• 2012'de gelfand'la yaptığı şampiyonluk maçını kazanarak tahtını korumaya devam eden dünya satranç şampiyonu viswanathan anand'ın yeni rakibini belirlemek için 15 mart - 2 nisan 2013 tarihleri arasında londra'da gerçekleşecek adaylar turnuvası.

    turnuvayı özel kılan birkaç nokta var:

    -fide (dünya satranç federasyonu) nihayet geleneksel şampiyon belirleme döngüsüne tam 51 yıl sonra geri döndü: double round robin usulü oynanacak, yani her oyuncu diğer herkesle ikişer parti oynayacak

    -kadro müthiş, bütün ağır toplar turnuvada yer alacak. bunlara carlsen, aronian, kramnik, ivanchuk ve gelfand dahil! "ya şu niye yok ki şimdi böyle turnuva mı olur?" denebilecek tek bir oyuncu bile yok. herkes bileğinin hakkıyla burada ve ortalık yıkılıyor!

    oyuncular hakkında kişisel izlenimlerimi ve alttaki bağlantılardan ve hatırlayamadığım bir sürü geçmiş haberden vs. derlenen bilgi ve yorumların bir karışımını paylaşmak istiyorum:

    magnus carlsen (puanı: 2872!) :

    herkes bu çocuğun ne yapacağını merak ediyor. geçen aylarda (puan enflasyonunun da biraz yardımıyla) kasparov'un puan rekorunu kırdı ama dur durak bilmedi ve gözünü 2900'e dikmiş görünüyor. son birkaç yıldır katıldığı neredeyse tüm turnuvaları kazandı. satranç dünyası kasparov'un en iyi döneminden beri böyle bir dominasyona ilk kez tanık oluyor.

    ve bunu daha da ilginç kılan bir şey var: çocuk açılışlarda gönlünden ne koparsa, içinden ne gelirse onu oynuyor ve açılış çalışmaya çok da önem vermiyormuş gibi duruyor. evet kısa bir dönem kasparov'la çalıştıktan sonra açılışlarında önemli bi ilerleme oldu ama kramnik, gelfand gibi, son zamanlarında da aronian gibi açılış ustalarıyla kıyaslanırsa ciddiye alınacak bir açılış mesaisi yaptığını bile sanmıyorum.

    abuk subuk, kıyıda köşede kalmış hamlelerden hiç sakınmıyor, tek derdi açılış aşamasının sonunda oynanabilir bir konuma ulaşmak. ondan sonra rakiplerini eşit hatta azıcık zayıf konumlarda açılış kitabından çıkarıp, oyunortalarında inisiyatifi ne yapıp edip ele geçiriyor ve işini çabuk bitiremezse de oyunsonlarını olağanüstü bi sabır ve teknikle oynayarak karşısındakini yıldırıyor ve eziyor. çok çok az büyük hata yapıyor, çok az küçük hata yapıyor ve hata bulduğunda kesinlikle affetmiyor.

    bu turnuvayı kazanması, hatta bundan sonra da anand'ı yenmesi bekleniyor. bir eksiği, daha önce bu önemde bir turnuva ya da maç tecrübesinin olmaması. dünya şampiyonluğu yolu herkesin en iyisini göstermeye çalıştığı, herkesin en ağır hazırlık süreçlerinden geçtiği, kirli çıkınlarındaki en nadide açılış sürprizlerini gözlerini budaktan sakınmayarak sergilediği, kazancın da kaybın da başka her turnuvadan çok daha büyük olduğu bir arena, satranç dünyasının en büyük sahnesi. carlsen hiç psikolojik sorun yaşayan, gerilen, heyecanlanan telaşlanan, kafaya takan falan bir oyuncu portresi çizmedi bugüne kadar, ama başlarda tökezlerse, başkalarının çalışma kamplarıyla inşa edip cilaladığı açılış repertuvarlarına duvar gibi toslar ve alıştığı dominasyonu yakalayamazsa ne olur bilemiyorum. diğer eksiği de bu zaten: açılışlarda diğer ağır toplar kadar profesyonel bir tavrı olmadı bugüne kadar.

