• gün itibarlı yazısıyla ıssız adam sendromunun matbuatta devam ettiğini gösteren "loser kadın hezeyanı" nı ortaya koymuştur.

    http://www.sabah.com.tr/…9/10/11/o_taclar_tenekeden
  • ayşe arman olmaya çalışan, ayşe özyılmazel'den daha kaliteli köşe yazarı.
  • escinsellere karsi ayrimciligin dibine vuran bir yazi yazarak, yazdigi gazete olan sabah'a ne kadar yakistigini bir kere daha gostermis olan kalem erbabi.

    "dört duvar arasında kimin ne yaptığı, kiminle yaptığı, nasıl bir hayat yaşadığı umrumda değil ama bu konularla hiç ilgilenmeyen ben bile şu görmüş olduğunuz fotoğrafa bakınca "yok artık yaa!" dedim. aslında daha edepsiz bir tepki verdim de gazete yönetimi argo ve küfüre izin vermiyor, yazamıyorum. şimdi bu çocuk büyüyecek ve arkadaşlarına sünnet fotoğraflarını gösterecek değil mi? peki bu manzarayı nasıl açıklayacak?
    bu kim?
    babam
    bu?
    annem
    peki en sağdaki bıyıklı?
    babamın manitası.
    allah hiçbir çocuğa bu travmayı yaşatmasın.
    yazık valla, acıdım bebeciğe!"

    http://sabah.com.tr/…icer/2011/01/23/aman_yok_artik
  • hıncal uluç'un penissiz olanı. buyurun burdan yakın: http://www.sabah.com.tr/…_gidene_degil_vay_o_bebege
  • her yazısını gördüğümde ağzım açık bakakaldığım bir kadındır bu. her gün sıradan yaptığımız konuşmaları, ona buna sataşmaları, nasıl kilo veremediğini filan toplayıp yazıp birde üzerine para kazanıyor ya. kesin bazı insanlar çok şanslı...
  • kirk yillik fikrayi, arkadasi cemo'nun anisi olarak aktaran kadin...
    hadi "millet salak anlamaz" diye dusunuyordur kendisi de, bu gazetelerde editor falan yok mu?

    hic duyan olmamis mi daha once fikrayi?
    hey allahim ya...

    http://www.sabah.com.tr/…saskin-capkinin-hazin-sonu
  • öncel hanım'ın köşesinde kullanılan, cep telefonuyla tepeden kendini çektiği bu fotoğrafı çok seviyorum.

    sonra da, şu yazısını okudumsıra kendimden geçiyorum. dudak yapısından karakter tahlili yapıyor. aynı bizim yan komşu gibi... bizim yan komşu da her allahın günü apartmanın önündeki banka oturur, mahallede gelen gideni tepeden tırnağa inceler, diğer komşulara da onların dedikodusunu yapar durur. canım yaa...

    işte öncel hanım'ın bizim yan komşu fehime hanım'dan tek farkı, üslubu. yoksa bizimki de kaşa-göze bakıp bir tahliller yapar, parmaklarınızı yersiniz.
  • bugünkü yazısında alaçatı'nın saygısız halkı başlıklı bölümünde tam anlamıyla saçmalamış köşe yazarıdır. yazıdan aynen aktarıyorum:
    "geçenlerde yine bahçeye doluşmuş bir güzel eğleniyorken hooop kafamızdan aşağı sular boşaldı.
    neden? çünkü alaçatı'nın bazı şımarık ve saygısız yerli halkı, gece uyku vakitleri geldiğinde etrafta çıt çıksın istemiyorlar. sobe'nin yan komşusu yaşlı bir amca da leğene doldurduğu suları yan bahçede eğlenen onca insanın üzerine boşaltmakta bir sakınca görmüyor.
    gerçekten -bazı- alaçatılılar çok nankör. beş para etmeyen ahırları, depoları, yıkıntı, harabe evleri trilyonluk değer kazandı, cepleri yazın topu topu iki ay katlanacakları bu insanlar sayesinde para gördü ama onlar hâlâ şımarıklık peşinde.
    yahu kardeşim zaten yılın 10 ayı hiç çalışmadan yan gelip yatarak geçireceğiniz ve sessizlikte bol bol uyuyacağınız günler var. iki ay da biraz az uyusanız çatlar mısınız?"
    öncelikle çeşmeli değilim, zorunlu kalmadıkça yaz aylarında adımımı da atmam. o güzel denizinin tadından, saçma sapan bir müzik eşliğinde denize girmek istemediğim için vazgeçerim. ancak bir izmirli olarak yazın çeşme'ye gitmeme seçeneğim vardır belki ama peki oranın yerel halkı ne yapacak? kimse kusura bakmasın, siz kafanızı boşaltacaksınız diye millet kendi rahatından vazgeçmek zorunda değil. hele ki şehrin gürültüsüne alışık olmayan bünye için daha çekilmez bir durum gürültü fazlalığı. parayı da mekanı kiralamak için veriyorsunuz zaten, gündelik yaşamını gasp etmek için değil. tabi ki uyarı, baştan aşağı su dökmek şeklinde olmamalı ancak insanların bu duruma getirinceye kadar ne çektiğini merak etmedim değil.
    şehir kültüründen nasibini almamış insanların özenti eğlence anlayışını, tüm senenin stresini atmak bahanesi ile hoş göstermesini olağan karşılayamıyorum ne yazık ki. parasını verdim mantığına ise diyecek bir söz bulamıyorum zaten. modern yaşam görüntüsünün altındaki kıroluk bu olsa gerek herhalde.
  • http://www.sabah.com.tr/…stanbullu-kadinda-ne-eksik

    " "yaptıysam yaptım, evet size göre şebeğin mabadına döndüm belki ama ben memnunum, size ne kardeşim" demeyi bileceksin."

    " "evet ya, güzel olacağım diye gittim, dudaklarımı 'tarla domatına' çevirdim. en kısa zamanda düzelttirmenin çaresini arıyorum. hay kafama s.çayım" diyebileceksin."

    "sahte dünyaların kıçı kırık prensesleri, yani istanbul tayfası!"

    biri bu kadına biraz terbiye öğretsin dedirten ucuz yazar.
hesabın var mı? giriş yap