• "insan mutluluğu üstüne düşünüyorum da, böylesi bir dünyada insana bir çıkar yol bulamıyorum. bu dünya sevgisiz bir dünya. dünyayı sevmeyenlerin, ağaçları, kuşları, ak bulutları, mavi göğü, akar suları, topal karıncayı, hasta kurbağayı sevmeyenlerin dünyası. insanoğlunu sevmeyenlerin dünyası. insanın yozlaşma belirtisi, insanın sevgisizliğiyle başlar. insanlar çok uzun zamandan bu yana sevgiyi unutmuşlar. acılı. güzelliği, dostluğu unutmuşlar. "

    (yaşar kemal, ağacın çürüğü syf.71 “şöyle düşünüyorum da!” )
  • sayın muhbir vatandaşa mektup

    bak kardeş, canım ciğerim, son yıllarda alışmadığımız bir şey değildin. osmanlı çürümüşlüğünün en büyük timsali sendin. senin için kitaplar yazıldı, destanlar düzüldü. osmanlının son yıllarında sen geçerli bir meslektin. senin işin ekmek kazandırır, mansiplar kazandırırdı. son osmanlı seninle yatar, seninle kalkardı.
    sen sayın, sen aslanım sayın muhbir vatandaş, bütün kokmalar, çürümeler seninle başlar. bunu tekmil toplumlar bilirler, ellerinden geldiğince bütün kurumlarını senin şerrinden korumaya çalışırlar. senin kokun geldi mi bütün toplumlar bilirler ki arkasından da çürümeler gelir ve senin revaçta olduğun, baştacı olduğun bir toplum artık iflah bulmaz. sayın, sevgili, canımızın içi muhbir vatandaş, senin olduğun yerde ot bitmez. o toplum hangi toplumsa gitti gider. sen yürümeye büyümeye başladın mı, bir ulma kokusu gelir her bir yandan. bir toplumdaki yöneticiler sana itibar etmeye başladı mı, artık çaresizlik, yolsuzluk, kimsesizlik, bitkinlik başlamış demektir...

    (bkz: yaşar kemal)
  • - kitaplarınızı kimin için yazarsınız? özel nitelikte bir okurunuz var mı ya da usunuzdaki özel nitelikte bir okur için mi yazarsınız?

    iste bunu hiç düşünmedim. kitaplarımı kimin için mi yazarım, herkes için. isterim ki okumuşundan okumamışına kadar, köylüsünden kentlisine, çobanından
    işçisine kadar herkes anlasın. bu da çağımızda zor, çok zor bir iş.
    kim için yazdığım hiçbir zaman aklıma gelmedi, sanırım ki bundan sonra da böyle bir şey düşünmeyeceğim. herkes için yazmayan bir yazarı anlayamayacağım. bir sanatçı özel okuyucusunu, ya da dinleyicisini nasıl bulur, nasıl ayırt eder? sonra, benim bütün yapıtlarımı isterim ki, çocuklar da anlasınlar..
    ama nerede bende o yalınlık, o temizlik, o saflık... ben yirminci yüzyılın tüketimci, obur, gözü doymaz, hastalıklı toplumunun bir sanatçısıyım, kendimi korumak için ne kadarcık gücüm var ki... ama bizim çağımızdan da, buna inancım sonsuz, çocuklara bile kendini, eserlerini okutacak sanatçı, güçlü insan çıkacaktır. doğa ve insan kendini her zaman, bütün yıkımlara
    karşı onaracaktır.

    (bkz: yaşar kemal)
  • yaşar kemal'in 1959 -1978 yılları arasını içeren yazılar-konusmalar kitabıdır.
    kıymetli yazarımızla muhabbet ediyormuşuz hissi verir.

    "insana , toprağa, çiçek açmış ağaca, buluta, kuşa, insan acısına, kırılmış onurlara, ilgi en güzel yaşamdır.
    ölüm ilgisizlikle birlikte geliyor başlıyor."

    (yaşar kemal, ağacın çürüğü, syf 34 , ' ilgi' )
hesabın var mı? giriş yap