• tekirdağ'a bağlı malkara ilçesinde konuşlanmış, bünyesinde üç kışlanın bulunduğu tugay.kısa dönem askerlik yapacak olan yedek subay adayları genellikle acemiliklerini başar kışlasında yapıp görev yerlerine göre başar kışlasında kalır, eken kışlasına ve ya hayraboludaki tugan kışlasına sevk edilir.
  • malkara'da eken ve başar, hayrabolu'da akbaytugan kışlası'ndan oluşur. benim askerlik yaptığım dönemde (bkz: 315. kısa dönem) kısa dönemler başar kışla'da acemiliklerini tamamlar, eken'de yemin törenini gerçekleştirdikten sonra üç kışlaya dağılarak usta askerliklerini yaparlardı. enteresan bir tugaydır. burada askerlik yapmanın (çatışma bölgeleri hariç her yer gibi) başka kışlalara göre artıları da eksileri de vardır.

    artılardan başlayalım:
    - yemekler süperdir. öyle böyle değil. "sunset ve da mario'dan başkası beni kesmez" diyen bir züpper değilseniz yemekleri beğenmeme şansınız yok. istanbul'un herhangi bir semtindeki alelade bir lokantadan 10 kat daha güzel yemek çıkardı 95. zırhlı tugay'da. kış menüsünde çokokrem, koska helva, tereyağı, supangle, baklava(!), yaz menüsünde karpuz, kavun, mürdüm eriği gibi fantastik eklemeler bulunur. tatları da çok güzeldir. ana yemekler de bir o kadar lezizdir. 155 günlük askerliğim boyunca sadece iş güç yüzünden yemek saatlerine yetişemediğim günlerde kantinden faydalandım. bir tek çay rezaletti.
    - banyo olanakları çok iyidir. tertemiz, sanki yalanmış bir banyosu vardır. hamam falan değildir, resmen duşakabinlidir. tek başına bir spor salonunun duşuna girer gibi rahat rahat banyo yaparsın. her daim sıcak su vardır. tazyik sorunu yaşanmaz. bölüklere göre belirlenen banyo saatleri hariç her sabah yarım saat erken kalkıp banyo yapma imkanı vardır, aksama olmaz.
    - koğuşlar ve etraf temizdir. artık yemeklerin döküldüğü kanalizasyon çukurlarında birçok fare gezinmektedir ancak o farelerin birini bile başka yerde görmedim. koğuşlarda ne böceğe ne pisliğe rastlanır. kışlanın tüm kullanım alanları da askerlik standartlarına göre çok temizdir.
    - her şeyden önemlisi çatışma alanı değildir. bölgede de hiç olay olmaz. yani askerin ve ailesinin (en azından hayatta kalma adına) kafası rahattır.

    gelelim eksilere:
    - güvenli ve tehlikesiz bir yer olduğundan bir de yapacak hiçbir şey olmadığından dolayı eğitim manyağı bir tugaydır. sürekli eğitim vardır. aşırı disiplinlidir. "asker boş bırakılmaz" mantığından hareketle sıfıra yakın boş zaman olur. yazıcılar, revirciler vs. herkes mümkün olduğunca her eğitime katılmaya zorlanır. yanaşık düzen, ordu jimnastiği tüfekli ve tüfeksiz hareketler serisi, koşu vs. her gün tatbik edilir. herkese tatbik edilir. sürekli tatbik edilir.
    - nöbet konusunda da ayrıcalık uygulanmaz. yani yazıcıymış, oymuş buymuş bakılmaz. garnizon merkez'deki az sayıda asker hariç herkes nöbet tutar. ha bazısı daha kolay olan koğuş, silahlık gibi nöbetleri tutar ama bir şekilde herkes nöbet tutar.
    - önceki iki madde, uyumayı imkansız kılar. bir asker hem rutin işini, hem eğitimi, hem nöbeti bir arada yürütmek zorunda kalır. nispeten rahat bir görev olan "s" yazıcısıydım. yine de ortalama 4 saat uyuyordum. bazı geceler bu rakam 1.5 saate kadar düşüyordu.
    - kısa dönemler de eğitimden yırtamaz. her yerde olduğu gibi farklı muameleye tabidirler ancak spor ve eğitimde uzun dönemlerle eşittirler. ben ilk 2 ayda abartısız 18 kilo vermiştim mesela.
    - çarşı izni çok sıkıntılıdır. neredeyse yoktur. her fırsatta çarşılar kesilir. esnaf tugay komutanına "askerleri sal da iş yapalım" diye baskı kurana kadar da bu durum devam eder. sonra 2 hafta çarşıya çıkılır ve en ufak vukuatta tekrar çarşılar iptal olur. bu döngü böyle devam eder. çarşının kesik olmadığı dönemlerde de pek tadına varılamaz. zira 90% öğlen salarlar. en geç 17:00'de dönmek gerekir. askerliğim boyunca sadece 4 kere (ki 2'si tezkereci olduğum, askerliğimin bitmesine 2 gün kala olan tek çift çarşımda...) 09:00-17:00 arası çarşıya çıkabildim.
    - evci izni, sadece yemin töreninin ertesinde vardır. askerlik yaptığım süre boyunca kısa dönemlerden kimse, uzun dönemlerden ise çok özel durumu olan 2 asker hariç kimse bir hafta sonu bile evci izni alamadı.
    - sürgün yeri geyiği her tugay için vardır. aynısı 95. zırhlı tugay için de geçerli. ama diğer yerleri bilmediğim için bir karşılaştırma yapamayacağım.

