiklari okcularin parmaklarini kesiyorlar bir daha hareket cekemesinler diye. onlarin arkadaslari da biz zaten hareket cekmiyorduk ki ok atiyorduk, hala da atabiliyoruz diye parmaklarini sallayip hareket cekmeye basliyorlar. hayat boyle bir kisirdongu iste. fakat isin kaynaginin bu muharebe olmasi biraz zor, daha ziyade zamanla oturmus gibi.
  • http://www.youtube.com/watch?v=xrkmdplglie

    videonun 1.26. dakikasında görüldüğü gibi bu savaşta fransız feodal ordusunun komutanı erkin koraymış.
  • ingiliz kralı henry v fransa'ya sefer düzenlemeyi istemekte fakat kendisine vergi ödeyen asilleri istediği miktar konusnda ikna edememektedir. atlılar ve şövalyeler (hoş bu da atlı demek ya neyse. ingilizce'deki knight sözcüğü böyle kullanılıyor dilimizde) ve dahi piyadeler pahalıya gelmektedir. henry'de buna çare olarak ordusuna maliyeti düşük okçuları doldurur. kalabalık görünmek ve maliyeti düşük tutmak için. ingiliz ordusundaki okçuların sayısı kalanların toplamının iki katından fazladır. daha sonra bu yapı hiç tahmin edilmeyecek biçimde ingilizler'in işine yarayacaktır.

    bu okçu tayfası atlı ve zırhlı piyadelerin aksine avam tabakasından oluşmaktadır. aralarında asilzade yoktur. orta çağ savaşlarında savaşın hedeflerinden biri karşı taraftan fidye karşılığı serbest bırakılmak üzere mümkün olduğunca çok asilzade esir almaktır. fransız ordusu agincourt'ta ilk hatasını bu nedenle yapar. savaşa fidye ve ganimet ele geçirmek için "yatırım" yapan fransız soyluları bu nedenle kanatlarda bulunan ve sayıca fazla olan okçular yerine göbekte, henry'nin çevresinde bulunan ingiliz soylularına karşı hücum eder. bu da bütün fransız ordusunun, öncelikle de atlı fransız soylularının ingiliz savaş düzeninin tam ortasındaki küçük bir noktaya yoğunlaşmasına neden olur. planlanan savaş düzeni bozulur.

    zamanin oklari fransiz zirhlarini delememektedir. ama atlarin cogu zirhsiz oldugu icin oklar atlari gayet basariyla yaralayabilmektedir. camurlu arazide, giderek daralan bir alanda bata cika ilerleyen atlar, iki taraftan gelen oklarin hedefi olunca zirhli fransiz at binicileri yuz ustu camura yapismislardir. agirliklari nedeni ile yerden kalkamadiklari gibi arkadan gelen piyadeler de ustlerine yigilmislardir. savas duzeni filan kalmamistir. bunu goren ve oklari tukenen ingiliz okculari ingilizlerden cok camurla ve arazi ile ugrasan fransizlari bogazlarlar.

    sonuçta ingilizlerin fransızlar karşısında aldığı en parlak zaferlerden biridir.

    savaşında anısına adı hms agincourt olan bir britanya donanma gemisi de vardır. hatta bu gemi birinci dünya savaşı'nın başlaması nedeniyle osmanlı imparatorluğu'nun parasını ödeyip alamadığı gemilerden biridir.

    ek olarak:
    (bkz: crecy savaşı)
    (bkz: poitiers savaşı)
  • savaşın kendisi kadar öncesi de oldukça gariptir.

    v. henry, fransızların kendi manyak krallarını* ve iç karışıklıklarını sallayıp ona karşı dağ gibi ordu kurduklarını ve kanlıları olan ingilizlerden öçlerini alacaklarına (dolayısıyla kendisinden) kadeh kadeh ant içtiklerini fark edince calais tarafından sıvışmayı uygun görmüştür. fakat bu sıvışmanın öylece olmaması gerektiğinden, giderken yaka yıka efendime söyleyeyim yağmalayıp talan ederekten gitmeyi istemiştir. bu sayede, hem korku salacak, hem de deli olan vi. şarl'ın zaten pek sağlam olmayan otoritesini iyice sarsacaktır.

    ipten kazıktan kurtulma tiplerden oluşan ingiliz ordusundaki askerler de bu yağma olayına pek sevinmişlerdir ve yol boyunca talan yaparaktan yollarına devam etmişlerdir. lakin bu onlara epey pahalıya mal olmuştur, zira bu karar tahliyelerini ve selametle güzel britanyalarına varmalarını 4 hafta süre ile geciktirmiştir. zaten daha önce kuşatmış oldukları harfleur limanında yeterince vakit kaybedilmiştir, durum bu haliyle bile yeterince vahimdir.

    bununla bitmiş midir peki? hayır efenim, bitmemiştir. dahası calais yolu boyunca acından geberen uzun yaylı, kara bahtlı, kem talihli ingilizlerimiz, sahilde buldukları pis midyeleri sanki tezgah kapatmışcasına bir coşkuyla takır takır yemişlerdir açlığın etkisiyle. bunun üzerine çok geçmeden toptan hasta olmuşlar, zaten kırıla kırıla giden ordu hepten boku yemiştir.

    o sırada ise fransız kardeşlerimiz, pek bir şendirler. zira bin atlı değil, binlerce atlıdırlar kendileri. üstelik, ingiliz ordusunun önünü kesmek üzere rouen şehrinden onların deyimiyle azincourt ovasına ilerlemektedirler. hem de ingiliz kralı da önünü kesecekleri orduya komuta etmektedir. bir gün kral esir edip fidyesiyle at üretim çiftlikleri kurduktan sonra paraya para dememek elbette her genç şövalyenin hayalidir. ancak talihin garip cilveleri*, bu tatlı hayalleri de alıp götürecektir. fakat hiç kimse böylesi uğursuz bir hadisenin tecelli edeceğine ihtimal vermemektedir. zira crecy ve poitiers savaşlarının intikamı alınacaktır. bu intikamı alan komutan negzel komutandır, bu intikamı alan şövalye negzel şövalyedir. bir de içecek şarapları ve önden arbaletle ok atacak cenevizli paralı askerler vardır ki değmeyin keyiflerine.

    1415 yılının, ekim ayının 15'ine isabet eden günde ingilizler, somme nehrinin karşısına geçecek kestirme yol bulmuşlardır. tüm olay bir an önce oradan sıvışıp, fransızlarla daha fazla yüzgöz olmamaktır. zaten calais dediğin yer de hemen şurasıdır canım. neyse, ayın 24'ü gibi tam ingilizler kendi aralarında "hehe! nasıl şaşırttık ama dallamaları! arasın dursunlar artık bizi keh keh!" deyip, bir yandan da edepsiz el şakalarıyla daha mülayim ve nezih arkadaşlarını rencide ederek yürürlerken tepeyi tırmandıklarında gördükleri onları bir anda beyninden vurulmuşa döndürür. üç kallavi sırada dizilmiş fransızlar şuralarda bir yerlerde onları beklemektedir.

    bir tarafta acından ölen, sefil ingilizler vardır. diğer yanda ise, pırıl pırıl zırhlar içinde soylu fransız şövalyeleri.

    artık muharebe kaçınılmazdır...

    ve olaylar gelişir...
hesabın var mı? giriş yap