    vladimir kramnik (2800):

    turnuvanın bu düzeydeki en tecrübeli oyuncusu, bence ikinci favori, ve (anand'la birlikte) iflah olmaz bir hayranı olarak alayına giderli desteklediğim, imzasını gözüm gibi koruyup ergenler gibi günlüklerimin içinde sakladığım büyük usta; on yıllardır en tepeden ayrılmayan bir deha, isiktikrar ve çalışkanlık abidesi, olgun insan, büyük şampiyon.

    açılışlarda sanırım dünyanın en çalışkanı ve en iyisi olarak kabul ediliyor, hatta diğer oyuncuların açılış çalışma düzeyleri genelde kramnik'e referansla değerlendiriliyor. bu konuda turnuvada onunla yarışabilecek isimler aronian ve son şampiyona maçından kalan hazırlığın da birikimiyle gelfand gibi duruyor. formunda bir kramnik'i beyazlarla durdurmak zor, siyahlarla yenmek çok zor. oyunsonu tekniği belki de carlsen düzeyinde iyi. oyun içinde çok çalışkan, olağanüstü bir hesaplayıcı, çok geniş ve çok derin hesaplıyor ve ne zaman bir oyun sonrası konferansında oyun içindeki düşüncelerini anlatsa beni bir kez daha kendisine hayran bırakıyor. hesaplama konusunda sanki bu dünyadan değil, uzaydan gelmiş gibi. anand'a bonn'da kötü bir skorla yenildiğinden beri tarzını biraz daha canlandırdı ve daha atak oynamaya, açılışlarını yeniden çeşitlendirmeye başladı. ama kabul etmek gerekir ki enerjisi carlsen'e kıyasla daha düşük ve beraberliğe daha yatkın bir tarzı var, onun gibi sadece "oynanabilir" oyun ortası konumlarından en ufak avantajın suyunun suyunu sıkana kadar saatlerce ısrarlı oynamıyor. ama hata yapıldığında kolay affetmiyor.

    belki de en önemli nokta da şu: turnuvaya katılan istisnasız herkese karşı pozitif skoru var! dev bir tecrübe. buraları çok gördü, satrançta başarılabilecek her şey başardı ve tarih yazımına kilolu, sigara içen, alkolle arası fazlasıyla iyi, keyfine düşkün bir gençken kendisini değiştirmeyi başarıp kemeri formda bir kasparov'un elinden kılçıksız alarak başladı. kısacası diğerleri giderken o dönüyordu. ustaların ustası botvinnik'in okulunun feyizli şerbetinden tatmışlığı vardır. yani kramnik, iyidir iyi.

    levon aronian (2808):

    genel kanı, carlsen'den sonra en büyük birincilik adayının o olduğu yönünde. mütevazı bir insan izlenimi veriyor, imzasını verirken bana ağır toplar içinde güler yüz ve sıcakkanlılık gösteren tek kişi o olmuştu. muhtemelen aralarında en oturulup muhabbet edilecek, bira + behzat ç + çekirdek yapılacak insan. büyük bir caz hayranı. sakin, halinden genelde memnun, rahat bir karakteri var. önceki yıllarda oyunlarından kimi zaman deha fışkıran ama biraz tembel bir oyuncuydu sanki, ama bir önceki adaylar turnuvasının hazırlık sürecinden beri çok sıkı çalıştığı biliniyor, kendisi de öyle söylüyor zaten. muhtemelen en ciddi hazırlıklardan biri onda olacak. tek eksiği, kendisinin ifadesiyle, konumlarda kimi zaman fazla iyimser olması, avantaj olmayan yerde avantaj görmesi ya da avantajını abartması.

    boris gelfand (2738):

    evet puanı mütevazı, evet yaşlı, evet şampiyonluk yarışmaları haricinde turnuva başarısı pek yok, evet neredeyse hiçbir büyük turnuvada favori olarak görülmedi, ama oyuna inanılmaz bir adanmışlık ve tutkuyla bağlı ve çok çalışıyor. oyunun her alanında dengeli ve en büyük artısı da şu: şampiyonluk yarışmalarında en iyi düzeyini sergiliyor, her şeyini veriyor ve şampiyonluğu belki de herkesten çok istiyor. anand'ın kolay kazanacağı düşünülen son şampiyona maçında harika bir iş çıkardı ve normal süreli partileri eşit skorla tamamladı. güzel de bir insan, hadi hayırlısı. bence dördüncü favori o.

