• bedenim ve yüzümün yaşlanması
    korkunç bir hançerin yarası-
    dayanılır gibi değil.
    sana dönüyorum ey şiir sanatı,
    merhemlerden azçok anlayan,
    düşlerle, sözcüklerle avutmasını bilen.

    korkunç bir hançerin yarası.
    getir merhemlerini, ey şiir sanatı,
    hiç değilse bir süre sızıları dindiren.

    "kommageneli ozan iason kleander'in üzüntüsü- i.s. 595"

    (bkz: kavafis)
    (bkz: cevat çapan)
  • şöyle bir eseri vardır fluxus'un:

    ___________ ____________

    "i hoped these lines would meet"

    budur şiir sanatı..
  • erdoğan alkan'ın kitabı*. yabancı şiirlerden kopya çeken türk şairler için ayrılan bir bölüm var*.
  • şu kitabı yeniden basın lan. piyasada yok, olanlar da acayip rakamlar istiyorlar. bu kadar mı zor ya? sanki telife saygının harakiri hassasiyetinde olduğu bi ülkede yaşıyoruz.
    *erdoğan alkan'ın eseri için bu sitemim.
  • "die poesie

    gott sandte seinen rohen kindern
    gesetz und ordnung, wissenschaft und kunst,
    begabte die mit aller himmelsgunst,
    der erde grasses loos zu mindern.
    sie kamen nackt vom himmel an
    und wussten sich nicht zu benehmen;
    die poesie zog ihnen kleider an
    und keine hatte sich zu schamen."

    (bkz: johann wolfgang von goethe)
  • (bkz: aristoteles)
    (bkz: poetika)
  • jozsef attila şiiridir

    şairim ben; ama şiiri
    kendisi olarak umursamam bile.
    gece ırmağının taşıdığı yıldız
    çirkinleşir göğe tırmanmak isterse.

    zaman damla damla eriyip gitmede
    karnım tok sütüne masalların
    ben gerçek ve elle tutulan bir dünyayla beslenmekteyim
    göğün köpükleridir yükselen üstünde o dünyanın

    girip yıkanasın diyedir kaynak
    orada ürpertili ya da dingin sular
    birbirlerine karışıp sarmaşırlar
    sevimli, akıllı şeyler konuşarak

    bir takım şairler -ırak olsunlar benden-
    tepeden tırnağa çamur içinde
    yalandan bir sarhoşluğun imgelerini kusarak
    yolculuk etmedeler birinci mevki bir esrimede

    meyhaneler de ırak olsun benden
    ben akla giderim ve daha öteye...
    hiçbir şey ruhumu alçaltamaz
    dalkavukluğa, ikiyüzlülüğe...

    sev, ye, uyu, iç; kendine
    ölçü olarak evreni almalısın.
    bizi yoksul ve tutsak kılanlara
    bir zerresini bağışlamam yaşama hakkımın.

    hiçbir uzlaşmaya yanaşmadan
    mutlu olma hakkımı haykırırım
    kızarır yanaklarım tutkudan
    tutuşur ateşler içinde kanım.

    hiç kimse beni susmaya zorlayamaz
    bilimdir bana omuz veren çünkü.
    çağ beni koruyor, onun oğluyum ben
    beni düşünüyor sürerken sabanını köylü

    işçinin içine doğan şey benim
    mekanik iki hareket arasında.
    şu hırpani kılıklı delikanlı
    beni bekliyor sinema kapılarında.

    ve benim yakıcı dizelerimi
    vurmaya kalkıştığında alçaklar
    yola çıkar kardeş tanklar
    gümbürdeyerek şiirlerimi

    insan çocuk daha, bunu biliyorum
    ama büyümek istiyor, işte bu onun deliliği.
    anne-babası sevgi ve akıl
    ona göz kulak olsalar bari...
  • bu şiirin bir de kemal özer - edit tasnadi çevirisi vardır, buyrun, tamamen el emeği, copy-paste değildir. kaynak :broy dergisi 7.sayı mayıs 1986

    şiir sanatı

    ozanım ben- nedir ne değildir
    neden ilgileneyim şiirin kendisiyle?
    gece ırmağında yüzen yıldız
    hoş kaçar mı göğe tırmanmak istese.

    zaman süzülüp gidiyor usulca
    bağlı değilim masalların sütüne
    benim yudumladığım gerçek dünya,
    gök köpükleniyor üstünde

    pınar güzeldir, içine girmek de öyle!
    dinginlikte titreşim, kucaklaşır.
    ve akıllı kıvrak bir söyleşi
    köpüklerin arasından fışkırır.

    başka ozanlar- bana ne onlardan?
    batırsınlar burunlarını pisliğe.
    göstersinler esrik çoşkularını,
    uyduruk imgelerle ve içkilerle

    gittiğim yer meyhane değil benim.
    usa giderim hatta daha da ileri
    özgür bir usun sahibiyim.
    budala bir hizmete adayamam kendimi.

    yiyebilmek, içebilmek, sevişebilmek.
    uyuyabilmek!
    alacaksan evreni ölçü al kendine!
    bana göre değil sızlanıp hizmet etmek.
    elden ayaktan düşüren alçak güçlere

    pazarlık yok- mutlu olmalıyım!
    onurumu kolayca kırarlar yoksa.
    ve yüzüme ateş basar kızarırım.
    bakanlar anlarlar kolayca kırıldığımı

    açtım davacı ağzımı örtmem bir daha
    duysun yakındığımı sağduyu
    gözü üzerimde çağın, hazır yardıma
    köylünün kafası benimle dolu;

    beni seziyor işçinin bedeni
    iki ağır devinim arasında
    benim şu kılıksız gencin beklediği
    akşamları sinema kapısında.

    toplanıp da soyguncu takımı.
    nerede ardına düşse şiirlerimin
    davranır kardeş tanklar, uyaklarımı
    gümbürtüyle ortalığa saçmak için.

    diyorum ki büyümedi insan daha.
    öyle sanıyor ama bilmiyor haddini
    göz önünde bulundursun hiç olmazsa
    iki büyüğü onu: akıl ve sevgi

    attila jozsef

    türkçesi : kemal özer - edit tasnadi
  • yıllardan sonra yollardan sonra yeniden basılan erdoğan alkan kitabı. ne yazık ki tevfik fikret'in, necip fazıl'ın, cemal süreya'nın arakladığı şiirleri açık açık yazıyor bu efsane eser. modern türk şiiri dediğimiz şey biraz da çalıntı.
hesabın var mı? giriş yap