• evvela belirtmek gerek; modern times sevenler bunu da sevdi. aralarinda oyle cok benzerlik vardir ki yapimcilar bu kadar benzerlik de fazla diyerek dava acmaya kadar gitti diye okudugumu hatirlarim, rene clair ise chaplin'e bir ilham verebildiysem bu mutluluk bana omur boyu zaten yeter deme buyuklugunu, tevazusunu gostermis, chaplin ise filmi hic gormemistim demis. modern times'la benzerligini ben umursamiyorum acikcasi, bu ikisi acisindan da bir deger kaybina sebep olmuyor gozumde. hatta hosuma gidiyor ayni temaya ayni yaklasimlari farkli ellerden, dillerden izlemek. neticede her ikisini de seviyorum ben, ama modern times'i ayri bir seviyorum o baska.

    ayrica, filmden can alici bir assembly line sahnesi icin de soyle buyrunuz; http://www.youtube.com/watch?v=6ou-cco0o84
  • chaplin'e ilham veren film.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    "1931 yapımı bu fransız filmi rene clair'in yönetimiyle çekilmiştir. gerek konusu gerekse bazı planlarıyla charles chaplin'in "modern times" filmini hatırlatan bu eser; ne yazık ki yeterince bilinmemektedir.
    oysaki modern times'tan önce çekilen bu filmden chaplin'in esinlediği birçok kişi tarafından kabul edilir. buna rağmen chaplin, bu filmi kendi filmini yapmadan önce izlemediğini söylemiştir. tartışmaya son noktayı ise rene clair koymuştur. "chaplin, eğer benim filmimden etkilendiyse cidden bundan onur duyarım"

    film 1930'lu yıllarda 2 aylak adamın başından geçeni anlatmaktadır. bu iki arkadaş beraber hapisten kaçmaya çalışmaktadır. ancak sadece biri kaçabilir. aradan yıllar geçince hapisten çıkan aylaklardan biri, diğerinin dev bir montaj fabrikasının sahibi olduğunu öğrenir. önce diğer adam biraz tereddüt etsede arkadaşına sonunda sahip çıkar. bu arada hapisten çıkan adamın bir kıza aşık olması ve onun peşinden koştuğu sahneler cidden eğlencelidir.
    komedi dozu yüksek olan bu film özellikle fabrika sahnelerinde modern times'ı anımsatır. otomatik hale gelen işçiler üzerinden kapitalizmi eleştirme fikri ilk bu filmde ekrana yansır. ayrıca para hırsı filmde komedi unsuru olurken ,sokaklarda gezme özgürlüğü yüceltilir. bu açıdan film sistem karşıtlığını ortaya koyar.
    özellikle işçilerin tatil yaptığı nehir kenarı sahneleri komün yaşamın izlerini taşır.
    filmin şarkıları(özellikle final sahnesi) cidden hoştur. siyah beyaz bir yapım olan bu filmde belki de en dikkat çeken sahneler uçan paraların ve şapkaların yer aldığı rüzgar sahnesi ve araba ile kovalamaca sahneleridir."

    (bkz: http://www.onurcoban.com/…nous-la-liberte_1875.html)
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
  • "çalışmak özgürlük demektir "i insanların asker gibi yaşamasıyla , makina gibi çalışmasıyla , tembellik hakkının olmayışıyla ve hatta çimenlerin üstünde sırf keyif için uzanamayışıyla gösteren özgür olmak istiyorsan paraya ihtiyacın yok diyen filmdir a nous la liberte . a nous la liberte bana "satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan / yoğurursun / bütün nimetlerin hamurunu. / büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı / karun etmek hürriyetiyle hürsün!" diyen nâzım hikmet'i hatırlatır.
  • "çalışmak özgürlük demektir" kısımları auschwitz in girişindeki arbeit macht frei(çalışmak özgür kılar) cümlesini hatırlattı ve filmlerdeki fabrika sahnelerinin ne kadar sinir bozucu/üzücü olduğunu bir kez daha fark ettim, baraka filminden zaten bir travmamız vardı çok şükür.
  • sadece verdiği mesaj değil kamera kullanımıyla da kendini hayran bırakmış zamanın ötesinde film.
hesabın var mı? giriş yap