    neticede, ölüm korkusu olmadan askerliği bitirmek türkiye şartlarında maalesef bir lütuftur. ancak, "oh istanbul'un yanı başında kebap askerlik yapıyorsun" gibi bir durum yoktur. çatışma bölgeleri hariç, insanı fiziken en çok yıpratan yerlerden biridir.
  • (bkz: sürgün)
  • türkiye'nin 94'tane `zırhlı tugay`ı var mı sorusunu akla getiren tugay.
  • olası ihtimaller arasında diyarbakır, kars, ağrı gibi uzak şehirler varken burada yedek subay olduğunuza sevindirebilirken diğer bir yandan da çorlu ya ya da ankara ya giden arkadaşlarınızın sosyal ortamlarını görüp "o kurayı çeken sağ elimi sikiyim" dedirten askeri birliktir. eğitim düşkünü komutanları çoktur. bu yüzden buraya gelirken yanaşık düzeni yalayıp yutmuş olarak gelmek işlerinizi kolaylaştıracaktır.
  • ulaştırma oto takımında benim gibi ekşici olan varsa yeşillendireyim. burda askerlik rahatmı, sıracılık devrecilik varmı? nasıl bir yer sorularına cevap bulacağınız yazı dizim. rahatlık konusunda; öncelikle askerliğinizi nerde yaptığınızın çok önemi yok, çarşı ihtiyacı dışında. malkaraymış keşanmış marmarismiş hiç önemi yok başınızdaki komutan takımdaki kişi sayısı ve insanların karekterleri ile alakalıdır, 2017 mart ayı için yazıyorum ilerleyen yıllarda düzen değişebilir, burda şuan sıracılık denilen devreciliğin azaltılmış versiyonu var. komutanlar bonzaiyicilerle baş edemiyorlar. koğuşlar 20 kişilik duş imkanı cuma hariç her gün var kantinler nakit çalışıyor kışlada sadece garanti bankası var. yemekler türkiye'nin her yerinde olduğu gibi şirketler yapıyor ve fena değil. kısa dönemler genelde rahat işlere veriyorlar. aklıma gelenler şimdilik bu kadar
  • komutan yardımcılığı hayrabolu'da bulunan tugay.

    bu komutan yardımcılığı, ankaradaki eğitimimden sonra yaklaşık 8 ay tank takım komutanıolarak görev yaptığım yerdir.

