• yeni is kanununun numarasi.
  • 12 haziran 21:30'da beyoglu sinemasinda gosterimi gerceklestirilecek tuzla belgeseli.
  • kocaelide 19 haziran 2008 perşembe günü gösterime girecek olan belgesel film

    gösterim dafne kültür merkezinde saat 18:30 da gerçekleşecektir.
    adres: kemalpaşa mah. inönü caddesi, no:84, 50. yıl cumhuriyet ilköğretim okulu karşısı, kolordu yanı
  • tuzla tersaneler bölgesindeki tersanelerden hareketle tüm sektör ve üretim mekanlarında kapitalizmin biyolojik sınırına nasıl da çarptığını, abartısız bir dilden üretimin ritmi ile düzenlenen bir akışla anlatıyor. tuzlayı bir adli vaka, otantik bir drama olarak görmenin ne kadar can yakacağını sezdiriyor. 4857 devam eden ve kendi serüvenini çizen bir belgesel hala. ethem, petra ve selçuk'a ve emeği geçen herkese teşekkür.
  • 14. türkiye almanya film festivali 'nde mahmut tali öngören adina verilen öngören demokrasi ve insan haklari ödülü'nü (öngören-preis für demokratie und menschen rechte) hakkiyla kazanmis belgesel. 2000 yilindan beri verilen ödülü kazananlar arasinda günese yolculuk(2000), politiki kouzina(2005) gibi filmler de var.

    filmi, belgesel jürisinin önündeki sirada izledim. normalde sessiz sedasiz film izleme "terbiyesi" olan almanlarin -hele sanatci kökenlilerin- bile sürekli hayret ünlemli tepkileri, belgeselin carpiciligini ortaya koymasi acisindan anilmaya deger.

    gösterimden sonra, selcuk erzurumlu filme iliskin jürinin ve seyircilerin sorularini yanitladi. basta 17 dakikalik bir cekimle baslayan maceranin, sürekli gele gide elde biriken malzemeyle belgesele dönüstügünü, 48 sirketten sadece birinde cekim yapma izni ala bildiklerini, digerlerinin yanina yaklasmanin mümkün olmadigini anlatti, erzurumlu. zaten o sirkette elinden geleni yapmanin hakli rahatligiyla vermis izni ve cekimler sadece o tersaneyle ilgili bölümlerde kullanilmis. belgeselde bilerek ellerindeki vurmali kirmali seksi görüntüleri kullanmamislar, anlatilmak istenilenin önüne gecmesin diye. krizle birlikte insanlarin artik haklari icin savasmaktansa ne pahasina olursa olsun ekmek dediklerini, iscilerin kendileri icin ögrencilerden sivil toplum kuruluslarina kadar pek cok cevrenin katilimiyla yapilan eyleme bile korkudan destek veremediklerini, kaza sonrasinda itfaiye ve polisin sadece durum tespiti icin iceri girdigini dogrudan tanigindan duyduk. basta tepkilerle karsilanan yasanin bugün en azindan o sekliyle uygulanmasinin dilenir hale geldigi ve haklar savasiminin gelisimine karamsar baktigi tespitiyle bagladi konusmasinin sonunu yönetmen.

    belgeselin gerek kurgusuna, gerek yönetimine dair pek bir sey söyleyemeyecegim, kusura bakilmasin. öyle soluksuz kosuldu ki, ben sadece algilamakla yetindim olani biteni. nürnberg sehri, 4857 gibi bir belgeseli görmezlikten gelmeyecek kadar yetkin bir festivale sahip olmakla, bir kez daha ona askimi percinlemistir, basimi döndürmüstür, cilveni yiyeyim dedirtmistir. bunun üstüne ne desem bos.
  • 14. türkiye almanya film festivalinin son günü öngören ödülünü alması vesilesiyle izledim bu belgeseli. öncelikle böyle bir konuyu ele alma duyarlılığını gösterdigi için ekibi tebrik ediyorum. duygu sömürüsü yapmadan gerçekleri yüzümüze vurdukları için ayrıca kutluyorum. gerçekten bazı noktalarda gözyaşlarıma hakim olamadım o çaresizlik karşısında, tabi ki buradaki çaresizlik insan hayatına zerre önem verilmeyen bir ülkede yaşama çaresizliği. insan hayatı bu kadar ucuz mu vurgusunu yapıyor film de zaten. bu belgeselin almanya'da gösterilmesi de ayrı bir ironi zaten, çok güçlü iş ve çalışma yasalarna sahip olan bu ülkede alman seyirciler gözleri kocaman olmuş şekilde ayrıldılar salondan. gerçekten çok acı ama bütün bu acını yanında izlemesi zaruri bir belgesel, biraz sarsılmamız gerek.

    filmin fragmanı için: http://www.vimeo.com/1190058

    ve (bkz: turkiye de yasamaktan nefret etme sebepleri)
  • "tuzla tersaneler bölgesi’ninin son aylarını anlatan, '4857' belgeseli, hiçbir bir kurum veya şahıstan maddi bir destek almadan ve kolektif bir çabanin ürünü olarak oluşmuştur.

    dağıtımı ve gösteriminin de örgütlenmesini aynı çizgide devam ettirmek gerekir diye düşünüyoruz. belgeselin bulunduğunuz ilde demokratik kitle örgütlerinde, sendikalarda, üniversitelerde, liselerde, belediyelerde ve buna benzer kamusal mekanlarda gösterimini önemli buluyoruz. fakat her ilden gelen her talebe ayrı bir kopyayı kendi imkanlarımızla yollamamız biraz zaman alabilmekte, bu nedenle sizin sabrınıza ihtiyacimiz var. sizin de organize edeceğiniz gösterimde mümkün olduğu kadar kapsayıcı ve kurumlar arası bağ kurucu olarak rol almanız, hem belgeselin hem de belgeselin taşıdığı konunun geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayacaktır..."

    kaynak: http://4857-belgesel.blogspot.com/
    belgesel: 4857
hesabın var mı? giriş yap