• bir ekşisözlüksüzlük değil.
  • gezi eylemlerinin bu derece uzun sürmesi ve etkili olmasının tek nedenidir. bu eylemler örgütlü olsaydı şu an topçu kışlası inşaatı başlamıştı.
  • özgürlüğe ilk adımdır.

    örgütsüz olunca
    hangi örgütlenmeler verimlidir;
    hangileri değildir
    anlarsınız. fark edersiniz.

    ve aslında belli örgütlenmeler içinde de olduğunuzu da anlarsınız.

    o zaman o örgütlenmeler içinde kalıp kalmayacağınıza karar verebilirsiniz.

    anda
    lider yaklaşımlı, otoriter, kendi içinde bağımlı, eski sistem içine gömülü hiç bir örgüt içinde bulunmam.
    kendi kendim ile örgütlenirim daha iyi.

    ya da aynen benim gibi hissedenler ile örgütlenirim.
    ki şu an direniş içinde destek verdiğim eylemlerin hangilerini hangi örgütlenmeler ile verimli,
    sürdürülebilir ve kalıcı olduğunu inceliyorum.
  • ülkedeki laik yaşam tarzının anasını s.ken şey.
  • sadece ekonomik ve siyasi yönüyle değil bugünkü sokağa çıkma yasağı sonrası çıkan olaylara ve kitle hareketine bakılırsa sosyal olarak da etkisini gösteren durum.

    her koyun kendi bacağını kurtarma telaşı ile can havliyle debelenirken yarattığı izdiham daha da beter hale getiriyor işleri. insanların ne topluma, ne yöneticilere, ne de kamunun herhangi bir mekanizmasına zerre inancı kalmamış olması lazım bu derece irrasyonel hareketlere girmesi için.
  • şimdi burada örgüt derken tam olarak hangisinden bahsediyoruz,

    - maruz kalınan aynı etkiye karşı, bulunduğumuz topluluğun içinde kendiliğinden gelişen bir ortak iradeden mi,
    - bilmem ne örgütü bişey derneği veya grubu falan gibi bir çatıdan mı,
    - yoksa somut bir anda maruz kalınan etkiden falan bağımsız bir şekilde, bildiğin "hemşericilikten" mi? (hemşericilik yerine istediğiniz herhangi bir saçma sapan bağlamı koyabilirsiniz.)

    birincisini alır öper başımın üzerine koyarım. o iradeyi gösteremeyen hayatındaki hiçbir şeyden bikbik etmesin. tavırsız insan sevmiyorum.

    fakat ben ikincinin olduğu yerde üçüncünün olmadığını görmedim. kesinlikle görmedim, asla görmedim ve olabileceğine de pek ihtimal vermiyorum.

    hemşericilik yerine din kardeşliği olur. mezhepçilik olur. aynı okula gitmişliktir. aynı mekana takılmışlıktır. aynı mağduriyete dayanmışlıktır. hiçbiri olmasa "çük kardeşliği" olur; bıraksan (!) ülkeye özgürlüğü tek başına getirecek nice yiğitlerin, tacizci hemcinsinin burnunundan kıl aldırmadığını kaç kere gördük.

    olur yani. ikinin olduğu yerde üç = olur.

    toplu ortamlardan bu yüzden kaçınırım. biliyorum çünkü, insanları tanımaya başladığın anda o ilişkileri de göreceksin. selamını bile sakınacağın hadsizlere tahammül etmen beklenecek - ve belki de, tahammül ettirildiğin hadsizliğin onda birini yapanın linç edildiğine tanık olacaksın.

    hayatımda en değer verdiğim şeylerden biri bu örgütsüzlüğüm. örgütsüzlükten aldığım tadı hiçbir şeyden almadımshfhfhhgfhgdhf böyle gider inşallah dur bakalım.
  • "aşk örgütlenmektir, bir düşünün abiler." ece ayhan
    "aşk örgütsüzlüktür, toz duman dağılmaktır." ibisile

    "delilerde hiç kaba gürültü yok. sessizce düşünüyor, aranıyor, bakınıyor veya kabullenmiş oluyorlar. sanki sessizlikle anlaşıyorlar. tamam tedirgin edici ama korkutucu değil. saldırgan değiller, bir kısmı orada kalıcı bir kısmı kaçak ruhlu. isim listesi* ortak bağımız. biz de isimliyiz, biz de akıl hastası adayıyız. hemşireler de öyle. onlar bunu biliyor, diğerlerinden daha iyi biliyor. (...) örgütlenme yok, örgütsüzlük var. hayvani, koklaşır gibi haberleşme ve anlaşma var. deliler de dağınık ama birbirini anlıyor, anlayışla karşılıyor. (...) ben geçici ve konuğum diye düşündüm. nedenlerim var, acelem var. ben deli olsam veya deliysem kaçak tavırlı, çıkış arayan biri olurdum, öyleyim." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    (ilk giri tarihi: 27 5.2021)
hesabın var mı? giriş yap