    teimor radjabov (2793):

    turnuvanın kapalı kutusu. son dönemde yüksek düzeyde bir turnuvada yer almadı ve bu yüzden son form durumu bilinmiyor. muhtemelen evine kapanıp psikopat gibi çalıştı bu süre boyunca ama pratik eksiği dezavantaj olabilir. siyahlarla çok tehlikeli, çok atak bir siyah açılış repertuvarı var.

    alexander grischuk (2764):

    hiç sevmediğim bir adam, klasik zamanla oynanan satrancı her fırsatta aşağılıyor ve bunun yerine hızlı ve yıldırım satrancın ağır zamanlı oyunların tahtını ele geçirmesini isteyip duruyor. diğer yandan ilginç bir biçimde süre kullanımı çok sıkıntılı, neredeyse her oyununda felaket bir süre sorunu yaşıyor ama harika bir yıldırım oyuncusu olduğundan son dakikalarda, hatta saniyelerde bile şaşırtıcı ölçüde seviyesini koruyabiliyor. açılış repertuvarı da çok garip, beyazlarla abuk subuk erken beraberlikler zorlayabiliyor. ben bu turnuvada herhangi bir iddiası olacağını sanmıyorum. ama kazan'daki son adaylar turnuvasında gelfand'la final oynadığını unutmamak lazım. her şeyi yapabilir.

    peter svidler (2744):

    bu olayların gediklilerinden. uzun süredir ağır toplarla ciddi turnuvalarda boy göstermiyor ama her zaman çok iyi bir oyuncu oldu. tembellik ve kazanma hırsı sorunları var, kendisi de bunu sık sık itiraf ediyor. iyi hazırlanmışsa tehlikeli, hayati partiler çıkarabilir ama genel sonuç itibariyle onun da çok üst sıralarda bitirebileceğini sanmıyorum.

    vassily ivanchuk (2757):

    deli. satranç soluyor, satranç yiyor, satranç içiyor. turnuvadaki en dengesiz, en akla kara arasında gidip gelen adam ve eski kurtlardan. on yıllardır satranç dünyasının zirvesinde yarışmış ama şampiyona döngülerinde hiç başarı yakalayamamış. bu açıdan çok hırslı, ama psikolojik olarak o kadar sorunlu ve heyecanı bazen onu öyle bir ele geçiriyor ki, eksi dört beşle de bitirebilir. diğer yandan, satranç dünyasında gelmiş geçmiş en yetenekli oyunculardan biri olarak görülüyor ve iyi bir döneminde ortalığı silip süpürebilir de. en büyük artılarından biri de, her türlü açılışı çok yüksek seviyede oynayabilmesi. onun için hazırlanmak zaman kaybı olarak değerlendiriliyor. sürprizli, korkunçlu, güzel bi abi. ayrıca durup duruken türkçe öğrenmeye başlamak gibi bir tuhaflığı da var mazisinde. mikrofona konuşurken öyle bir heyecanlanıyor ki, siz onun yerine heyecanlanmaya başlıyorsunuz. genelde yalnız çalışıyormuş, diğer oyunculardan uzak duruyor. eksantrik, "renkli" denen adamlardan. kimseye bi zararı dokunduğunu atar gider yaptığını da hatırlamıyorum, herkes seviyor. ne yapacağını çok merak ediyorum.

    toparlama:

    valla akıl, carlsen'in kazanacağını söylüyor. gönül kramnik'i istiyor. ilk dört sırayla carlsen kramnik aronian gelfand olur gibime geliyor, ivanchuk da sonuncuyla birinci arasında bir yerde bitirecek, onun için hiçbir sıra şaşırtmaz.

    bu tarihi turnuvada her türlü dram mevcut: tembel dahiler-çalışkan dahiler (eheh), genç zibidiler-çoluğa çocuğa karışmış amcalar, ama benim için en çok da ilk şampiyona yarışmasına katılan bir uzak ara favori (carlsen)-özlediği şampiyonluğu geri isteyen bir satranç anıtı (kramnik) ve muhtemelen son kez kozlarını oynayacak tarihi devler (ivanchuk, gelfand).

    nefis bir turnuva olacak, nefis.

