*

  • nası ağır ilerler...

    of ama nası da güzeldir.
  • bu romanın bir yerinde zamanın dokusundaki kırışma diye bir şeyden söz ediyor nabokov. galiba nabokov, kayıp zamanı bu tip kırışmalar üzerinden yaşatıyor; okuması güç, ama iyi hissettiriyor insana kendini.
  • tam adı ada or ardor: a family chronicle olan nickimin esin kaynağı vladimir nabokov romanı. yazarın, lolita dan sonra en sevdiğim kitabıdır.
  • orhan pamuk'un yazdığı önsözün, sonsöz olarak okunmasının okur için kitabı daha anlamlı kılacağını düşündüğüm nabokov yapıtı.
  • kendimi rus edebiyatı konusunda birikimli görmeme, edebiyat konusunda da genel olarak açık görüşlü ve ortanın üstü bir okuyucu olarak görmeme rağmen bir türlü adam gibi anlayamadan, sonunu getiremeden okuduğum roman olmuştur. başka nabokov da okumadım, bunu da yoğun bir haftada bir ders için okudum, dolayısıyla belki daha rahat bir kafayla nabokov'a alışkınken okursam keyif alırım ama şu haliyle ucuz pornografik romanın ötesi olarak görmüyorum kendisini maalesef.
  • çok ilginç bir kitap. ana teması ada ben ayrılmak istiyorum. yok o başkaydı, dur. neyse. efendim bu kitap temel olarak on sekiz buçuk santim sikli van abimizin ve onun biricik kuzeni-kardeşi-sevgilisi ne sikimse işte ada'yı anlatır. şimdi ben açıkçası bu kitabı anlamadım. zaten okurken çok sıkıldım. hoş, bunda benim kitaptaki rusça fransızca filan yazılan kısımlarla ilgili açıklamaların kitabın arkasında olduğunu kitabın yarısını geçtikten sonra fark etmemin de büyük payı var. evet, malım. o bakımdan oturup üzerinde uzun uzadıya yazacak değilim, zaten istesem de yazamam. neyse, her ne kadar okurken çok sıkılsam da aklımda şöyle bir şeyler kaldı:

    --- spoiler ---

    " 'bütün eski aşklarımız cesettir ya da eş.' bütün kederlerimiz ise bakire ya da orospu."

    --- spoiler ---
  • "ada ya da arzu´da nabokov okura, hafızamız sayesinde çocukluğumuzu ya da arkada bıraktığımız altın çağı yanımızda taşıyabileceğimizi hatırlatır. bu bilinen, basit düşünceyi nabokov olağanüstü bir şiirsellik ve şimdi ile geçmişi aynı anda aynı cümlede yaşatabilme gayretiyle ayakta tutar. lolitanın humbert humbert´inin cenneti bir çocuğun aşkında yaşaması gibi van ile ada da çocukluk aşklarını bütün hayatlarına yayarak cennette yaşamak isterler. nabokov, ters, zarif ve çok iddialı bir taklayla çocukluğu yaşlılığa taşımayı denemiştir burada. bu altın çağı yaşadığı günde ne amerika´da ne de rusya´da yaşatamayacağını bildiği için nabokov bu iki ülkenin hatıralarından üçüncü bir hayal ülke, edebi bir cennet yaratmıştır (…) ada ya da arzu´da nabokov´un bütün şakaları, aykırılıkları ve tuhaf güzelliğiyle türkçe konuştuğunu hayranlıkla görüyoruz." *
  • her nabokov eserinde görülebilecegi üzere sonu basindadir, bunda orhan pamuk'un önsözünün bir sucu yoktur. bunu bile bile nasil nabokov o kitabi hala inatla agir agir sonuna kadar merak icinde okutturur iste bütün olay ordadir. bu yetmiyormus gibi bir de ortadaki o ensest ask iliskisi.. normalde bir yerde okusam küfredecegim, okuyamayacagim birsey icin gecelerce ada ve van tekrar ne zaman kavusacaklar diye az uykusuz kalmadim.
  • yaşadığımız evrene alternatif olan kurgu bir evrende yaşamış bir ailenin tarihçesinin, bir kaç insan dışında kuzen oldukları bilinen iki kardeş ada ve van'ın ensest aşkı merkezli olarak anlatıldığı vladimir nabokov romanı. aynı zamanda romanın anlatıcısı da olan van veen gençliklerinde yaşadıkları aralıklı ilişkilerini tüm hayatları boyunca yaşamaları mümkün olmadığından geçmişin sürekli bir imge birikmesi olduğu felsefesiyle, yaşanılan geçmişin istenilen bir bölümünün genişletilerek, uzatılarak, çekilerek arzulanan zamana taşınıp aşklarını sonsuz bir şekilde yaşamalarının mümkün olduğunu düşünmekte. böyle bir mantık içerisinde roman kimi yerinde rus klasiklerine öykünecek şekilde ağır ve oturaklı kimi zaman da bir modern klasik edebiyatı örneğiymişçesine cesur ve şiirsel bir dil ile ilerlemekte. özellikle romanın dördüncü bölümünde ki felsefi yaklaşımlar ve beşinci bölümdeki şiirsellik okurken okuyucu çok yorabilir ama felsefeyle ilgilenen benim gibi okuyuculara müthiş bir zevk vereceği kesin. kısacası bu başyapıt ucuz bir pornografik romanın çok çok çok ötesidir.
  • okumak için acele edilmemesi gereken romandır. okunması da sindirilmesi de zordur. bu sebeple ağır ağır, sindire sindire okunması gerekir.
    okunması zordur; nobakov'un üslubu gerçekten yorucu. sindirilmesi zordur; anlatılan hikaye kimi zaman değer yargılarınıza ters düşer. bu sebeple hikayeyi, yazarı ve değer yargılarınızı sorgulatır. kitapların en önemli var olma sebebi bu değil midir zaten? ancak tüm bunlar müstakbel okuyucunun gözünü korkutmamalı. zira kitabı bitirdiğinizde kesinlikle pişmanlık hissetmezsiniz.
    bunların yanında müstakbel okuyucuya verebileceğim iki tavsiye var. ilki; zaman ve uzam ile ilintili olan bölümün daha dikkatli okunması gerekir*. ikincisi ise; eğer yapabiliyorsanız kitabı orjinal dilinde okumanızdır. ne yazık ki ben bunu yapabilecek ingilizce'ye sahip değildim.

    son olarak: '... pişmanlıklarımız geçmişi ne kadar değiştirebilirse, umutlarımız da geleceği o kadar diriltebilir.'
hesabın var mı? giriş yap