    339 yedek subaylara selam olsun.
  • 2019 ağustos'da gideceğim askerliği birlik. tecrübelerini aktarmak isteyenler olursa çok sevinirim.

    hayrabolu'dakinde olacağım sanırım. 26b döneminde gidecekler de yeşillendirebilir.
  • askerliğimi 13 mayıs 31 mayıs arası 95.zırhlı tugay komutan yardımcılığında yaptım. 20b bedelli. bu tugayin asil yeri tekirdağ malkara da. komutan yardımcılığı tekirdağ hayrabolu'ndadir. ben hayrabolundaydim. bedelli askerlik ile ilgili genel bir yazi yazmayacağım, yeterince var zaten. daha spesifik olarak hayrabolu hakkinda yazacağım.

    her manga 30 kisi her takim 90 kisiydi. 5 takim vardı. toplam 450 kişiydik. koguslar en az 46 en fazla 78 kisilikti. 3 adet ana kantini bulunmaktaydi. ama acik denk getirmek kolay değildi.

    oncelikle şunu söylemeliyim ki alerjik bir hastalığı olan kesinlikle raporunu alıp gitmeli. kislanin icinde cok fazla kavak agaci ve cok fazla polen var. serdar ortacin buralara yaz gunu kar yağıyor canim şarkısı burada bestelendi diye düşündüğümüz anlar oldu. buruna agza her yere giriyor. burada asıl taktik en ufak agri sizi hastalik icin elinizde bir raporunuzun olması. cok kolaylik sağlayacaktır.

    hava şartları baya zorlayacaktir. tekirdağ sıcağı bir baskaymis. güneş kreminizi mutlaka almalısınız. yüksek korumali olmasi tercihiniz olmali.

    komutanlara gelince. isim vermeden konuşacağım. bedelli bolugune manga komutanları olarak kisa donem askerleri atamislar. genel olarak hepsi belli bir seviyenin ustunde tipler. aralarinda cok cahil, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler olsa da en azindan ben o konuda sansliydim. takim komutanlariniz gayet egolu tipler. bir de yüzbaşı var. onu cok seveceksiniz. babacan ve is bitiren bir adam.

    en cok zorlandigim konulardan biri de, ictimalardi. zaman gecmek bilmiyor. hizana bak onundekinin ensesinde kaybol. ip gibi dur. bazen 40 dk sürsün sayım. ozellikle hava sicaksa gecmis olsun.

    yemekhane konusuna gelince. kahvaltilar cok yetersiz. bi recel bi bisküvi ile kahvalti yapıyorsunuz. cay denen şeyin cay ile alakası yok. ben cok cay icen biri olmadigim için cok umursamadim ama cay krizine girenler oldu. ogle ve aksam yemeği fena değildi. cok fazla şap var ama. test ettik. yemeklerin uzerine limon ve tuz dokunce maviye dönüşüyor. sapin kalici bir etkisi yok. korkmayin. yemek yemeyecegim derseniz kantinden bulabilirseniz tost pide patso alabilirsiniz. ama saatlerini denk getirmek kolay değil. genelde risk alip kantinden yemek yemek isteyenler ac kaldı. yani sistem sizi sapa itiyor yapacak bir şey yok. genelde kırmızı et çıkıyor aksam yemeklerinde.

    hastalik cok fazla. 450 kisilik bolugun 250-300 kisisi hasta oldu. ben de dahil. hastaneye kafaniza gore gidemiyorsunuz. cok agirlasmasi gerekiyor hastaligin. revirci arkadaşlar genelde yardımcı oluyorlar. ilk giriste hap şeklindeki ilaçlarınz alınıyor. bilginiz olsun.

    tuslu telefon götürün. kamerası olmamasi gerekiyor. radyolu olmasıni tavsiye ederim. kulaklikda almanizi oneririm tabi. aksam yat ictimasindan sonra ışıkları sonduruyorlar ve radyo o saatlerde gayet güzel oluyor. android goturmenizi cok tavsiye etmiyorum. sürekli tetikte oluyorsunuz. buarada cok sokan vardi iceri android. tabi görürlerse terhis olacağın güne kadar unut telefonunu.

    ve cok onemli bir not: iceride turk telekom hic cekmiyor. cok az noktada cekiyor. ben kafayı sıyırdım bu konuda. cok onemliyse sizin icinde baska bir hat götürün.

    allah burada askerlik yapacak herkesin yardımcısı olsun. son sürgün yeri tekirdağ. içerideki eğitim sistemide hala buna gore devam ediyor. disiplin cok fazla. kimseyi uzmek korkutmak istemem ama bunları bilerek gidin.
hesabın var mı? giriş yap