    ingilizce daha detaylı oyuncu profilleri, eşleşmeler ve diğer turnuva bilgileri için:

    http://www.chessvibes.com/…o-including-the-pairings
    http://www.chessvibes.com/…e-candidates-predictions
    http://www.chess.com/…-championship-candidates-2440
    http://www.2700chess.com/

    resmi sayfalar:
    http://worldchess.com/candidates/players.html
    http://london2013.fide.com/
  • malesef anand'ın karşısına piç carlsen'in çıkmasını sağlayacak turnuva olacak. ve yine muhtemelen bu turnuvanın ardından dünya şampiyonu olacak isim de carlsen olacak. bence carlsen'in en büyük şansı artık emekliye ayrılmak üzere olan bir önceki jenerasyonun yıldızlarına karşı oynayacak olması.

    sergey karjakin, fabiano caruana ve bilhassa carlsen'i çok güzel tokatlayabilen önceki jenerasyonun bence en iyilerinden alexander morozevich'in olmaması büyük talihsizlik.
  • şu an formunun zirvesinde bir carlsen* var ancak hani tabiri caizse "bebe"liğine kurban gidip kurtlara yem olabilir. kramnik* ve aronian* arkasından geliyorlar. dünya şampiyonu anand* yerine başka biri olup, anand adaylar turnuvasında olsaydı, levonian'ı bağırtarak yendiği london chess classic'teki maçtan sonra "uyuyan dev uyandı. sakının amk!" nidalarıyla onu desteklerdim.
    benim gönlüm bir başka bebe, sergey karjakin'i görmek isterdi buralarda lakin velhasılı kelam kendisi yokmuş.
  • birinci turda dört partide berabere bitti. çok da sürpriz bir durum değil bu. buna benzer büyük kapalı turnuvalarda geçmişte de olduğu gibi yine ilk tur fazlasıyla sıkıcıydı. herkes temkinli. bakalım sonraki turlarda neler olacak.

    http://candidates2013.live.whychess.com/
  • ikinci günde levon aronian, gelfand'ı ve wild card ile turnuvaya katılan azeri satranç oyuncusu radjabov da ivançuk'u beyazlar ile mağlup etmeyi başardılar.

    ivançuk, vezir ve piyon verip karşılığında kale ve minör taş almasına rağmen iyi idare etti hatta filini çok iyi pozisyona getirdiği kritik hamlelerde, hangi atağı yapacağına bir türlü karar veremedi diye düşünüyorum. birden, orjinal planından vazgeçti sanki ve o pozisyonda çok güçlü olan filini kullanamadı. radjabov nihayetinde o fili ortadan kaldırmak için kalesini de feda etti ve ivançuk'un atağı tamamen umutsuz bir hal aldı zira vezir kanadında üç tane geçmiş piyon ile ivançuk'un başetmesi mümkün değildi artık ve nihayetinde pes etti.

    diğer galibiyet maçında ise bu turnuvaya sıkı hazırlandığını bildiğimiz aronian, gelfand abiyi mağlup etmeyi başardı. gelfand, oyunun 25. hamlesinde fil d5 veya fil e4 oynayarak gayet rahat berabere bitirebileceği maçta, kale c8 oynayarak rakibine ufak da olsa bir insiyatif şansı verdi ve bu ufak şans, aronian gibi bir oyuncunun eline geçince her adımda büyüdü, büyüdü ve kazanmasını sağladı.

    ikinci günün beklenen maçı carlsen kramnik maçıydı. ilk günün olduğu gibi, ikinci günün de en çabuk sonuçlanan müsabakası bir carlsen maçı oldu ve berabere neticelendi. magnus carlsen, ilk iki gün adaylık için en kuvvetli rakipleri olan aronian ve kramnik ile oynayarak ikisiyle de kısa süren oyunlarda berabere kalmayı başardı. bundan sonraki maçlarda kazanmasını beklemek anormal sayılmaz. saldıracaktır da bence kazanmak için.
  • bugün üçüncü turu oynanacak turnuva.
    radjabov'un dün kazanmış olması mutluluk verici. ancak carlsen'in genelde turnuvalara -nispeten- zayıf başladığını ve sonradan açıldığını unutmamak gerek. birkaç beraberlik alıp sonra yine kazanma serisine bağlarsa pek çok kişinin beklediği gibi durdurulamaz.
    iki sene önceki adaylar turnuvasında herkes kramnik mi topalov mu diye tartışırken gelfand'ın kazanması, yine bir sürpriz olabileceğini düşündürse de robin turnuvaların elemelilere oranla sürprize daha az açık olduğu da ortada. bu yüzden carlsen ilk birkaç maçı berabere bitirse bile favori olmayı sürdürecektir.
  • batı medyasının ne kadar ezik olduğunu bir kez daha görmemizi sağladı bu turnuvanın üçüncü günü. magnus carlsen, gelfand'a karşı kazandıktan sonra yapılan basın toplantısında "buradaki tek 'batılı' sizsiniz, diğerlerinin hepsi sovyet okulundan gelme. kendinizi biraz bobby fischer gibi hissediyor musunuz?" şeklindeki ezikler eziği ve biraz da ırkçı soruya yerinde ayarı vererek "öyle bir şey yok, ben tek siz hepiniz gibi bir şey söz konusu değil" tarzında "uyanın amk ezikleri, soğuk savaş biteli yırmı yıl oldu ne sovyet kompleksiymiş sizdeki" demeye getirdi ve ayarı verdi.

