• eger kesimler tarafindan kabul gorurse ve yeterince organize olunabilirse yapilacak yuruyus.

    not: karakter sinirina takilmasa tamami "6 temmuz 2013 başörtüsü ve inanç özgürlüğü yürüyüşü" olacakti.
  • inanç özgürlüğü ateist ve dinsizleri de içerir. başörtüsü savunucuları ve ateistleri aynı platformda birbirine sataşmadan, fikre göre karşıt pankartlarla bir arada yürüyebilecekse destekleyeceğim aktivite.
  • özgürlüklerin sadece çoğunluğun veya ataerkil ortamın elinde olan ülkelerde bir işe yaramayacak olan yürüyüş.
  • yürüyüşünün yapılması bile zul olan taleplere dair yürüyüş. hiçbir laik-demokratik toplumda dini olsun olmasın vatandaşın kıyafeti kanunla düzenlenmez, belirli tarz kıyafetler yasak konusu olmaz.

    kıyafet yönetmeliği (üniforma, mesleki güvenlik, işin doğası gereği özel kıyafet gereği) olan kurumlar mevcut, bunlar sadece çalışanlarına yönelik emredici geçerliliği olabilecek kurallardır. bu kurumlar da oldukça az sayıda olabilir, misal kıyafeti ile ayırdedici olması gereken güvenlik gücü (asker, polis) hijyen, güvenlik gerekçesi ile özel koruyucu kıyafet giyilmesi gereken tıp, madencilik vs. gibi. yani yönetmeliğin tüm toplumun paylaşması mümkün olmayan bir ideolojiye ("batılıların kıyafetleri güzeldir") kültürel keyfi unsurlara değil işin doğası ve fonksiyonu ile somut gerekliliklere dayanması gerekir. bu çerçevede yıllarca savunulan üniversitedeki "öğrenciye" yönelik kıyafet düzenlemesinin hiçbir mantık, hak ve hukukta yeri olamaz. esasen üniversitenin çalışanına yönelik kıyafet yönetmeliği olamaz, odtülü hoca ve asistanların saçı sakalı mayıs ayından itibaren şort sandaleti resmi üniforma gibidir, ve üniversitenin üniversite olarak fonksiyonuna halel getirmemektedir, başörtülü memur veya akademisyenin de benzer şekilde fonksiyonel bir mahzura sahip olmadığı açıktır. işin fonksiyonu icabı kıyafet yönetmeliği olan bir kurumun bile başörtülü çalışmak isteyenlerin kıyafetleri ile fonksiyonel bir problem yaşaması söz konusu değil, misal başörtülü kadın acil servis görevlisi. bunun hangi hizmete ne şekilde zarar vereceği net olarak gösterilmedikçe kendisini başını örtmek zorunda hisseden birisine o konuda bir yasak dayatılamaz.

    kişilerin inançları işin fonksiyonel gerekleri ve kamu yararı ile çelişirse bireysel özgürlük sınırlarını aşar ve başkalarının haklarını ihlal noktasına gelirse de kanun ve yasak konusu olabilir. mesela aynı inançlı başörtülü acil servis ambülans görevlisi hanfendi ben sadece kadın hastalara müdahale etmek istiyorum dini inancım gereği erkek hastalara dokunmak istemiyorum derse, kendisine "bu şekilde insan gücü planalamamız, hastanın cinsiyetine göre personel ayarlamamız mümkün ve doğru değil, kamu personel kaynaklarının boşa gitmesi, insan sağlığının ve hayatının tehlikeye atılması demektir, ya bu deveyi güdersin ya da başka iş yapmak üzere istifa edersin, baştan beyanın bu işe hiç alınmazsın" denebilir. işte "dini inancım gereği ayrıcalık, düzenleme istiyorum" diyen insana hayır deme noktası buna benzer noktalarda başlayabilir.

    bunun dışında "türbana izin verirsek tüm kadınlar başını örtmek zorunda kalır" gibi endişelerle mücadele, başı açık kadınları, kanun zoruyla başı açık olan kadınların arasında kamufle ederek korumak suretiyle yapılamaz. mücadelesi ayrıca, tam özgürlük ve demokrasi ortamında verilir, aksi yöntemlerin türkiye'de kime oy nehirleri yarattığını son 15 yılda gördük.
  • eğer "inanç özgürlüğü" temasında samimiyet varsa ve bir akp mitingine dönüşmeyecekse, sağ kesimin aklı selim, rte'ye tapmayan kişileri tarafından da destek göreceğini umduğum etkinliktir. müslümanları, ateistleri, hristiyanları kol kola gördüğümüz bir etkinlik olması dileğiyle.
hesabın var mı? giriş yap