• ... bir tuhaf lezzeti olan bu guney kore filminden benim cikardigim sonuc sudur ki,
    ne yaparsan yap, garip resimler yapan 6 yasindaki bir cocugu evlat edinme.
    isin gucun mu yok kardesim. rahat mi batiyor yahu. evet.
    [sadece bir korku filmi olarak nitelendirilmesi haksizlik olur sanki.
    film gayet basariliydi, ben pek sevdim.
    kendi payima duseni aldim da darisi sizin basiniza.]
  • final sahnesiyle ağlatmış (bunda adını bilemediğim o güzel müziğin de etkisi büyük tabi) korku filmimsi dram..
  • "masum degiliz hic birimiz" diyen, bence saglam bir twist'e saglam olan film.
  • son zamanlarda görülen tüm uzakdoğu filmleri beğenildiği için koşa koşa gidilen, fakat baştan sona sıkıcı, saçma sapan, insanı gerdirme özelliğinden tamamen yoksun olması nedeniyle birlikte gidilen eş dosta da sizi rezil eden iğrenç film.

    (bkz: great expectations)
  • ilk 75 dakikasinda hicbir sey olmayan, senaryosu son derece anlamsiz olan, "cekik gozluler ne cekse izlerim" modasi yuzunden populer hale gelmis guney kore filmi. film icin secilmis muziklerin gayet guzel olmasina ve filmdeki goruntulerin sanatsalligina ragmen izlenebilecek en anlamsiz filmler listesinde acacia guzide bir yer edinmektedir.
  • acacia...annesinin ölümünden sonra yalnız kalan jin-sung yetimhaneye verilir. bir süre sonra genç bir çift tarafından evlat edinilir ve yeni ailesi ile yaşamaya başlar. zeki bir çocuk olan jin-sung ağaçları çok sevmekte ve sürekli onların resimlerini çizmektedir. bahçelerindeki akasya ağacına karşı olan ilgisine kimse anlam veremez ve bu durumun üzerine de düşmezler. yakında bebekleri olacağı müjdesi ile değişen evin havası yüzünden küçük çocuk kendini çok yalnız hissetmeye başlar. bir gün aniden ortadan kaybolur ve bulunamaz. ılerleyen zamanlarda evin bahçesinde şaşırtıcı ve bir o kadar da korkutucu olaylar meydana gelmeye başlayacaktır.

    kaynak:(http://sinema.mynet.com/)

    salona girdiğimizde birkaç kişinin izlemek için yerini aldığını görünce filmin ya tanınmamış ya da beğenilmemiş olduğunu düşündüm...filmin birkaç sahnesi dışında korkuya yer yok, ara sıra seslendirmelerde yapılan atraksyonlar sebebiyle bir iki dakikalık heyecanlar yaşamıştır izleyenler...filmden sonra "baş ağrısı" çekmenize sebep olabilir. benden söylemesi...
  • ringu'dan sonra uzak doğulu sinemacıların "ne yapsam yer bunlar artık" mantığıyla çektiği saçma sapan filmlerden biridir acacia. gerçi her defasında yiyoruz; ringu hipnozu eşliğinde... ha, beğenmiyoruz birçoğunu elbet ama o aşamadan sonra izleyerek zaten ihya etmiş oluyoruz filmcilikle uğraşan tırtları.
  • lat., akasya.
  • inanilmaz etkileyici bir finali olan,` izleyiciyi:benhem geren hem de aglatan birguney kore` filmidir.
    (bkz: akasya)
  • oldukça duranan hatta çok duranan kore korku film. uzakdoğu korku sinemasında, özellikle de japonların sıkça yaptığı öcülü çocukların korku öğesi olarak kullanılmasına aksine, bu filmde çokcuktan çok ağızı dili olmayan bir ağaça odaklanmış durumda her şey. koreli mutlu ailenin tek ihtiyaçı çocuktur ama çocukları olmamaktadır tabi ki bunu bir kimsesiz çocuklar yuvasında bir çocuğu evlatlık edinerek gidelirler. başlarda herkes mutludur ama sonra kendi çocukları olunca evlatlık ikincil duruma düşer. bu durun akıllara ilk anda spielberg'in yapay zeka'sını akıllara getiriyor ama orada ki küçük david'in yerine koreli insan akranı bahçede kimsesiz duran akasyaya bağalanıyor. o kendinden bir parça olarak görüyor, bu aileden kendi soyutlanıp akasya ile birleşmek istiyor.

    bir korku filmine göre gayet duranan sahneler bile insanın içini sıkmaya yetiyor. çocuğun ağaç ile ilişkisinde resimlerin çok büyük önemi var. boya yapmak için akasya ağacının kullanıldığı düşünüldüğünde ne güzel bir ayrıntıymış bu öyle diyesi geliyor insanın.
hesabın var mı? giriş yap