    maçlara gelirsek, turnuvanın gerçek anlamda başladığı gün diyebiliriz sanırım üçüncü güne. levon aronian, ivançuk'a karşı biraz da şanslı bir şekilde zamandan kazandı. ivançuk iki gün üst üste zaman sorunu nedeniyle kaybetti. her ne kadar levon aronian, oyunun son hamlelerine kadar bir avantaj taşımış olsa da, ivançuk'un o hep sevdiğimiz yaratıcı yanı, 31. hamledeki c4 hamlesi, tek kelimeyle muhteşemdi lakin o hamleyi yaptığı sırada yaklaşık 7 saniyesi falan kalmıştı. neticesinde, kağıt üzerinde bir şekil pozisyonel eşitliği sağlasa da bu yaratıcı hamleleri bulmak için harcadığı zaman onun bir kez daha kaybetmesine neden oldu. ivançuk için üzülmedim desem yalan olmaz. o da basın toplantısında "yarınki dinlenme gününde ne yapacaksınız?" sorusuna "hiçbir şekilde satranç düşünmeyeceğim" şeklinde yanıt verdi. levon aronian ise, doludizgin devam ediyor. ilk gün carlsen ile berabere kalıp sonraki iki maçını kazanarak +2 yaptı. ona sorulan izin günü sorusuna ise "kramnik, boş günlerde spor yapmak istediğini söylerdi. ben de öyle yapacağım ancak yapabildiğim en iyi spor satranç. o yüzden satrançla uğraşacağım" cevabını vererek anand'ın rakibi olmayı ne kadar istediğini gösterdi.

    ilk iki günün en erken biten maçlarını oynayan carlsen, bugün yaklaşık beş buçuk saat süren maçta, gelfand'ı yendi ve günün en son biten maçını oynadı. yarının dinlenme günü olması onun büyük şansı. gelfand, çok iyi mücadele etmesine rağmen, vezirleri değişerek carlsen'ın geçmiş piyonlarını bir canavara dönüştürdü. zaten maç sonra basın toplantısında "orada bir yanlış hesaplama yaptım" dedi ve bu yanlış hesaplamanın üzüntüsü yüzüne yansıyordu. vezirleri değişmeyip vc6 oynayarak şansını sürdürebilirdi ancak bu hamleyi kaçırdı. carlsen izin gününde ne yapacağı sorusuna "biraz çıkıp dolaşacağım, londrada çok iyi danimarka restorantları oldugunu duydum" diye cevap verdi. ayrıca, yarın premier ligde maç olmamasına da üzülmüş. zira futbolu sevdiğini biliyoruz. hatta kendisine real madrid'in durumunu da sordular şampiyonlar liginde. sanırım galatasaray gibi kolay bir rakiple eşleşmesinden epeyce memnun.

    peter svidler'da bugün, radjabov'u geçmeyi başardı. bunun ev hazırlığıyla gelen bir galibiyet olduğunu da inkar etmedi ve basın toplantısında "ilk kez, ilk on hamleden sonra evde çalıştığım bir pozisyona ulaşmayı başardım" diyerek herkesi yardı. açılışla kazanılan oyunlara güzel bir örnek olarak gösterilebilir bu galibiyet.

    grişçuk, kramnik ile berabere kaldı ve turnuvada henüz yenilgi tatmayan sporculardan biri olmaya devam ediyor. sıkıntı şu ki henüz galibiyeti de yok.

    velhasılı kelam, çok keyifli bir pazar günü geçirmemizi sağlayan tüm büyükustalara teşekkürlerimizi ileterek londradan aktaracaklarımıza nokta koyuyoruz efenim.
  • bugün oynanan 3.round maçları ile beraber levon aronian 2½ puanla tek başına liderliğini sürdürmektedir ve görünen o ki, en formda oyuncu da şu an kendisi. ivanchuk maçı süreden kaybetmiş olsa da, aronian'ın açılış tercihi gerçekten çok orijinal ve ivanchuk'u düşünmeye iten türdendi. vassily ivanchuk konusunda da in memory of botvinnik'in tahmini gerçekten isabet olmuş çünkü 3 maçta yarım puanla son sırada şu an kendisi.

    kendisinden çok şey beklediğim kramnik 3.maçında 3.beraberliğini aldı ki, bugün aldığı beraberlikten o bile memnun olmamıştır eminim. 31.f3'den sonra beyaz piyonların tahtadaki üstünlüğü ile birlikte kramnik'in galibiyeti daha olasıydı ama siyah vezirin fil tehdidi sebebiyle oyun berabere bitti.

    1 günlük aradan sonra salı günkü maçlarla turnuvaya devam edilecek. maçlar belli tarihlerde gmt 14:00'de başlıyor. maçları canlı takip edebilmek için; [http://london2013.fide.com/ http://london2013.fide.com/]
  • canlı takip etmek için geniş vaktim olmasa da sonuçları ve oyunları itibariyle takip ettiğim turnuvadır.

    aronian iyi başladı; ancak bu hızını sürdüreceğini sanmıyorum. beklenmedik yenilgi(ler) alabilir. carlsen ise gelfand'ı siyahlarla yenip psikolojik olarak turnuva dışı bıraktı rakibini. ivanchuk'la ikisinin bu saatten sonra birincilik ihtimali bence yok. carlsen, ilk iki turdaki dişli rakiplerden sonra şimdi galibiyet serisine başlayabilir.

    recebov çok sevdiğim birisi; ama risk almayı çok seviyor. bu da ona turnuvaya mal olabilir. kramnik ise "petrosyanvari" oyun tarzıyla bol beraberlik ve az galibiyet/mağlubiyet hedefler gibi duruyor. bu yaklaşım turnuva kazandırmaz. biraz daha atak oynamalı.

    ivançuk, gözümde en semptaik/çocuksu/deli/dahi/duygusal satranççıdır. maalesef bu kadar gel-git kendisinin iddialı olmasını engelliyor.

    bu turnuvada keşke morozeviç, karjakin, caruana, nakamura gibi hayal gücü geniş oyuncuları görebilseydik.

    son olarak carlsen ile ilgili bir değerlendirme yapayım: magnus, bazı başka büyükustalar gibi bütün açılışları ezberlemiyor. ama kendi ifadesiyle 20 binden fazla oyun hamlesi hamlesine hafızasında kayıtlı. carlsen kitabi açılışları sevmiyor ve hep farklı bir hamle yaparak açılış ansiklopedisinin dışına çıkmak istiyor. ayrıca inanılmaz hızlı düşünüyor. hatta bir keresinde şöyle demişti. "aslında yapacağım hamleyi çok erken buluyorum. geri kalan düşünme zamanı ise o hamlenin doğru hamle olduğunun sağlamasını yapmakla geçiyor."

    dediğim gibi sıradışı bir oyun istiyor carlsen, çünkü rakibinin bilgisayarda ezberlediği, database'lerden yardım aldığı hamleleri robot gibi tekrarlama niyetinde değil. ki kendisi de bu databaseleri kullanıyor; ama muhtemelen rakibinin yapacağı açılışı bulup ona göre komplikasyonlar oluşturmak istiyor.

    ve en çok ona yakışıyor şampiyon olmak. satrancın mozart'ına...
  • ilk üç turda kramnik'in drawnik lakabını hak ettiğini gösteren turnuva. pogonina'nın dikkat çektiği bir nokta kramnik'in turnuvadaki herkese ikili skorlarda üstün olmasıydı (carlsen dahil). ancak eski şampiyon bu turnuvayı da baştan sona beraberlikle geçirecek herhalde..
hesabın var mı? giriş yap